CHP Genel Başkanı Özgür Özel Seyhan'da: “Faiz Düzenine, Haramilerin Saltanatına Son Vereceğiz”
“100 KİŞİDEN 93’ÜNÜ KONTEYNIRDA BIRAKTI, ÇADIRDA BIRAKTI”
SEÇKİNHABERTV- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Adana’nın Seyhan ilçesinde halk buluşmasında yaptığı konuşmada, “Emekliye yüzde 33 zam veriyorlar. Ama kredi kartı faizine gelince yüzde 113 zam uyguluyorlar. Biz CHP olarak bu faiz düzenine, bu haramilerin düzenine, haramilerin saltanatına son vereceğiz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Adana’nın Seyhan ilçesinde halk buluşmasına katıldı. Özel, burada yaptığı konuşmada, “Bugün bereketli Çukurova’dayız. Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in, Müslüm Gürses’in Adana’sındayız. Seyhan Nehrimizin yanı başında modern Abdi Ağalara karşı İnce Memedler gibi direnenlerin kentindeyiz. Bugün Zeydan Karalar’ın yıllarca emek verdiği, belediye başkanlığı görevini yaptığı, belediye başkanı olduğu her gün sokaklarında yaşadığı, caddelerinde dolaştığı, çayını kürsüde oturup içtiği, kebabını tezgâhta yediği ve her köşesine dokunduğu, görevi bırakırken böyle bir kent meydanını kazandırdığı, böyle bir öğrenci yurdu yaptığı, böyle bir kadın akademisi yaptığı, emek emek, Adana Adana çalıştığı güzel Seyhan’dayız. Bugün CHP bu seçimlere giderken, geçmiş seçimlerdeki gibi bir ittifakla gitmiyor. Seçimi kazanamaz diye düşünenler vardı. Ama iş sokaklara, meydanlara gelince, sahaya çıkmaya gelince herkes gördü ki bir tarafta Cumhur İttifakı, her geçen gün birbirine benzeyen bir korku ittifakı. Korkutarak, tehdit ederek, şantaj yaparak, hizmet getirmeyiz diyerek depremzedeye dahi tehdit ve şantajda bulunarak, korkutarak ilerleyen bir ittifak. Yanlarına Hüda-Par’ı aldılar. Eski domuzbağcıları, kadınlar yalnızsa ve bekârsa onları sokak hayvanları gibi sahiplendirmek lazım diyenleri… Bunlar birbirine benziyor, Cumhur İttifakı. Karşısında, Seyhan’da Seyhan ittifakı, Adana’da Adana ittifakıyla, Türkiye’de Türkiye İttifakıyla bu korku ittifakının karşısında Seyhan’a geldik. Sosyal demokratlardan, milliyetçi demokratlardan, muhafazakâr demokratlardan, Türkler’den, Kürtler’den, Adana’da yaşayan hangi etnik grup varsa ondan, Alevi’den, Sünni’den ama gönlünde Seyhan, Adana ve vatan olan bütün güzel insanlardan oy istemeye geldik. Gördük ki bu ittifak çoktan kurulmuş” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
“BİR CUMHURİYET KADININI, BİR HUKUK İNSANINI ADAY GÖSTERDİK”
“Benim burada özel bir ricam, özel bir emanetim olacak. Ben CHP’nin son Genel Başkanıyım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten emanet bir koltukta oturuyorum. O gelmeden önce tek adam, saray vardı. Padişah vardı. Söz tek adamdaydı. Sonra Meclis kuruldu, büyük mücadele ile vatan kurtuldu. Cumhuriyet kuruldu ve Cumhuriyet’in gereği kadına, Avrupalılardan 30-40 yıl önce seçme ve seçilme hakkı verildi. Partinin mevcut Genel Başkanı olarak ilk Genel Başkanımızın önünü açtığı bir Cumhuriyet kadını, partimizin geçmişte Kadın Kolları Başkanlığı görevini yapan, bir hukuk insanı, bir hak mücadelecisi, çevre mücadelecisi, insanların insanca yaşamaları için siyaset yapan, Atatürk’ün kızını, bir Cumhuriyet kadınını, Oya Tekin’i aday gösterdik. Adana ve Seyhan’a emanetimdir. Cumhuriyet’in emanetidir. Türk kadınının hakları sizlere Atatürk’ün emanetidir. Ona sahip çıkın. Onu 1 Nisan günü Adana’nın seçilmiş ilk kadın belediye başkanı yapacak mısınız? Ben Seyhan’a güveniyorum, Oya Başkanıma güveniyorum. Seyhanlılara, size güveniyorum. Onu size emanet ediyorum.”
“100 KİŞİDEN 93’ÜNÜ KONTEYNIRDA BIRAKTI, ÇADIRDA BIRAKTI”
“Önce 6 Şubat’ı hatırlayalım. Bu ülkenin görmüş olduğu en büyük felaket. Adana’mız da bu felaketten etkilendi. 418 canımızı 6 Şubat gecesi kaybettik. 6 Şubat’tan sonra Adana’ya hemen koştuk ve geldik. Depremden etkilenen 10 ilde hep vardık. Belediyelerimiz vardı. Adana Büyükşehir Belediyesi, Adana’nın yaralarını sardı. Çorbasını kaynattı. Çadırını kurdu. Sonra deprem bölgesinin diğer illerine koştu. Biz depremi unutmayacağız. Belediyelerimizin yeni seçilenlerin göreve devam edenlerin öncelikli görevi depreme dirençli kentler inşa etmektir. Depremin hemen ardından, 3 gün sonra Tayyip Erdoğan söz verdi. Dedi ki bir yıl içinde herkesin evini yapıp teslim edeceğim. Adana’da 21 bin 21 konut yapmaya söz verdi. Tam bir yıl sonra bitecekti. 13 ay oldu, şu ana kadar teslim ettiği konut sayısı 1589. Yani yüzde 7,5. Türkiye’deki oran bundan farklı değil. Türkiye’de de 650 bin konut ihtiyacı var demişti, 45 bin 900 konutu teslim etti. Oran yine yüzde 7. 100 kişiden 93’ü verilen devlet sözüne rağmen, yaklaşan seçimi görüp depremzedeler bize kızar da oy vermez diye, bir yıl içinde 100 kişiden 93’ünü konteynırda, çadırda bıraktı. Biz bu sözün takipçisi olmaya, depremzedemize sahip çıkmaya, Adana’mıza ve 10 ilimize sonuna kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz. Siz de takip edin.”
“SARAYIN İNŞAATINDA ÇALIŞIRKEN HAYATINI KAYBETTİ”
“Adana’da bu meydana gelince iki kişiyi hatırlamam lazım. Bunlardan bir tanesi Adanalı işçi Savaş Oğuz. 10 yıl önce. 2014 yılında Mart ayında Cumhurbaşkanlığı’nın kaçak sarayı, Türkiye Mimarlar Odası’nın itirazlarına, mahkeme kararlarına rağmen, Atatürk’ün emaneti Atatürk Orman Çiftliği’nin böğrüne bir hançer gibi saplanan o sarayın inşaatında çalışırken Savaş Oğuz 28 yaşında hayatını kaybetti. Ailesi Adana’da yaşıyor. Ailesinin adalet mücadelesini iktidar yargısı sekteye uğrattı. Neredeyse bizim Somalı kardeşlerimiz gibi öldüren değil ölen suçlu bulanacaktı. Bu gencecik insan sarayın inşaatında hayatını kaybetti ama aileye bu durumu önce uzun süre gizlediler, sonra başsağlığı, destek mesajını bile çok gördüler. Ben bu ülkenin kurucu partisinin genel başkanı olarak Savaş Oğuz kardeşimizi, onun gibi iş cinayetlerinde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum. Adanalı ailesinin acısını buradan paylaşıyorum. Zeydan Başkanımızın çalışma arkadaşı, hepimizin değer verdiği kardeşimiz, gencecik Samet Güdük’ü kaybettik. Allah gani gani rahmet eylesin. Onu da rahmet ve özlemle anıyorum.”
“ADANA’DA NEREDEYSE 2 GENÇTEN BİR TANESİ İŞSİZ”
“Bugün Türkiye’nin dört bir yanında Adanalı öğrenciler okuyor. Dört bir yanında gelin giden, evlenip de gidenler, yerleşenler var. Bayram geliyor, Adanalı öğrencilerin buraya gelmesi, buradaki öğrencilerin memleketlerine gitmesi, uzakta, ırakta oturanların bayram hasretiyle ailelerine, memleketlerine koşması lazım ancak bir anda baktık ki bilet fiyatları bayram tarihli olunca yüzde 30-40 artmış. Bugün Adana’dan İstanbul’a gitmek için 750 lira olan bilet bin lira, bin 100 lira olmuş. Tayyip Bey’i dinleyip 3 çocuk yapan bir ailenin İstanbul’a gidiş ve gelişi 10 bin lira, 12 bin lira olmuş. Böyle bir durumun sebebi geçen Mayıs ayında enflasyonu düşüreceğim, dövizi, benzini, mazotu düşüreceğim diye iktidara gelip, 19 liralık mazotu 42 lira yapan Tayyip Erdoğan’dır. Adana işsizliğin en yüksek olduğu kentlerden birisi. Bugün resmi ve dar anlamda işsizlik yüzde 9,5. Geniş tabanlı işsizlik yüzde 26. Genç işsizliği deyince rakam Türkiye’de yüzde 40’larda, Adana’da neredeyse 2 gençten biri işsiz. Maalesef, beka sorunu, dedikleri, dünyanın öbür ülkelerinin Türkiye’de hayal kurması, Türkiye’yi gelip işgal etmesi sanıyorlar. Öyle anlatıyorlar. Öyle bir şey olursa kimse korkmasın. Sizden önce biz buradayız. Ama esas beka sorunu, dünyanın en güzel ülkesinin, dünyanın en güzel gençlerinin dünyanın öbür ülkelerinde hayal kurmasıdır. 4 gençten 3’ü, işsizlik sorunu yüzünden, güvencesizlik sorunu yüzünden dünyanın öbür ülkelerinde hayal kurmaktadır. Fırsatını bulunca dünyanın öbür ucuna gitmeye varım, yeter ki kurtulayım diyordur. Buradan, Seyhan’dan gençlerimize sesleniyoruz. Enseyi karartmayın, umudu kaybetmeyin, ülkeyi terk etmeyin, birlikte başaracağız.”
“BU FAİZ DÜZENİNE, HARAMİLERİN SALTANATINA SON VERECEĞİZ”
“Kredi kartı faiz oranını yüzde 4,5’tan 5,5’e çıkardılar, nakit avans çekmek için, kredi kullanırken hazır kredi kullanmak için, hepinizin borcunu ödeyemediğinde kefilsiz kredi çekeceği ya da borcunu ödeyemediğinde gidip de nakit avans çekeceği faizi 5,5’e çıkardılar. Yüzde 30 da bunun vergisi var. Bu hesaplandığında yüzde 113 faize denk geliyor. Emekliye zam verirken TÜİK’e güveniyorlar. Ne demek TÜİK? Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu, onun rakamlarını kullanıyorlar, emekliye yüzde 33 zam veriyorlar. Ama kredi kartı faizine gelince yüzde 113 zam uyguluyorlar. Biz CHP olarak bu faiz düzenine, bu haramilerin düzenine, haramilerin saltanatına son vereceğiz.”
“TAYYİP ERDOĞAN, STAJ MAĞDURLARINI GÖZALTINA ALDIRDI”
“Bugün Tayyip Erdoğan’ın Konya’da mitingi vardı. Konya’daki mitinge, burada da birçok arkadaşımız var. Staj mağdurları gittiler, Konya meydanına. Staj mağdurları her yere, her mitinge gidiyor. Derdini anlatmak istiyor. Biliyorsunuz geçen sene EYT çıktı. İnsanlar emekli oldular ama staj mağdurları, maalesef stajda sigortaları yattığı halde, çıraklık mağdurları çırak çalıştıkları sigortaları yattığı, sigorta başlangıcı olduğu halde o günleri emeklilik gününe sayılmadı. Bu sorunu dile getirmek isteyen, staj mağdurları Konya’da Tayyip Erdoğan’ın mitingine gittiler. 40-50 kişi. Seslerini duyurmak istediler. Ne yaptı biliyor musunuz Tayyip Erdoğan? Onları gözaltına aldırdı, telefonları toplattı, otobüslere bindirdi. Buradan sesleniyorum. Ey Tayyip Erdoğan, bundan sonra bu staj mağdurları hakkını alana kadar, çıraklık mağdurları hakkını alana kadar, onlarla birlikte mücadele edeceğiz iki elim yakandadır. EYT’de bir büyük mağduriyet daha var. O da Bağ-Kur’luların yaşadığı mağduriyettir. Memlekette kadınlar 5 bin günde, erkek işçiler 7 bin 200 günde emekli olurken, esnafın ve çiftçinin Bağ-Kur’lularının hala 9 bin gün sorunu vardır. Tayyip Erdoğan bu sorunu çözeceğine geçen seçimde söz vermiştir ancak seçimi kazandıktan sonra EYT mağduriyetini unutmuştur. Bu da gündemimizdedir. Bu sorun çözülene kadar da iki elimiz yakasındadır.”
“ERDOĞAN’IN MÜLAKATLARDA HAKKINI YEDİĞİ ÖĞRETMENLER VAR”
“Bir başka sorunu daha dile getirmek boynumun borcu. Ben iki emekli öğretmenin oğluyum. Ben 10 yaşında devlet parasız yatılı sınavı ile yatılı okula gitmiş, öğretmenlerin elinde büyümüş, ömrü yatılı okullarda geçmiş bir kardeşinizim. Ben öğretmenin kıymetini bilirim. Tayyip Erdoğan ilk geldiğinde, 80 bin bir hesaba göre 60 bin atanmamış öğretmen vardı. Diyordu ki, kardeşim niye atamıyorsun. Madem atamayacaksın niye mezun ettin, niye okuttun? Ben gelince bütün öğretmenleri atayacağım dedi atamayı yapmadı. Ama bir de üstüne mülakat çıkardı. Geçen seçimde mülakatı kaldıracağım diye söz verdi, seçimi kazandı sözünü yine unuttu. Şimdi Türkiye’de toplam 1 milyon atanmamış öğretmen var. Tayyip Bey ona ne diyor, atanamamış öğretmenler diyor. Sanki kusur öğretmendeymiş gibi. Onlarda ne kusur var. Onlar bu memleketin evlatları. Çalıştılar, kazandılar, okudular, mezun oldular. Atamayan sensin. Atanamayan değil Tayyip Erdoğan’ın atamadığı, mülakatlarda hakkını yediği, partizanlık yapıp elediği öğretmenler var. Atanmayan öğretmenlerin hepsini yanındayız. Arkasındayız. Hayatını kaybetmiş öğretmenlerimizi rahmetle, yaşayanları minnetle anıyoruz. Öğretmenleri çok seviyoruz çünkü bu ülkenin Başöğretmeni de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.”
“ÇİFTÇİ MİLLETİN EFENDİSİYDİ, ÇİFTÇİNİN CANINA OKUDULAR”
“Burası malum bir tarım şehri. Bir tarım şehrinde çiftçilerin hakları var. Tabi mazot 19 liradan 42 lira olunca çiftçi ne yapsın? Ekmek mazotla, dikmek mazotla, sürmek mazotla, ilaç mazotla, gübre mazotla, mahsul toplamak mazotla, her şey mazotla. Ama çiftçinin derdini duyan yok. Çiftçinin alması gereken destekleme Tarım Kanununa göre yüzde 1 ile 283 milyarken sadece 85 milyar lira destekleme ödediler. Aradaki 178 milyar lira farkı Çukurova’ya verselerdi, yüzler gülerdi. Eskinin beyaz altını şimdi artık para kazandırmıyor. Eskiden 3 gün 4 gün yapılan düğünler şimdi salonlarda yapılıyor. Eskiden koçların, danaların kesildiği, kazanların kaynadığı ziyafetli düğünlerin yerine limonata ile kuru pasta bile kalmadı. Çiftçi milletin efendisiydi, çiftçinin canına okudular. Ama çiftçiye vermedikleri parayı Kur Korumalı Mevduat’a veriyorlar. Çiftçiye vermedikleri parayı gidiyorlar geçiş garantili köprülerin müteahhitlerine veriyorlar.”
“EMEKLİ İKRAMİYESİYLE 18 KİLO KIYMAYI ÇALDILAR”
“Çiftçi kadar mağdur bir kitle daha var. Emekliler. Emekliler şunu biliyor ama mutlaka anlatın. Tayyip Erdoğan ilk iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Yani size hiç ilişmese, karışmasa, sizin düzeninizi bozmasa bugün emekli maaşı 1,5 asgari ücret. 26 bin lira. Ayda 26 bin lira alacaktınız. Ama düzeninizi bozdu. Enflasyona ezdirmem dedi, gerçek enflasyon yüzde 120. TÜİK’inki 68. 7 bin 500 liralık emekli maaşına yüzde 33 zam yaptı, 10 bin lira yaptı. Olmaz dedim. Gelin emekli kart çıkaralım dedik. 7 bin liralık fark verelim dedik, olmaz dedi. Bu emekli sen geldiğinde en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alıyordu. Şimdi 10 bin lira ile 2,5 çeyrek altın alıyor. 5,5 çeyrek altın kayıp. Şimdi emekliler Allah aşkına bunu AKP’ye oy veren emeklilere anlatın. Bir tane çeyrek altını cebine koysan, evine varsam, baksam ki düşmüş. Koşar bütün Adana’da ararsın değil mi? Yahu bir çeyrek altın değil bir emekli değil bütün emekliler, bir kere değil her ay. Bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybediyorlar. Bak ne diyorsun, düşürdüğüm yerde ararım. Sen ayda 5,5 çeyrek altını nerede kaybettin. Bir seçim sandığında kaybettin. Bir şey aranılan yerde bulunur. Kaybettiğinizi seçim sandığında bulacaksınız. Bir basit hesap emekli ikramiyesi üzerine. Emekliler önce hiç ikramiye almıyorlardı, sonra Kemal Kılıçdaroğlu 2 bayramda birer ikramiye dedi, önce vermem dedi, sonra ben de vereceğim dedi. 3 yıl bekledi 2018 seçimlerinden önce bin lira verdi. Biz dedik az. Bir asgari ücret olsun. Bin lira yeter dedi. O bizim beğenmediğimiz bin lira 24 kilo kıyma alıyordu. 2018’de kıymanın kilosu belli, alınan ikramiye belli, 24 kilo kıyma alıyordu emekli, yani 42 liraydı kıymanın kilosu. Bugün 3 bin lira veriyor. 3 bin lira ile var kasaba, sana 6 kilo kıyma veriyor. Yani 6 yılda, Ramazan mübarek gün, Allah oruç tutanların oruçlarını kabul etsin. 30 Ramazan, 30 iftar, 30 sahur ve ardından bayram sofrası. O sofradan, o mutfaktan, o dolaptan, torunun, evladının, senin kursağından sadece emekli ikramiyesiyle 18 kilo kıymayı çaldılar. Bunun da hesabını sandıkta sormak emeklinin boynunun borcu olsun.”
“UMUDUNU KAYBEDEN, ZORDA OLAN KİM VARSA TÜRKİYE İTTİFAK’INDADIR”
“Hiç korkmayın, bir tarafta korku ittifakı var. Cumhur İttifakı, bir tarafta biz varız. Türkiye İttifakı. Türkiye İttifakı’nı söyledim, kimseyi dışarıda bırakmaz, Kürt demez, Türk demez, Alevi, Sünni demez. Sağdan, soldan demez. Bu ülkeyi seven herkesi kucaklar. Milli Takım gol atınca kim ayağa kalkıyorsa Türkiye ittifakındadır. Filenin Sultanları dünya şampiyonu olunca kim onlarla gözyaşı döküyorsa Türkiye İttifakı’ndadır. Ayın sonunu getiremeyen emekli, borcunu ödeyemeyen, siftahsız esnaf, geçinemeyen emekçi, iş bulamayan umutsuz gençler, onların anacıkları, babacıkları, çiftçilerimiz, köylülerimiz. Umudunu kaybeden, zorda olan kim varsa Türkiye ittifakındadır, bizimle bir aradadır.”
“KİMSEYİ AYIRMADAN HEP BİRLİKTE YÜRÜYORUZ”
“Şimdi bakın, Oya Başkan, Zeydan Başkan partili. Şimdi Seyhan’da hep beraber Seyhan’ı kazandık. Hep beraber hizmetler ettik. Seyhan’ın adamı, Adana’nın adamı, Allah’ın adamı Zeydan Karalar’ı büyükşehre gönderdik. Bu Seyhan’ı CHP’nin kalesi yaptık. Şimdi parti aday gösterince iyi, göstermeyince başka partiye gidip ben de CHP’liyim, bana da oy verin deyin. Bakın ben CHP’nin Genel Başkanıyım. Atatürk’ün emaneti koltukta oturuyorum. İşte parti, işte Cumhuriyet Halk Partisi, işte amblemi, işte adayı kardeşim. CHP’liyim, Atatürkçüyüm, milliyetçiyim, halkçıyım diyen herkes Oya Başkan’a sahip çıkıyor. Parti, amblemi ve adayı. Şimdi Türkiye İttifakının renkleri hangi renkler? Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Kimseyi ayırmadan, karışmadan hep birlikte yürüyoruz. Zeydan Başkanı büyükşehre, Oya Başkanı Seyhan Belediye Başkanlığına getiriyoruz. Size güveniyorum, inanıyorum. Çalışın, bu seçimi kazanın. Rekor oy bekliyorum.”