CHP Lideri Özgür Özel: “Emekçiler İş Cinayetlerinde Ölmeyene Kadar Mücadeleyi Sürdüreceğiz” VİDEOLU HABER

-“SIRTINIZDAKİ KENELERDEN KURTULUN, ÖRGÜTLENİN”

-“EMEK KAZANACAK, EMEKÇİLER KAZANACAK, BİZ KAZANACAĞIZ”

SEÇKİNHABERTV- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, maden faciasının 10’uncu yıl dönümü nedeniyle bulunduğu Manisa’nın Soma ilçesinde, maden şehitlerini anma yürüyüşüne, ardından Soma madenci heykeli önündeki anma törenine katıldı. CHP lideri Özel daha sonra Soma Maden Müzesi’ni ziyaret etti.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da Soma katliamının 10’uncu yılı anmasına katıldı. Anmada ailelerle birlikte açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “Biz emeğin tarafındayız. Biz alın terinin tarafındayız. Biz iş sağlığı değil işçi sağlığı diyenleriz. Biz iş güvenliği değil işçilerin güvenliği diyenleriz. Biz alın terinin karşılığı alınana kadar, iş cinayetlerinin hepsinin hesabı sorulana kadar ve artık bu ülkede emekçiler iş cinayetlerinde ölmeyene kadar durduğumuz yerde duracağız ve mücadeleyi sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.

Manisa’da Soma katliamının 10’uncu yılı anmasına katılan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Burada bulunan bu ailelerin tamamı Soma’nın ve Türkiye’deki vicdan sahibi herkesin ailesidir. Evlatlarıdır. Anneleridir, babalarıdır. Kardeşleridir. Bu aileler 301 maden şehidimizin geride bıraktıkları ve bize emanet ettikleridir. Göknur var burada. Gökhan’ın kızı. Gökhan vefat ettiğinde Göknur 28 günlüktü. Bugün 11 yaşında, 10 yaşını yeni dolduruyor. Buradaki çocukların her birisi o günlerde ya kundaktaydı, ya beşikteydi. O gün buradaki çocuklar kadar olanlar şimdi kimi hukuk fakültesinde okuyor, babasının hakkını alabilmek için. İlk günden itibaren birkaçı buraya çıktı. Kamil Kartal, Evren İşler, Melda Onur. Mektupları okundu. Can Atalay’ın, Selçuk Kozağaçlı’nın. Burada adını sayamayacağım birçok kişi. Çağdaş Hukukçular, Manisa Barosu’nun, Soma’nın aydın avukatları ki onlardan bir tanesi bu davayı her seferinde benimle bir takip edenlerden bir tanesi Sercan Okur, şimdi Soma Belediye Başkanı oldu” dedi. Özel, şöyle devam etti:

“ADALETİ KATLETTİRDİLER, KİMİN TARAFINDA OLDUKLARINI GÖRDÜK”

“Soma’da sömürü belki birinci kademe mahkemede Akhisar’da cezalandırılmadı. Sermaye, sendika ve siyaset üçgeninin yuttuğu 301 kişinin adalet arayışı, ailelerin adalet arayışı o salonda karşılığını bulmadı. Ama süreç boyunca birçok şey yaşadık. Biraz önce ifade edildi. Öyle kanunlar çıkardılar ki kimin tarafında olduklarını gördük. Öyle hakimleri alıp, öylesine adaletli gencecik bir hakimi alıp götürüp yerine öyle birini getirdiler ki kimin tarafında olduklarını gördük. Yargıtay 5 sıfır ile olası kast burada yoksa nerede olacak? Nerede uygulayacaksın, al bu dosyayı 301’er kez müebbetle yargıla demişken, 5 kişiden üçünü alıp üç tane oraya seyyar giyotin yollayıp adaleti katlettirdiler, kimin tarafında olduklarını gördük.”

“EMEKÇİLER İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLMEYENE KADAR MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

“Bugün burada konuşanlar, toplananlar ve daha fazlası. Biz emeğin tarafındayız. Biz alın terinin tarafındayız. Biz iş sağlığı değil işçi sağlığı diyenleriz. Biz iş güvenliği değil işçilerin güvenliği diyenleriz. Biz alın terinin karşılığı alınana kadar, iş cinayetlerinin hepsinin hesabı sorulana kadar ve artık bu ülkede emekçiler iş cinayetlerinde ölmeyene kadar durduğumuz yerde duracağız ve mücadeleyi sürdüreceğiz. Soma’nın olduğu gün 301 kişi hayatını kaybetti. Türkiye’de değil dünyanın bütün televizyonları geldiler, madeni gören bir tepeden bir hafta canlı yayın yaptılar. Sonra bugüne geldik. Arada ne oldu? Arada 649 madenci daha öldü. Yani iki Soma’dan fazlası oldu. Ama nerede dünya televizyonları? Nerede Türkiye televizyonları?”

“SENDİKA GÖREVİNİ YAPSAYDI İŞÇİLER HAYATINI KAYBETMEYECEKLERDİ”

“İşçiler, emekçiler, mesaj net. Size sermaye diyor ki, ‘Örgütlenin, birlikte olun ve ölecekseniz bile birlikte ölün ki gözümüz sizi görsün’. İşte buradan sesleniyorum. Ölmek için değil ölmemek için örgütlenin. Ölmemek için sendikalı olun. Yaşamı savunanlar örgütlensinler. Çünkü karşımızdaki organize kötülük ayrı ayrı olduğumuzda bizi öldürüyor. Öldürmekle kalmıyor, yok sayıyor. Acıyı görmüyor. Bunun için örgütlülük önemlidir. Mutlaka sendikalı olun ama sakın gelen müfettişi işveren haber alıp da ona söyleyince gelen müfettişi önce Ayvalık’ta balık yemeye götürüp, oyalayıp içerideki riskli aletleri dışarı taşıtıp müfettişi gezdirip, ‘Biz de bir kusur göremedik’ diyen sarı sendikadan olmayın. Açık açık konuşuyorum. Her türlü örgütlenmenin arkasındayım. Türk-İş’in, Maden-İş’in örgütlenmesinin Zonguldak havzasında iyi örnekleri var. Ancak Türk-İş, Maden-İş Soma’daki çizgisinde oldukça benim gözümde sendika değildir. Açık açık söylüyorum. Bağrım yanık benim. Yüreği yanık bu insanların. Sendika görevini yapsaydı işçiler hayatını kaybetmeyeceklerdi. Sendika seçiminin sandığının dışarıda atacak pusulanın vardiya çıkışında zorla ele tutuşturulduğu, sendika ağalarının kendilerini yeniden seçtirip zulmü, sömürüyü yeniden ürettikleri bu sarı sendikacılığa Soma’dan isyan ediyoruz. Ne Türk-İş ile ne Maden İş ile değil Soma’daki çarpık yapıyla, Soma’daki aidatları keserken sendika olup, hak aramaya gelince meydanda olmayanlarla, 10 yıldır burada olmayanlarla, bir tek duruşmayı izlemeyenlerle emekçilerin yürüyecek bir adım yolu yoktur.”

“SIRTINIZDAKİ KENELERDEN KURTULUN, ÖRGÜTLENİN”

“Buradan sesleniyorum. Bu insanlar hakkını alsın diye, 2 bin 800 işten çıkarılan işçi hakkını alsın diye büyük mücadeleler verildi. Her seferinde gizli protokollerle ödemelere engel olan o sarı sendika Soma’daki 301 işçinin değil bizim kaybımız 301 değil 303’tür. Bu dava uğrunda defalarca yürüyerek Ankara’ya doğru giden, önü kesilen, jandarma tarafından durdurulan, Ankara’ya sokulmayan, Süleyman Soylu yüzünden üç gün taş üstünde yatıp, buraya bayram sabahı dönerken hayatını Kırkağaç Kavşağı’nda kaybeden Ali Faik İnter kardeşim de Bağımsız Maden İş’in kurucu Genel Başkanı Tahir Çetin kardeşim de bizim şehitlerimizdir. Bunun için buradan bütün madencilere sesleniyorum. Sırtınızdaki kenelerden kurtulun, emeğinizi sömürenlerden kurtulun. Aidat sendikacılarından kurtulun. Hakkınızı arayacak bir yerde örgütlenin. Örgütlenin. Örgütlenin.”

“ZULME UĞRAYANI UNUTMAMAK, KİMSEYİ ARKADA BIRAKMAMAK ŞİARIMIZDIR”

“Bu arada çok soruldu. Sloganlar duydum. Neyi unutmadınız? Atılan tekmeyi. Tekmeyi yiyenin adını hatırlayan var mı? Atan Yusuf Yerkel. Tekmeyi yiyen kim? Erdal Kocabıyık. Erdal Kocabıyık o tekmeden sonra işinden oldu. Onu dönemin Bergama Belediye Başkanından rica ettik, seraya koydu. Kömürle değil çiçekle uğraşıyordu. Belediyeyi kaybettik. AKP geldi, Erdal’ı çöpe koydular. Erdal 5 yıl boyunca en ağır şartlarda mobbing ve zulüm gördü. Dedim alıp başka yere koyalım. Dedi başkanım direneceğim. Bergama’da ailem direneceğim. Ben de dedim ki dayan Erdal. Bergama’yı alacağım, seni kurtaracağım. Biz de tekmeyi yiyeni unutmadık. Zulmedeni unutmamak kadar zulme uğrayanı unutmamak, kimseyi arkada bırakmamak şiarımızdır.”

“EMEK DOSTU, GERÇEK SENDİKA DOSTU BİR MÜCADELEYE YERELDEN OMUZ VERECEĞİZ”

“Bakın net söylüyorum. Facianın olduğu gün 301 kişi o ölüme otobüslerle gitti. Nereden kalktı o otobüsler. Soma, Kırkağaç, Akhisar, İzmir’in Kınık ve Bergama’sından, Balıkesir’in Savaştepe’sinden kalktı. Bu altı ilçeye cenazeler döndüler. O gün o ilçelerin hepsinde iktidar hüküm sürüyordu. Tabii Soma’nın adı biliniyordu. Her seçim akşamı bir elinde Twitter, bir elinde televizyon kumandası, çokbilmişler bu kente küfrettiler. Bu kente siyasi tercihlerinden dolayı küfrettiler. Baskıyı, zulmü bilmeden küfrettiler. Her seçim gecesi Soma’ya laf eden karşısında beni bulur dedim. Her gün adım adım emek emek mücadele verdik. Şu anda bugün bir aradayız. Bugün Savaştepe, Bergama, Kınık, Akhisar, Kırkağa ve Soma’da artık onlar yok. Biz varız. Emek dostu, gerçek sendika dostu bir mücadeleye yerelden omuz vereceğiz. Soma’nın AKP’lisine de MHP’lisine de sahip çıkacağız. Elbette sizlerin mücadelesini bir gün yalnız bırakmayacağız. Alın terinin karşılığını alacak. Örgütlenmeyi başaracak.”

“EMEK KAZANACAK, EMEKÇİLER KAZANACAK, BİZ KAZANACAĞIZ”

“Gün gelecek bu güzel evlatlarla artık yıl dönümlerinde elbette saygı duruşu da yapacak ama büyük zaferden sonra halaylar çekeceğiz. Bu çocukların yüzü gülene kadar mücadeleye devam. Bundan sonra nereye çağrılırsak koşup gidelim. Bakın burada, 9 biz bir de önümüzde Ecevit’imiz Hüseyin abi 10 kişi yürüdüğümüzü günler oldu. 10 kişi. Unutursak yüreğimiz kurusun. Evet, ilk gün 4 kilometre kuyruk vardı Akhisar’da içeriye her aileden bir kişi aldılar. Değil mi annem? Son gün 10 bin kişi yoktu orada. Orada salonun yanında boşluklar vardı. Onun için hepimiz kendi muhasebemizi yapalım. Yalnız bırakırsak. Unutursak. Eziliyorlar. Sahip çıkarsak güçleniyorlar. Her kim nerede bir hak sorma mücadelesi varsa, madenciyse madenci, emekliyse emekli, atanmayan öğretmense onun kim hakkını arıyorsa koşun gelin. Birlikte olalım. Meydanları dolduralım. Herkesin hakkını söke söke alalım. Hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum. Emek kazanacak, emekçiler kazanacak, biz kazanacağız. Yoksullar kazanacak kimsesizler kazanacak, biz kazanacağız.”