30 AĞUSTOS TÖRENİNDE SUBAY ANDI İÇEN TEĞMENLERE TSK’DAN AYIRMA İSTEMLİ DİSİPLİN İŞLEMİ YAPILMASI KONUSUNDA ZAFER PARTİSİ BİLDİRİSİDİR

 

SEÇKİNHABERTV- Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde geleneksel subay andı içip “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek, kurucu liderimiz Atatürk’e bağlılık gösteren subaylarımızdan Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu’nun, “TSK’dan Ayırma Cezası” talebiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmelerini kaygı ve üzüntüyle takip ediyoruz.

Geleneksel subay andı içmek suç teşkil etmemektedir. Nitekim 16 Ağustos 2024 tarihinde gerçekleştirilen Özel Kuvvetler Komutanlığı mezuniyet töreninde de subay andı okunmuş ve Millî Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanınca alkışlanarak takdir edilmiştir.

Aynı eylemi 14 gün arayla önce takdir edip sonra cezalandırmak mümkün değildir. Kaldı ki; teğmenlerin içtiği subaylık andı yıllardır okunmaktadır ve metni yıllardır aynıdır. Bu metin devlete ve millete bağlılık ve bu uğurda gerekirse şehit olamaya kararlılık vurgusu içermektedir.

Diğer yanda, Teğmenlerin “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” şeklindeki çoşkulu tezahüratları, cumhuriyetimizin banisi büyük Atatürk’e gösterdikleri sevgi, her türlü takdirin üstündedir. Bu bakımdan, teğmenler hakkında soruşturma açılması ve TSK’dan ayırma talepli disiplin işleminin hukuki hiçbir dayanağı bulunmamaktadır.

Nitekim geleneksel subay andı okunması, “TSK’dan ayırma” işlemini düzenleyen 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu 20’nci madde alt başlıklarda açıklanan suç eylemleri ile hiç örtüşmemektedir. Esasen, anılan subayların suç işlemedikleri halde Yüksek Disiplin Kuruluna sevkleri, SİYASİ bir talimat çerçevesinde gerçekleşmektedir. Nitekim kimi siyasi çevreler, konu hakkında halen mütalaada bulunmaktadır.

Bu durum açıkça “yargı tarafsızlığı” ve “bağımsızlığına” gölge düşürmektedir. Diğer yanda, üniforma ve makam aracı ile tarikata giden, üniformasının üstüne cübbe giyip başına sarık takan Tuğamirale yapılmayan disiplin ve ayırma işleminin, devlet ve milletine bağlı Atatürkçü Teğmenlerimize yapılması, milletimizin vicdanını kanatmaktadır. Bu konudaki ısrarcı tutum, TSK’ne duyulan güveni büyük ölçüde kıracaktır.

Adalet mülkün temelidir!

Devleti adaletle yönetmeyen, yargıyı şahsi ve siyasi amaçlarına vasıta kılan ve bu uğurda TSK mensubu genç subaylarımızın hukukunu yok sayanlar, millet vicdanı ve tarih önünde muhakkak mahkûm olacaklardır.