Sadece üşütmekle zatürre olunmaz
12 Kasım Dünya Zatürre Günü
Zatürre ve buna bağlı hastalıklar dünya çapında yılda yaklaşık 2 milyon erişkinin hayatını kaybetmesine sebep oluyor. Hastalığın sağlıklı kişilere bulaşmasının öksürük, aksırık ya da hasta kişilerin konuşması sırasında havaya yayılan damlacıkların doğrudan solunması yoluyla gerçekleştiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Kalabalık yerler, kapalı alanlar, insanların toplu halde yaşadığı okullar, askeriye ve yurtlar zatürrenin bulaşma olasılığının fazla olduğu yerlerdir. Halk arasında üşütmekle zatürre olunduğuna dair yaygın bir inanış var; oysa zatürre yaz aylarında da görülür. Üşütmek, bağışıklık sistemimizi kısa süreli de olsa zayıf düşürüp bizi enfeksiyonlara açık kıldığı için zatürreye yakalanma ihtimali artar. Ancak enfeksiyon etkenine, yani virüs veya bakteriye maruz kalınmadan, sadece üşütmekle zatürre olunmaz” açıklamasında bulundu.
Zatürre ya da tıbbi adıyla “pnömoni”; bakteri, virüs ve nadiren parazitlerin neden olduğu akciğer enfeksiyonu olarak tanımlanır. İleri yaş, sigara kullanımı, kronik bir kalp ya da akciğer hastalığının varlığı, madde bağımlılığı, bilinç bozukluğu ve öksürük refleksinin bozulması ile seyreden bazı nörolojik hastalıklar, yabancı cisim aspirasyonu, zararlı gazlara maruz kalmak gibi bazı faktörlerin zatürre için risk unsuru olduğunu dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Tipik pnömonili hastalarda belirtiler gürültülü başlar. İlk görülen belirtiler genellikle üşüme, titreme ile ani yükselen ateş, öksürük, iltihaplı balgam ve nefes almakla tetiklenen tipte yan ağrısıdır. Tedavisiz kalırsa zatürrenin hızlı seyri hastayı ilk 48-72 saatte solunum yetmezliğine sokabilir” dedi.
Atipik pnömonilerde ise belirtilerin daha silik başladığını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Ateş, halsizlik, baş ağrısının ardından kuru öksürük ve/veya açık renkli balgam görülür. Hastalarda hırıltılı solunum, nefes darlığı süreç içinde gelişebilir. Halsizlik, kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve ishal eşlik edebilir” diye konuştu.
Tanı yapılacak testlerden ve muayeneden sonra konur
Fizik muayenede patolojik solunum seslerinin duyulması, kanda bakılan enfeksiyon markerlarında yükselme, akciğer grafisinde pnömonik infiltrasyon görünümünün olmasıyla tanı konduğunu hatırlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Balgam kültürü, kanda/idrarda serolojik testler, burun ve geniz sürüntü, entübe hastada havayolundan alınan örneğin kültürü ile etken tespit edilmeye ve ilaç direnci belirlenmeye çalışılır” dedi.
Tedavi istirahat ve beslenme ile desteklenmeli
Zatürre tedavisi yapılırken hastaya ait risk faktörleri ve zatürrenin ağırlığını gösteren faktörler göz önüne alınarak hastaneye yatış veya evde tedavi kararının alınabildiğinin altını çizen Dr. Esra Sönmez, “Olası etkene göre kültürde üreme beklemeden tedavi başlanır. Bakteriyel zatürrede antibiyotikler, viral zatürrede antiviraller, mantar zatürresinde antifungaller tedavinin temelini oluşturur. Uygun tedavinin gecikmeden başlanması ise hayat kurtarır. Yatak istirahati, ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler, öksürük kesici ilaçlar, solunum yetmezliği gelişmiş ise oksijen tedavisi, ateşli süreçte vücudun kaybettiği sıvının yerine konulması, vitaminden zengin yüksek kalorili diyet ile tedavi desteklenmeli” uyarısında bulundu.
Hasta kişiyle yakın temasta bulunulmamalı, maske takılmalı
Damlacık saçılması sonucu solunum yoluyla alınan zatürre etkenleri için en önemli korunma yolunun hasta kişiyle yakın teması azaltmak ve maske takmak olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Dengeli, düzenli beslenmek, sigara içmemek, vitamin ve mineralleri düzenli almak gibi önlemler hastalığın ortaya çıkmasında koruyucu bir etkiye sahip” dedi.
Risk grubunda olanlar aşı yaptırmalı
Zatürre aşısını sağlıklı 2-65 yaş arası kişilerin yaptırmasına gerek olmadığını hatırlatan Dr. Esra Sönmez, “Ancak risk grubunda olanlar, yani 2 yaşından küçük çocuklar ve 65 yaşın üzeri yetişkinler, kalp-damar hastalığı veya kronik akciğer hastalığı bulunanlar, diyabetikler, siroz hastaları, dalağı işlev görmeyen veya alınmış hastalar, kronik böbrek yetmezliği olanlar, organ nakli olanlar, lenfoma/multipl miyelom hastaları, kanser hastaları, kemoterapi ve/veya radyoterapi görenler, AIDS’li hastalar, huzurevlerinde yaşayanlar zatürre aşısı yaptırmalı” diye konuştu.