Jinekolojik Kanserler Tedavi Edilmezse Risklere Yol Açabilir
Kadın üreme organlarından kaynaklı kanserleri inceleyen bilim dalına jinekolojik onkoloji denilmektedir. Jinekolojik kanserler kadın üreme organlarının herhangi birinde veya aynı anda birkaç organda görülebilir. Bulundukları organa göre rahim kanseri, rahim ağzı kanseri, yumurtalık, fallop tüpü, vulva ve vaden kanserleri olarak adlandırılırlar.
En Yaygın Görülen Kanser Türü: Rahim Kanseri
Rahim kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir. Rahim zarını oluşturan hücrelerden kaynaklanır. Daha çok menopozdan sonra görülmesine rağmen, daha genç kadınlarda da görülebilmektedir.
Rahim Ağzı Kanseri İkinci Sırada Yer Alıyor
Rahim ağzı kanseri kadınlar arasında en sık görülen 2. kanser türüdür ve kansere de yüzde 98 oranında HPV (İnsan Papilloma Virüsü) neden olmaktadır. Bununla birlikte rahim ağzı kanserine karşı alınan önlemlerle ile kadınların hayatları boyunca kanserle karşılaşmama oranı çok yüksektir. Genellikle 50 yaş civarında ortaya çıkan rahim ağzı kanseri son yıllarda genç kadınlarda da görülmeye başlamıştır.
Rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tümünden sorumlu olan HPV virüsü oldukça bulaşıcıdır. Çoğu kadın, hayatının bir döneminde karşılaştığı HPV virüsünü kendi vücut savunma sisteminin yardımı ile yener. Bazı HPV virüsleri ise rahim ağzı kanserine neden olabilir. Rahim ağzı kanserinin erken evrede, hatta henüz kanser oluşmadan saptamak smear testi ile mümkündür. 21 yaş üzerindeki aktif cinsel yaşamı başlamış tüm kadınların smear testi yaptırmaları gerekir.
Yumurtalık kanserleri, yumurtalıklarda bulunan epitel hücrelerde ya da embriyonik döneme ait hücrelerde meydana gelen kontrolsüz bölünme ve çoğalma sonucunda oluşur. Düzenli jinekolojik muayenelerle erken evrelerde tespit edilmeleri, tedavi başarısını artırır.
Tüpler, rahimle yumurtalıkların arasında yer alan ve döllenmenin gerçekleştiği bölümdür. Tüp kanseri, jinekolojik kanserler arasında oldukça nadir görülür. Smear gibi tarama testleri ile teşhis edilemediği için erken tanısı pek mümkün değildir.
Kadın üreme sisteminin dış görünüşünü kapsayan vulva ve, vaden kanserleri daha nadir görülmelerine rağmen, jinekolojik muayene ile kolayca erken evrede tespit edilebilmeleri nedeniyle, daha başarılı tedavi olanağı sunabilirler.
Jinekolojik Kanserlerde En Çok Görülen Belirtiler Nelerdir?
Jinekolojik kanserler hastalığın türüne ve evresine ve bulunduğu organa göre farklı belirtiler vermektedir. Bu belirtiler genel olarak menopoza giren kadınlarda kanama veya akıntı, adet düzensizliği, adet dışında kanamalar, cinsel ilişki ile ortaya çıkan ağrı, karın ağrısı, karında şişlik, vajen bölgesinde yara, kaşıntı ve kitle etkisiyle komşu organlara yaptığı baskı ile ortaya çıkan kabızlık ve sık idrara çıkma olarak sıralanabilir.
Jinekolojik kanserlerin bulunduğu organa göre ortaya çıkma nedenleri farklı olmakla beraber, genel olarak genetik geçiş, HPV ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar, korunmasız cinsel ilişki ve çok eşlilik, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, erken ya da geç menopoz, obezite bu nedenler arasında sayılabilir.
Genetik geçiş, hiç doğum yapmamış olmak, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, obezite ve tütün ürünleri kullanmak ya da kullanımına maruz kalmak da jinekolojik kanserlere yakalanma ihtimalini artıran sebepler olarak sıralanabilir.
Erken Teşhis İçin Hangi Testler Yapılmaktadır?
Erken tanı amaçlı tarama yöntemlerinden olan Smear Testi, rahim ağzı (serviks) denilen bölgeden 5-10 saniye gibi kısa süre içinde ağrısız olarak fırça yardımıyla sürüntü alınması işlemidir.
Rahim ağzı kanseri taramasında kullanılan HPV testi ile enfeksiyonun varlığı saptanabilmektedir. Günümüzde her kadına düzenli aralıklarla HPV DNA testi önerilmektedir.
Smear testinde rahim ağzı kanseri için yüksek risk taşıyan bireylere, HPV testinin pozitif çıkmasından sonra rahim ağzı kanserine neden olabilecek lezyonların saptanması ve bunların erken tedavisinin yapılabilmesi için tanısal yöntem olan kolposkopi yapılmaktadır. Kolposkopi, tamamen ağrısız bir işlem olmakla beraber, şüpheli bölgelerden görerek biyopsi alınmasına olanak sağlar.
Jinekolojik kanserlerin tanısı için bahsi geçen yöntemlerin dışında, ultrason, MR ve bilgisayarlı tomografi de kullanılır.
Kadın kanserlerinde tedavi medikal, cerrahi veya radyoterapi şeklinde olabilirken bu yöntemler aynı anda da kullanılabilir. Tedavi yöntemi hastalığın türü, bulunduğu organ ve evresine bağlı olarak değişmekte, hasta için en uygun tedavi belirlenmektedir.
Jinekolojik kanserlerden korunmanın en etkili yolu erken tanıdır. Erken tanının konulabilmesi için her kadının rutin jinekolojik taramalarını yaptırması gerekmektedir. Rutin taramalar içerisinde, genital muayene ve utrasonografi, smear testi, HPV DNA testi, kolposkopi eşliğinde revival biyopsi ve endometrial biyopsi bulunmaktadır.
Kanserden Korunmak İçin Aşılar Oldukça Faydalı
Rahim ağzı kanserinden korunmak için geliştirilmiş olan aşılar da oldukça faydalıdır. Bazı kanser türlerinin genetik iletimi mümkün olduğu için, ailesinde bu tip kanserler olan bireylerin genetik tarama yaptırarak kendilerinde bu genetik olasılığın tespit edilmesi de korunma açısından oldukça etkilidir.
Bunların dışında da, İdeal kilonun korunması, tütün ve tütün ürünlerinden uzak durulması, düzenli ve dengeli beslenme, hareketli bir yaşam tarzı jinekolojik kanserlerden korunmada etkili olmaktadır.
Kanser görülme sıklığında artış, çeşitli nedenlerle gebeliğin daha ileri yaşlara ertelenmesi gibi sebeplerle gebelik isteği olan bireylerin bu şanslarını koruyabilmek önem kazanmıştır. Yumurta veya embriyo dondurularak, tedavi sonrasında gebelik şansı saklı tutulabilmektedir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı