Madenlerde iş güvenliği ve dijitalleşme şart

Türkiye, Bartın'daki maden faciasında hayatını kaybeden 41 işçinin yasını tutarken madenlerdeki ihmaller ve faciaların önüne geçmenin yolları da tartışılıyor. Madencilikte hataya yer olmadığını belirten uzmanlar, iş güvenliği önlemlerinin artırılması, personelin eğitilmesi ve maden ocaklarında denetimin sıklaştırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca faciaların önüne geçmek için madenlerde dijitalleşme de şart!

 

‘Riskleri ortadan kaldıralım’

Maden facialarının bir daha yaşanmaması için risklerin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten İş Güvenliği Uzmanı Dr. Şebnem Akman Balta, “Çözüm iş güvenliğinde. Bu faciaların bir daha olmaması için en önemlisi riski ortadan kaldırmaktır. Riski ortadan kaldıramıyorsak riski asgariye indirmemiz gerekir. Özellikle kişisel koruyucu donanımların tam olması gerekir. Bu noktada büyük bir envanter çalışması, elimizdeki tüm malzemelerin yeterli olup olmadığına, madenlerimizde çalışan total işçi sayısına bakmamız gerekiyor. Bu saatten itibaren devlet, işveren veya işçiyi suçlamadan önce biz nerden başlamalıyız ona bakmalıyız” dedi.

 

‘Mekanik havalandırma kullanılmalı’

Özellikle havalandırma düzenlemelerinin önemine dikkat çeken Balta, “Doğal havalandırma yerine mekanik havalandırma kullanılmalı. Metan gazını uzaklaştırma konusunda demek ki bir zafiyet yaşıyoruz. Bu zafiyet teknik cihazlardan mı kaynaklanıyor yoksa teknik cihaz kullanırken mi hata yapıyoruz bunu incelemeliyiz. İşçilerimizin eğitimleri ne kadar doğru? Kaç işçiye kaç maden mühendisi, kaç işçiye kaç iş güvenliği uzmanı gerekli? İş güvenliği uzmanıyla maden mühendisi arasındaki iletişimin çok sağlıklı kurulması, işveren, işçi, usta başı, nezaretçi veya yönetici, maden mühendisi arasındaki uyum çok önemli. Biz olduktan sonraki çözümlerde zaten iyiyiz. En önemli konu proaktif çalışma. Bunu da iş güvenliğiyle, periyodik kontrollerle, cihaz kontrolleriyle, alev almaz kablolarla çözebiliriz. Tahkimat yönetimi seçimimiz de çok önemli” diye konuştu.

 

Personelin görevi büyük

“Personel çok nitelikli olmalı” diyen Baltan, “Niteliksiz personel gaz ölçümü yapmamalı. Her vardiyada üç saatte bir metan ölçümü yapılmalı. Eğer biz bunu çok başarılı yapamadıysak her saatte bir yapmalıyız. Yönetmelikte bunu düzenlemeliyiz. Özellikle metan gazı yüzde 1 olduğunda gaz oranı düşürmek için gerekli önlemi çok hızlı bir şekilde almalıyız. Gerekirse grizulu bölgeyi de kapatmalıyız. Metanın alev alması önlenmeli. Özellikle elektrik ekipmanı kullanmamaya dikkat etmeli. Fünye ile patlatma yapmamalıyız. Pilomatik ekipman kullanabiliyor muyuz? Örneğin yapılan lağım atışmalarında ayakta veya ayaktan yirmi metre uzaklıkta havada yüzde 1’den fazla da metan bulunmamalı” ifadelerini kullandı.

 

‘Havayolu sektörü kadar katı olmalı’

Havayolu sektöründeki iş güvenliği uygulamaları kadar katı bir şekilde madencilikte de kurallara uyulması gerektiğini dile getiren Baltan, “Havayolu taşımacılığı işlemleri ve çalışma koşulları tehlikeler ve riskler nasıl yönetiliyorsa aynı şekilde maden ocakları için de sistem kurulabilir, yönetmelikler yenilenebilir. Periyodik kontroller ve vardiyalar, vardiya değişimlerinde defterler daha sistematik tutulabilir. Özellikle havayolu sektöründeki iş güvenliği hususlarını maden ocaklarında da kullanmalıyız. Uçak kazaları daha az rastlanmakta, çünkü gerekli olan tüm kurallar çok katı bir şekilde uygulanır. Madencilik sektöründe bu kadar katı uygulanırsa kazalar önlenebilir” diye konuştu.

 

En riskli sektörlerden

Madencilikte teknolojik gelişmeler hakkında bilgi veren Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Ecehan Ersöz ise “Maden arama çalışmaları çalışma şartlarının zorluğu ve riski bakımından en önde gelen sektörlerden. İş sağlığı ve güvenliği anlamında tedbirler son derece önemli. Bunun yanında çalışma ortamının durumunun izlenmesi, çalışma planının oluşturulması, acil durum ve uyarı sistemlerinin tasarımı ve yönetilmesi de yine aynı oranda önemli” dedi.

 

‘Akıllı kararlar veriyor’

Madencilikteki dijitalleşme çalışmaları hakkında ise Ersöz, “Endüstri 4.0’ın maden arama işlemlerindeki uygulamaları Mining 4.0 ve D&B (Drill and Blasting) 4.0 olarak geliştirilmeye devam ediyor.  Endüstri 4.0 teknolojileri özellikle nesnelerin interneti ve veri kullanımıyla akıllı kararlar verilmesine destek oluyor. Örneğin GPS güdümlü delme sistemleri, delmeyi 10 santimetreye kadar hassas bir şekilde konumlandırma özelliğine sahip olabiliyor. Bu konularda geliştirmeler devam ediyor. 3 boyutlu teçhizat navigasyonu, besleme hizalaması, sondaj ve raporlama sağlayabiliyor. Doğru veriler kullanılarak sürecin izlenmesine ve belirlenen yoldan minimum sapmayı sağlayacak değişikliklerin yapılmasına yardımcı olabiliyor. Bu uygulamalar tatbikatlar için uzaktan çalıştırılarak saha personelinin güvenliğine katkı sağlayabilir” diye konuştu.

 

‘Kokuyla uyarı yapıyor’

Madenlerdeki acil durumlarda ise manuel veya uzaktan kumandalı ünitelerin acil müdahale prosedürlerinin başladığını belirten net ve keskin bir koku gönderen uyarı sistemlerinin kullanılabileceğini kaydeden Ersöz, “Yine uygulamalarda optimizasyon için patlatma simülasyonu, patlatma tasarımı için topografya ve kaya malzemesi özellikleri gibi arazi yüzey verilerini kullanılabiliyor. Yapay zekâ yardımıyla kaya savrulması, sismik titreşim ve patlamalardaki parçalanma boyutu gibi konularda hata olasılıklarını azaltan uygulamalar üzerinde çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

 

‘Geliştirmeler devam ediyor’

Dünyada birçok farklı uygulamanın hayata geçtiğini dile getiren Ersöz şunları söyledi: “Nesnelerin interneti ve Endüstri 4.0’ın madencilik süreçlerinde kullanımında doğru sondaj hizalaması, verimli patlatma, gerçek zamanlı izleme ve sondaj optimizasyonu, iyileştirilmiş parçalanma gibi faydalar sağlanması için geliştirilmeler devam ediyor. Dünyada madenlerdeki birçok sürecin dijital uygulamalarla bağlantılı hale gelmesi ile ilgili konularda araştırma ve çalışmalar devam ediyor. Kontrol ve otomasyon madenciliğe de ileride büyük katkı sağlayacak.”