7079 sayılı Kanun’un Bazı Kurallarının İptali
SEÇİNHABERTV- Anayasa Mahkemesi 27/12/2023 tarihinde E.2018/96 numaralı dosyada, 7079 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 97. maddesiyle 5275 sayılı Kanun’a eklenen ek 1. maddenin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin ve 117. maddesiyle 375 sayılı KHK’ya eklenen ek 21. maddenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
A. Terör Suçlarından Tutuklu veya Hükümlü Bulunanların Duruşmalara Belirli Kıyafetler Giyerek Katılmasını Zorunlu Tutan Kuralın İncelenmesi
Dava konusu kuralda 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar nedeniyle tutuklu veya hükümlü bulunanların duruşmaya sevk nedeniyle ceza infaz kurumu dışına çıkarılması durumunda ceza infaz kurumu idaresince verilen giysileri giymek zorunda oldukları öngörülmektedir. Kuralla ulaşılmak istenen muhtemel amaçların başında duruşma düzeninin korunması gelmektedir. Bu bağlamda kuralla, terör suçlarından kaynaklı tutuklu veya hükümlü bulunanların sembol veya yazı içeren kıyafetlerle duruşma düzenini bozmalarının engellenmesinin amaçlandığı değerlendirilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda duruşmanın düzen ve disiplininin tesisine yönelik hükümlere yer verilmiştir. Kanun’un 203. maddesinde mahkeme başkanı veya hâkimin duruşmanın düzenini bozan kişiyi savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarttırabileceği düzenlenmektedir. 204. maddesinde ise sanığın davranışları nedeniyle hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında duruşma salonundan çıkarılacağı ve sanığın duruşmada hazır bulunması dosyanın durumuna göre savunması bakımından zorunlu görülmezse, oturumun yokluğunda sürdürülüp bitirilebileceği belirtilmiştir.
Görüleceği üzere tutuklu veya hükümlünün duruşma düzenini bozmaya yönelik sembol veya yazı içeren kıyafet giymesi durumunda 5271 sayılı Kanun’un 203. ve 204. maddeleri uygulama alanı bulabilecektir. Bu nedenle, belirli kıyafetler giyilmesinin zorunlu kılınması şeklinde sınırlama öngören kuralın ulaşılmak istenilen amaç bakımından gereklilik kriterini taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
B. Göreve İade Edilen Kamu İşçisinin İşe Başlamasını Engelleyen Kamu Görevlisinin Kamu Zararından Muaf Tutulmasını Düzenleyen Kuralın İncelenmesi
Dava konusu kural, idare adına hareket eden kamu görevlisi tarafından feshedilen iş akdinin geçersiz bir sebebe dayandığının tespiti veya işe iadesine karar verilen işçinin yine idare adına hareket eden kamu görevlisi tarafından işe başlatılmaması hâlinde yapılacak ödemeler yönünden söz konusu kamu görevlisinin kusur durumunu dikkate almaksızın sorumsuzluk hâli öngörmektedir.
İş akdi geçersiz sebeple feshedildiği ortaya konulan işçinin işe başlatılmaması durumunda ödenen tazminat veya işçinin işe başlatılıp başlatılmadığına bakılmaksızın çalıştırılmadığı döneme ilişkin yapılacak ücret ve diğer haklarına dair ödemeler kamu kaynağında eksilmeye neden olacaktır. Kamu görevlisinin sorumsuzluk zırhına büründürülmesinin keyfî işlemler tesis etme hususunda onu daha cüretkâr davranmaya yöneltebileceği aşikârdır. Kendi kusuruyla kamuyu zarara uğratan kamu görevlisine sebep olduğu zararın rücu edilmesi, keyfî ve hukuka aykırı işlemler tesis edilmesi bakımından caydırıcı etkiye sahiptir. Dolayısıyla bu aracın ortadan kaldırılması birçok anayasal hakkın ihlaline yol açabilir. Bu çerçevede dava konusu kuralın açıkça mevzuata aykırı ya da keyfî birtakım davranışlarla ortaya çıkabilecek kamu zararlarından dahi kişileri muaf tutarak asgari sorumluluk koşullarını temin edememesi hukuk devleti ilkesi ile çelişmektedir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.