Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu 'Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur 'Eylemlerinin Beşincisini Hatay’da Gerçekleştirdi (Videolu)
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak “Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur!” sloganı ile başlayan eylem planımızın beşincisini Hatay’da gerçekleştirdik.
Eylemde 2022 yılında yapılan yetersiz maaş zamlarının daha ilk aydan enflasyon ve hayat pahalılığında eridiği vurgulandı.
Kamu Emekçilerinin insani bir şekilde hayat süremediği ifade edilen basın açıklamasında hükümete acil bir eylem planı yapması için çağrı yapıldı.
Hatay’da gerçekleştirilecek miting öncesi Defne Sümerler Necmi Asfuroğlu Lisesi önünde toplanan katılımcılar sloganlar atarak miting alanına kortej eşliğinde giriş yaptı.
Hatay Eğitim-İş temsilciliğinin hazırladığı konser gösterisi ile başlayan mitingde öncelikle açıklamalarını yapmak üzere Eğitim-İş Sendikası Hatay 1’nolu Şube Başkanı Mustafa Güral sahneye davet edildi.
Mustafa Güral yapmış olduğu basın açıklamasında;
“Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon ve üst üste gelen zamlarla halkımız git gide yoksullaşmıştır. En temel ihtiyaçlarımız olan elektrik, doğalgaz ve su faturalarını ödeyemez duruma gelmiştir. Üretim maliyetlerinin artması tüketiciyi de etkilemiştir. Pazardan aldığı sebze ve meyveyi tane ile alır hale gelmiştir. Kamu emekçileri ve emekliler hayatta kalma mücadelesi içerisine girmiştir.
Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur demek için alanlardayız. Yüksek enflasyon ve yüksek zamlar için alanlardayız. Artık geçinemiyoruz demek için alanlardayız. Özlük haklarımız için alanlardayız, Toplu sözleşme masalarında bizi satanları durdurmak için alanlardayız. Liyakatsiz ve yandaş atamalara karşı ataması yapılmayan ve ölüme sürüklenen öğretmenler için alanlardayız. Eğitimin piyasalaştırılmasına karşı çıkmak için alanlardayız. TÜİK’in sahte enflasyon oranlarını anlatmak için alanlardayız. Enerji ve akaryakıt zamlarına dur demek için alanlardayız. Sadece kamu emekçileri için değil evine ekmek götüremeyen asgari ücretliler için alanlardayız. İş yerlerini döndüremeyen esnaflarımız için alanlardayız. İşçilerimiz için çiftçilerimiz için emekçilerimiz için alanlardayız. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; bugün Hatay’dan yaptığımız eylemlerimize İnsan onuruna yaraşır bir yaşam sürene kadar, hakkımızı alana kadar halkımızla birlikte durmadan alanlarda olmaya devam edeceğiz.”
Daha sonra “399’luk PTT personeli kendi statüsü ile görevde yükselmek istiyor idari hizmet sözleşmeli haberleşme koluna bağlı kamu emekçileri eşit işe eşit ücret istiyor” sloganıyla Güven Haber Sendikası Genel Başkanı Ali Köse açıklamalarını yapmak üzere sahneye davet edildi.
Ali Köse yaptığı basın açıklamasında;
“Öncelikle katılımcıları selamlayan Genel Başkan Ali Köse, sendikamızı kurduğumuz bu dört yıl içerisinde tam anlamıyla sendikacılık yapıldığına şahit olamamıştık. Siyasetin de her zaman saraylarda saltanat içerisinde yapıldığını gördük. Uzun zaman önce tanıdığım Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık’tan sonra mücadelenin gerçek anlamda yapılabileceğiniz gördük. Bu sebeple Güven Haber Sendikası olarak Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı altında toplandık.
Emeğin, mücadelenin ve direnişin yapıldığı konfederasyona bağlanmaktan ve sizleri tanıyor olmaktan gurur duyuyorum. Bundan sonra örgütlü mücadelemizi her yere yayacağız.”
Eğitim-İş Kolunda mücadele veren Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay açıklamalarını yapmak üzere Sahneye davet edildi.
Kadem Özbay yapmış olduğu basın açıklamasında;
“Emeğine, alın terine, insanına halkına, doğasına, insanına sahip çıkanlara, haksızlıklar karşısında susmayanlara, haksızlıklara boyun eğmeyenlere, bu karanlığı aydınlatmak için mücadele edenlere, Türkiye’de barışın, medeniyetin, hoşgörünün başkenti Hatay’dan mücadelemizi büyütenlere selam olsun.
Haklıyız, emekçiyiz, alın terimizle bu ülkenin her tarafında mücadelesini yüreğinde hissedenlerle bu ülkenin zenginliklerini kendi çıkarları uğruna kullananlara, çocuklarına yandaşlarına peşkeş çekenlere, yurttaşları yoksullaştırdıktan sonra iki yüz liracık diyerek dalga geçenlere meydan okumak için buradayız ve meydan okuyoruz.
Biliyoruz ki bu ülkenin toprağı zengin, bu ülkenin insanı zengin, bu ülkenin gelişmesine engel olanlara karşı çıkmak için alanlardayız.
Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur eylemimize destek olmak adına alanda bulunan CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal katılımcıları selamlamak adına sahneye davet edildi.
Serkan Topal yapmış olduğu konuşmada;
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu bünyesinde bulunan eğitimin, adaletin, hukukun temsilcilerine selam olsun.
Hatırlarsınız öğretmenler açığa alındığında bakana bir tek cümle söylemiştim. Benim Hatay’daki 928 öğretmenim görevlerine iade edilmeden Milletvekilliği Serkan Topal’a haram olsun, o zamana kadar da bakanlık size haram olsun. Onların haklarını yediniz hakları iade edene kadar buradan ayrılmayacağım.
Sayın Bakan ne diyordu? benim gözerime bakınca neyi görüyorsunuz?
Sayın Bakana cevabım, biz sizin gözerinize bakınca yoksulluğu görüyoruz, hakkı yenilen öğretmenleri görüyoruz, ekonominin battığını görüyoruz. Ey sayın Nebati sende gel buradaki bütün arkadaşlarımızın gözlerine bak. Onların gözünde 6. Filo’nun önünde secde etmeyen Deniz Gezmiş’i göreceksin, özgür dünya için mücadele eden Ali İsmail Korkmaz’ı, Hasan Hüseyin’i, Abdullah Cömert’i göreceksin. Sen gel Serkan Topal’ın gözlerine bak, bu ülkede hak, hukuk, adalet için mücadele eden herkesin gözlerine bak Kurtuluş Savaşında bütün Emperyalistlerle mücadele eden ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal’i göreceksin.
Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye.”
Son olarak, Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur eylemlerinin öncülüğünü üstlenen Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık basın açıklamasını yapmak üzere davet edildi.
Basın Açıklamasına Mehmet Balık;
“TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamlarına göre, 3 milyon 919 bin işsiz sayısı ile ülkede işsizlik oranı, 2021'de bir önceki yıla göre 1,1 puan azalışla yüzde 12 olarak gerçekleşti.
84 Milyon nüfusluk Türkiye’de İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılında bir önceki yıla göre 2 milyon 102 bin kişi artarak 28 milyon 797 bin kişi, istihdam oranı ise 2,5 puanlık artış ile %45,2 oldu.
TÜİK’in işsizlik oranlarını hesaplama yöntemine göre, 51 milyon ne işte ne de istihdamda olmak isteyen nüfus bulunmaktadır. 15-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı ise 22,6 olarak gerçekleşti. Ancak, yıllarca iş arayan, iş aramaktan artık umudunu kaybeden genç nüfus işsizlik rakamlarına dâhil edilmemektedir.
Gerçek işsiz sayısı 10 milyonun üzerinde olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu hesaba göre Türkiye’de gerçek işsizlik oranı yüzde 12 değil, yüzde 35’in üzerindedir.
2022 Ocak ayında memura yüzde 7,5 maaş farkı verildi. 6 aylık enflasyon farkı olarak memura enflasyon farkı ile toplam 30,5 zam yapıldı.
Ocak ayı enflasyon oranlarına baktığımızda TÜİK verilerine göre, 11,10; Şubat’ta ise 4,81 aylık enflasyon gerçekleşti.
En düşük emekli maaşının 2500 Türk lirası olduğu Türkiye’de iki aylık enflasyon farkı ile emeklilerin alım gücü 2290 Türk lirasına geriledi.
En düşük memur maaşı ise 2022’de 6748 Türk lirası, iki aylık enflasyon farkı ile alık gücü 567 lira azalarak, 6181 Türk lirasına geriledi.
Dünyada Brent petrolün fiyatı düşmesine rağmen Türkiye’de petrol fiyatları artmaya devam ediyor.
Geçen hafta Brent petrol 133 dolar iken, motorin 22,85 Türk Lirasında satılmaktaydı. Ancak Brent petrolün fiyatı 108 dolara gerilemesine rağmen motorin fiyatlarına 7 iş günü üst üste zam gelmeye devam etti.
Ayrıca, akaryakıt fiyatlarına dolar etkisi de işe yaramadı, doların 18,50 Türk lirası olduğu zamanda 1 depo 650 Türk Lirası’na dolarken, doların 14,81 olduğu 10 Mart tarihinde 1 depo 1500 Türk Lirası’na dolmaktadır.
2022 yılında tarihin en büyük asgari ücret zammı yapıldığı iddia edilirken, hayat pahalılığı asgari ücreti üç ayda eski ücretten daha düşük konuma getirdi.
Asgari ücretin 2825 Türk lirası olduğu 2021 yılında, asgari ücretin tamamı ile 4 depo motorin alınırken, 4253 Türk lirası olduğu 2022 yılında ancak 3 depo motorin alınabilmektedir.
Her fırsatta bizi kıskandıklarını ifade ettikleri Almanya’da en düşük ücret 45.000 Türk lirası iken, Benzin 29 TL, Motorin 28 TL, Otogaz ise 15 Türk lirasıdır. Oranlamaya bakılacak olursa, Almanya’da en düşük ücretle tam 1.551 Litre Benzin alınabilmektedir.
Teknoloji kullanımın artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğu bu yüzyılda markalı bir telefonu alabilmek için Alman gençleri 15 gün çalışması yeterliyken, Türk gençlerinin ise tam 215 gün hiç harcama yapmadan çalışması gerekmektedir.
Son zamanlarda tüm yurtta Ayçiçek yağı kuyruklarını basından ve sosyal hayattan acı bir şekilde şahit olduk.
Ayçiçeğin sadece yüzde 36’sını ithal ettiğimiz halde Ayçiçek yağı 246 Türk lirasını aşmış durumdadır.
Çok değil bundan 3 ay önce Kasım ayında 5 litre Ayçiçek yağı 85 Türk lirasına satılırken bugün yüzde 195 oranında artarak 230 Türk lirasına satılmaktadır.
2021 yılı asgari ücreti ile 42 adet 5 litre Ayçiçek yağı alınabiliyorken, 2022 Mart ayı ile birlikte sadece 18 adet 5 litre yağ alınabilmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “PTT ucuza Ayçiçek yağı satacak” sözü verdikten sonra Ayçiçek yağına yüzde 180 oranında zam gelmiştir.
Artık yurttaşlar Ayçiçek yağını taksitle alabilmektedir.
Mart 2021 tarihinde, asgari ücretle 23 adet Aygaz mutfak tüpü alınabiliyorken, Mart 2022 tarihi itibari ile sadece 15 adet alınabilmektedir.
10 Mart 2021 tarihinde 32’li tuvalet kâğıdı 33 lira iken, 10 Mart 2022’de tuvalet kâğıdının fiyatı 131,50 Türk lirası olmuştur. 1 yıllık fiyat artışı yüzde 300 iken, TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 54 olarak açıklaması tamamen düzmecedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonu Kontrol Altına Alıp, Fahiş Fiyat Artışlarının Önüne Geçeceğiz” dediği günden itibaren;
İlaca yüzde 37
Doğalgaza yüzde 50
Oto gaza yüzde 81
Elektriğe Yüzde 127
Benzine yüzde 150
Motorine yüzde 156 zam gelmiştir.
Asgari ücreti değil 4253 Türk Lirası’na çıkarmak 50 bin lira yapsalar bile alım gücünün düşme hızına yetişemeyeceği için iki aydan daha kısa bir sürede bugünden daha kötü duruma düşeceğimiz çok açıktır.
Çözüm rakamlarla oynamak değil, çözüm üretimi arttırmaktadır, çiftçiye, hayvancılıkla geçinen insanlarımıza acilen destek paketleri açıklanmalı üretim arttırılmalıdır.
Kamu-Ar’ın yaptığı araştırmaya göre, açlık sınırı Şubat ayına göre 272 TL artarak 5.738 TL oldu.
Açlık sınırı martta bir önceki aya göre 601 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 428 lira artarak 11 bin 611 liraya yükselirken yoksulluk sınırı da toplam 1029 lira yükseldi. Geçen yıl mart ayına göre ise açlık sınırı 2 bin 342 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 3 bin 432 lira arttı.
İktidarın yeniden belirlenmesine yönelik taleplere henüz olumlu yaklaşmadığı asgari ücret, martta dört kişilik bir ailenin sadece 22 günlük beslenmesine yetiyor.
Gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 3 bin 432 lira lira arttı. Ailelerin gıda ve gıda dışı ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken toplam harcama tutarını gösteren yoksulluk sınırı da son bir yılda toplam 5 bin 774 liralık artışla 17 bin 349 lira oldu.
Yani, dört kişilik bir ailenin yaşamsal faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan yoksulluk sınırı ise 17 Bin Liranın üzerine çıktı.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı son 19 yılın en yüksek enflasyonu olmasına rağmen rakamlarla oynayarak Halkın Enflasyonunun yanına bile yanaşamamaktadır.
Kamu-Ar’ın her ay yayınladığı Halkın Enflasyon oranı yüzde 118,8 iken TÜİK’in açıkladığı yüzde 54,44 enflasyon oranı gerçeği yansıtmamaktadır.
TÜİK’in açıkladığı üretici fiyatlarında yüzde 93,5 oranında enflasyon meydana geldi. Bu da demek olmaktadır ki, ileriki aylarda fiyatlara en az yüzde 100 oranında zam daha yapılacaktır.
Halkın Enflasyon oranlarına baktığımız zaman Mart ayında bir önceki yıla göre;
Meyve fiyatları, yüzde 180,2;
Sebze fiyatları yüzde 261,4;
Süt ürünleri yüzde 60,3;
Ekmek makarna yüzde 131,9;
Bakliyat yüzde 91,7;
Yağda ise yüzde 98,2 artış yaşandı.
Gıdada yüzde 8 KDV oranının yüzde 1’e indirilmesiyle her 100 TL alışverişte, 7 TL indirim sağlayacak olması yurttaşların bütçesine hiçbir katkı sağlamadı.
Hayat pahalılığının en önemli sebebi olan enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki yüzde 18 KDV ve akaryakıttaki yüzde 18 KDV ÖTV kaldırılmadan vergi oranlarında indirim yapmanın hiçbir anlamı olmayacaktır.
Elektrik zammı 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan kademeli tarife sistemine geçilmesi ile elektriğe, mesken, sanayi ve ticarethane abone grupları için vergi ve fonlar dâhil ortalama yüzde 52 ile yüzde 130 arasında değişen oranlarda zam geldi.
210 kilovatsaate kadar olan tüketim miktarları için nihai fiyat kilovatsaat başına 1 lira 37 kuruş, aylık tüketimi 210 kilovatsaat üzeri olan mesken aboneleri için ise kilovatsaat başına 2 lira 6 kuruştan fiyatlandırılıyor.
Bir ailenin en düşük yaşamsal faaliyetlerini yürütmesi için kullanması zorunlu olan ev gereçlerini en asgari düzeyde hesapladığımızda geçen sene Eylül ayına göre neredeyse 3 kat fazla fatura ödemektedir.
Bunun dışında ekonomik faaliyetlerin yürütülebilmesi için en önemli girdi maddesi elektrik olduğu bilinen bir gerçektir. Zamların üzerinden daha 3 ay bile geçmeden birçok esnaf faturalardan dolayı kepenk kapatma noktasına gelmiştir. Artık çaresizlikten başka bir seçeneği kalmayan esnaflar, müşterilerden dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri görülmemiş soba ücretleri almak zorunda bırakılmıştır.
Yani yaklaşık 46 milyon abonenin elektriğinin yüzde seksen üçünü iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda özel şirket üretirken, faturalarda dağıtım bedeli adı altında yurttaşların cebinden zorla alınan paralar şanslı azınlıklara sunulmaktadır. Bu az sayıdaki ayrıcalıklı özel şirketlere baktığımızda neredeyse kamulaştırılan sektörlerde ellerini atmadıkları yer kalmayan Kolin İnşaat, Limak Holding, Cengiz Holding gibi “Beşli Çete’nin” hâkimiyeti açık bir şekilde görülmektedir.
Devletten 31 kuruşa alınan elektriğin kW’ı dağıtım şirketleri tarafından yurttaşlara 137 kuruştan satılmaktadır. Bu kadar yüksek karlar elde eden elektrik üretim ve dağıtım şirketleri ise Isparta’da ve birçok şehirde yenileme çalışması yapma gereği bile duymadığından yurttaşları günlerce soğuğa ve karanlığa mahkûm etmiştir. Isparta’da soğuktan donarak bir yurttaşımız hayatını kaybetmiştir bu yurttaşımızın vebali bu çetelerin üzerindedir.
AKP, iktidara geldiği günden itibaren en büyük hayali olan kamu kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekmesinin sonuçlarını görmekteyiz. Artık yaşamsal faaliyetlerimizi bile karşılama gücümüz kalmamıştır. Bu sebeple AKP hükümetinin kendi yandaşlarına sağladığı imtiyazlara bir an önce vazgeçmelidir.
Yeni yılla birlikte, tekel ürünlerine yapılan yüzde 47 ÖTV ve yüzde 18 KDV’ye bir de zam eklenince, tekel ürünlerine ulaşmak imkânsız hale gelmiştir.
Yapılan zamlar neticesinde yurttaşların sağlığını bozacak kaçak alkol ve tütün ürünlerine yönlendirilmektedir.
Kaçak alkolden kaynaklı ölümler son yıllarda katlanarak artmaktadır. AKP hükümetinin güya yurttaşların sağlığını düşünerek yapmış gibi gösterdiği bu zamlar yurttaşların sağlıklarını tehlikeye atmaktadır.
Bunun yanı sıra Türkiye’de 3 milyondan fazla insan tekel ürünleri satarak hayatlarını idame ettirmektedir. Yurttaşların tekel ürünlerinden uzaklaşmak zorunda kalması bu kadar kişiyi de açlığa terk etmiştir.
Tekel ürünlerine yapılan zamlar yurttaşların hayat tarzlarına doğrudan bir müdahaledir.”
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, AKP’nin zulmü son bulana kadar meydanlarda olacaklarını ifade ederek; bir sonraki eylemin 2 Nisan 2022’de Trabzon’da gerçekleştirileceğini ifade etti.
Basın açıklamalarından sonra katılımcılar konser gösterisiyle, halaylarla ve sloganlarla tepkilerini göstermeye devam ettiler.
Kaynak: Birleşik Kamu-İş