Sinemacılar Gezi Davası için çağrı yaptı: Bu hukuksuzluğa seyirci kalmayacağız
Gezi Davası sonucunda verilen hapis cezalarına karşı çıkan Türkiye’nin önde gelen sinemacıları “Bu hukuksuzluğa seyirci kalmayacağız” diyerek imza kampanyası başlattı.
Gezi Parkı eylemlerini finanse ve organize etmekle suçlanan sanıkların yargılandığı davada iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye de 18’er yıl hapis cezası verilmişti.
Aralarında Müjde Ar, Nur Sürer, Yeşim Ustaoğlu, Ercan Kesal, Menderes Samancılar, Serra Yılmaz, Ahmet Mümtaz Taylan, Rutkay Aziz, Nazan Kesal, Perihan Savaş, Halil Ergün, Emin Alper, Mehmet Günsür, Ferzan Özpetek, Berkun Oya, Onur Saylak, Fatih Akın, Şevket Çoruh, Damla Sönmez, Hale Soygazi, Kaan Urgancıoğlu, Hazar Ergüçlü, Berkay Ateş, Melisa Sözen, Ekin Koç, Mehmet Aslantuğ, Özge Özpirinççi, Mert Fırat, Pınar Deniz, Sevil Demirci, Meltem Cumbul, Öner Erkan ve Funda Eryiğit gibi isimlerin olduğu Türkiye’nin önde gelen sinemacıları Gezi davası için hazırlanan metnin ilk imzacıları oldu.
Yönetmen, senarist ve oyuncuların da arasında olduğu 177 isim, sektör emekçilerini de imza vermeye davet etti. “Sinemacılara açık çağrı. Sinemacılar bu hukuksuzluğa seyirci kalmayacağız diyor” başlıklı metinde şu ifadeler yer aldı:
“Bundan 9 yıl önce, 2013 yılında vicdanlı insanların kentine sahip çıkmak üzere başlattığı ve ülke geneline yayılıp milyonların paylaştığı Gezi sürecinde nerede duruyorsak, bugün yine oradayız.
Daha önce aynı suçlamadan beraat etmiş, aralarında meslektaşımız Çiğdem Mater’in de olduğu Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi’ye verilen 18’er yıllık, Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını kendimize verilmiş sayıyor ve hiçbir somut delile dayanmayan bu karara itiraz ediyoruz.
Anayasal, barışçıl gösteri ve protesto hakkını kullanan vatandaşları şeytanlaştırmak, terörize etmek, cezalandırmak hiçbir erkin haddi de hakkı da olamaz.
Biz bu ülkenin sinemacıları olarak içinden çıktığımız toplumun sözü, sesi, yüzüyüz. Bu karar karşısındaki öfkemizi umuda ve cesarete çevirip ülkemizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için elimizden geleni ardımıza koymamayı bir borç; özgürce yaşanacak bir Türkiye’yi hep beraber inşa etmeyi bir görev kabul ediyoruz.
Bir korku imparatorluğu kurmak adına girişildiği belli olan bu hukuksuzluğa seyirci kalmayacağız; susmayacağız. Korkmuyoruz, sinmiyoruz!“ (TELE1)