Sulardaki Risklerin Yönetilmesinin Yolu Bilimden Geçiyor

Prof. Dr. Ali Esat Karakaya: “Sulardaki Risklerin Yönetilmesinin Yolu Bilimden Geçiyor”

SEÇKİNHABERTV- 9-10 Mayıs tarihlerinde İstanbul Cevahir Otel’de yapılacak “8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi”nin gıda güvenliğinin tüm yönleriyle enine boyuna değerlendirileceği, ilgili tüm kesimlerin katılacağı bir platform olması hedefleniyor.   Konusu “Gıda Güvenliği” olan tek kongre özelliği taşıyan etkinlik boyunca suların içerdiği riskler ve bu risklerin yönetimi konuları da ele alınacak.

Gıda Güvenliği Kongresi Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.  Gıdaların en önemli bileşeni olan suyun güvenilir olması için bilime dayalı şekilde yönetilmesi ve denetlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

Gıda üretiminde temizlik ve dezenfeksiyonun ana maddesi olan suyun gıda güvenliğinin sağlanmasında çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Esat Karakaya şu açıklamaları yaptı: “Birincil üretimden başlayarak suyun dâhil olmadığı bir gıda üretiminden söz etmek mümkün değildir.  Sular kaynaktan tüketime kadar olan süreçte kimyasal ve mikrobiyolojik bulaşıların yayılmasında en önemli etmen haline gelebilmektedir. Kuralsız tarım ilacı veya gübre kullanımı, sanayi tesislerinin ve ev atıklarının çevreye kontrolsüz biçimde salınması, zaman zaman yaşanan afetler gibi pek çok nedenle sular kirlenmekte, bu kirlilik yeraltı suları ve akarsularla coğrafi sınır tanımadan geniş alanlara yayılabilmektedir.”

Prof. Dr. Ali Esat Karakaya dünyada yaşanan nüfus artışı,  çevre kirliliği ve iklim değişikliği koşullarıyla beraber su konusunda yeni risklerin de gündeme geldiğini belirtti. Karakaya yeni riskleri şu şekilde sıraladı: “Organik kirleticiler, ağır metaller, tarım ilaçları, sanayi atıkları gibi bilinen pek çok kimyasal riske son yıllarda mikro ve nano plastikler olarak adlandırılan yeni bir riskin de katılmış olması yaşanmakta olan çevre kirliliğinin de bir göstergesi niteliğindedir. Yine son dönemlerde gündemimize giren antimikrobiyel direnç (AMR) ile dirençli genlerin sular yoluyla çevreye karışması da yeni bir risk olarak görülmektedir.” 

“8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi” boyunca konusunda uzman bilim insanlarının katılımıyla tüm güncel gıda güvenliği sorunları ve çözüm yollarının tartışılacağı bilgisini veren Karakaya: “Yaşam kaynağı olan sularımız bilime dayalı bir biçimde yönetilmez ve denetlenmezse salgınların kaynağı veya kimyasal kirliliklerin çok geniş bir coğrafyaya taşınmasının aracı haline gelebilir.  Risklerin bir yandan bağımsız bilimsel kurumlarca değerlendirilmesi, diğer yandan yine bilime dayalı yasal düzenlemelerle kontrol  edilmesi amaçlanmalıdır. Kongrede tüm bu sorun ve sorulara cevap arayarak kamuoyu yararına değerli çıktılar alacağımıza inanıyorum.” dedi.

“Gıda Güvenliği Sorumluluğumuzdur” sloganı ile yapılacak “8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi” 9-10 Mayıs tarihlerinde 8 oturum, 2 panel ve iki açılış konferansına ev sahipliği yapacak. Yurt içi ve yurt dışından değerli bilim insanlarının, sektör temsilcilerinin, meslek mensuplarının, sivil toplum kuruluşlarının katılacağı organizasyon için online kayıtlar devam etmektedir.

8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresine Kayıt için: http://www.gidaguvenligikongresi.org

 

Gıda Güvenliği Derneği Hakkında:

Gıda Güvenliği Derneği, başta tüketiciler, üreticiler, kamu kurumları, akademisyenler ve gıda güvenliği çalışanları olmak üzere tüm paydaşların “Tarladan Sofraya” sürecinde gıda güvenliği konuları ile ilgili iletişimi, uzlaşması ve ilerlemesini sağlamak üzere 2004 yılında kurulmuş ‘’gıda güvenliği alanındaki’’ ilk sivil toplum kuruluşudur.

Gıda Güvenliği Derneği;

·         Gıda sektöründe çalışan büyük küçük tüm şirket, kişi ve kurumları gıda güvenliği ortak paydası altında toplamak,

·         Gıda Güvenliği kavramının, tüm toplumda benimsenmesini ve yaygınlaştırılmasını sağlamak,

·         Tüketicinin en etkin ve itici güç olduğunun bilincinde olarak, tüketicinin eğitilmesini ve bu yolla güvenli gıdayı talep etmesini sağlamak,

·         Ulusal ve uluslararası düzeyde ilgili taraflarla iş birliğini geliştirici faaliyetlerde bulunmak ve projeler geliştirmek gibi çalışmaları yürütmektedir.