SEÇKİNHABERTV- 2024-2025 eğitim öğretim yılına başlarken hepimizin ortak arzusu, ülkemizin her köşesinde tüm öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin başarılarla dolu bir eğitim-öğretim yılı geçirmesidir.
Ancak bugün geldiğimiz noktada ülkemizin en sorunlu alanlarından biri maalesef eğitimdir. Türkiye’de iktidarın uyguladığı yanlış eğitim politikaları yüzünden her alanda olduğu gibi eğitim alanında da öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz hatalı ve sürekli değişen sistem yüzünden adeta bir denek gibi kullanılmakta, gençlerimizin geleceğiyle oynanmakta, ailelerin ve öğrencilerin daha iyi bir gelecek hayali AKP tarafından yaratılan torpil düzeni eliyle yok edilmektedir.
Eğitim sistemini sorunlar yumağına dönüştüren AKP iktidarı, bu sorunları çözmek yerine eğitimi siyasallaştırma gayreti içerisine girmiştir. Geçtiğimiz günlerde TBMM'ye getirilen "Öğretmenlik Meslek Kanunu" bunun en somut örneğidir. 23 yıllık AKP iktidarında 8 kez Millî Eğitim Bakanı, 16 kez eğitim sistemi değişmiş olup bu değişimlerin 17.'si ise Öğretmenlik Meslek Kanunu olmuştur. Kanun teklifinin görüşmeleri tamamlanamamış ve ekim ayına ertelenmiştir. Bu çerçevede kamuoyunun beklentisi ise kanun teklifinin tamamen rafa kaldırılmasıdır.
Oysaki AKP iktidarının yapması gereken, açlık sınırı altında yaşayan ve ek iş yapmak zorunda kalan bir öğretmenin sağlıklı bir eğitimi nasıl verebileceğini irdelemektir. Kirasını ödemekte zorlanan öğretmenlerimizin çocuklarımızı en iyi şekilde geleceğe hazırlamalarını beklemek hem öğretmenlerimize hem de çocuklarımıza haksızlıktır.
2018 yılında gerçekleştirilen PISA sınavlarında 466 olan ortalama okuma becerileri puanı 2022 yılında 456'ya düşmüştür. PISA 2022 uygulaması, 37'si OECD üyesi olmak üzere toplam 81 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
Buna göre ülkemiz, matematik alanında 37 OECD ülkesi arasında 32. sırada, fen alanında 29. sırada, okuma becerilerinde ise 30. sırada yer almıştır. Bu sonuçlar, “ÇEDES" diye anlamsız bir proje sunanların, “dindar nesil" yaratacağız diye yola çıkanların ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu dayatanların eseridir.
Yapılması gereken eğitim sistemini ideolojik saiklerle şekillendirme çabasından vazgeçmek, eğitimle ilgili uluslararası sınav ve sıralamalarda ülkemizi üst sıralara taşıyacak bir eğitim politikasını hayata geçirebilmektir.    
Tüm bu olumsuzluklarla mücadele etmek zorunda kalan öğrencilerimize, değerli ailelerine ve fedakâr öğretmenlerimize başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum.