Arnavutköy Yaşam Merkezi’ne kavuştu
Arnavutköy Yaşam Merkezi’ne kavuştu
Arnavutköy Eğitim, Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi’nin açılışı; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımlarıyla gerçekleştirildi.
İSTANBUL (İGFA) - Kılıçdaroğlu, Yunus Emre Mahallesi’nde, festival havasında başlayan açılış töreninde bir konuşma yaptı. Kendisinden önce mikrofona gelen İmamoğlu’nun güzel bir konuşma yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, “İstanbul'a hizmet etmenin, İstanbullulara da aynı zamanda hizmet etmenin ne kadar önemli olduğunu, aslında üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz. Böylece İstanbullu, oy verip seçtiği, belediye başkanı yaptığı bir kişinin beldeye nasıl hizmet verdiğini, her gün bir şekliyle izliyor. ‘150 Günde 150 Proje’… ‘Arkadaşlarım çalışıyorlar, belki yıl sonuna kadar 200 proje olur’ dedi. Olur; 200 de olur, 500 de olur, 1000 de olur. Çünkü İstanbul, yıllarca ihmal edildi” dedi.
“İSTANBUL’A RANT GÖZÜYLE BAKANLAR, KENTTEN ELİNİ AYAĞINI ÇEKSİN”
3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul’u, “dünyanın en güzel şehri” olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Başkan, ‘Kente rant gözüyle bakmıyoruz’ dedi. Geçmişte rant gözüyle bakanlar, ‘Kupon araziler benden sorulmadan kimseye verilmeyecek’ diyenler; elini, ayağını İstanbul'dan çeksin. İstanbul'a ve İstanbullulara insan olarak, görkemli tarihi olan bir İstanbul olarak bakıyoruz. Belediye Başkanımız da öyle bakıyor. Arnavutköy'den Cumhuriyet Halk Partisi az oy alıyor; doğrudur. Ama kabahat Arnavutköylüler’de değil ki. Kabahat bizde. Siz gidip Arnavutköy'de vatandaşın sofrasına oturdunuz mu? Çayını kahvesini içtiniz mi? Derdini dinlediniz mi? Ankara'da oturduk, nutukları attık: ‘Arnavutköy bize oy versin…’ E ‘Vermiyorum’ diyor. ‘Gel arkadaş’ diyor, ‘Bir soframa otur. Bir halimi hatırımı sor. Bir cenazem geldi, bir başsağlığı dile bize.’ Bunları yapmadık. Ama şimdi yapıyoruz. Geleceğiz. Oturacağız. Konuşacağız. Helalleşeceğiz. Kucaklaşacağız: Ayrışmayacağız; beraber olacağız. Adalet için, hak için, hukuk için beraber olacağız. Bunu herkesin bilmesini istiyorum.”
“CEMİL MERİÇ” VURGUSU
Merkezde açılan kütüphanenin adının “Cemil Meriç” olmasının kendileri için değerli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu da bizim, hak edene değer verdiğimizi gösterir. Onun siyasi görüşüne değil, onun bizim edebiyatımıza, düşün tarihimize yaptığı katkı açısından hiçbir ayrım yapmadığımızı gösterir. Bu insanlar bizim tarihimizin, bizim kültürümüzün, bizim edebiyatımızın bir parçasıdır. Dolayısıyla ayrımcılığı yapmak, birilerini ‘Bizden’, öbürünü ‘Bizden değildir’ diye ayırmak, artık bu olmayacak. Değeri ölçüsünde, herkesi değerli bileceğiz. Bu ölçüde kucaklayacağız. Kimisi sanat alanında, kimisi kültür alanında, kimisi resim alanında, kimisi tarihi alanda, kimisi siyasette; herkes bir şekliyle bir alanda başarı gösterdiyse o ölçüde kendilerine, o kriterde kendilerine hep saygı göstereceğiz” ifadelerini kullandı.
“AYRIMCILIK YAPMAK, KİN TUTMAK BİZE YAKIŞMAZ”
AK Partili bazı ilçe belediye başkanlarının İBB’nin davetlerine katılmaması konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Ayrımcılık, bu ülkeden artık silinmeli. Sayın Başkanım; siz üstünüze düşen görevi yapıyorsunuz ve yapmaya da devam edin. Bizim kültürümüzün, bizim inancımızın, bizim felsefemizin ne olduğunu, onlar da artık öğrenmeli. Biz, Yunus'un felsefesinden geliyoruz. Ahi Evran’ın felsefesinden geliyoruz. Mevlana'nın felsefesinden geliyoruz. Horasan erenlerinin felsefesinden geliyoruz. Biz ayrımcılık yapmayız, kimseye kin tutmayız. Ayrımcılık yapmak, kin tutmak bize yakışmaz. O nedenle A partisine oy vermiş, B partisine oy vermiş; bu ayrı bir şey. Siyaset ayrı, ama insanlık ayrıdır. Belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim: Bize oy versin, vermesin; fakir mahallelerden başlayarak hizmet götüreceksiniz. Arnavutköy de bunlardan birisi. Bir anlamda İstanbul’un varoşu olarak tanımlanır. İstanbul ayrı, Arnavutköy ayrı. Ama İstanbul'un yarattığı bütün değerlerden Arnavutköylülerin de faydalanması lazım. Çocuğu belki denize, plaja götürecek parası yok, ama artık gelecek, burada yüzme öğrenecek. Burada kütüphaneye gidecek. Burada teknolojiyi öğrenecek. Burada kültürünü geliştirecek. Burada arkadaşlarıyla beraber olacak. Birlikte oynamanın, dayanışmanın ne kadar değerli olduğunu öğrenecek. Anne evladını güven içinde getirecek, buradaki kreşe bırakacak. Çalışmak istiyorsa daha rahat çalışacak. Veya bir düğüne gidecek veya bir taziyeye gidecek. ‘Çocuğumu nereye bırakayım’ diye düşündüğünde, gelecek Arnavutköy'de bu Sosyal Yaşam Merkezi’ne bırakacak. Biz, onlardan sadece bir şey istiyoruz: Evladını oraya bıraktığında ve huzur içinde bir taziyeye, bir düğüne gittiğinde veya herhangi bir gezmeye gittiğinde en azından dönüp, ‘Bu tesisi yapan, Arnavutköy'e kazandıranlardan Allah razı olsun’ diye dua etmelerini, sadece bunu isterim. Başka bir şey değil.”
“SAYIN BAŞKAN, ÇOK GÜZEL BİR ŞEY YAPTINIZ”
İmamoğlu’na, “Sayın Başkan, çok güzel bir şey yaptınız” sözleriyle seslenen Kılıçdaroğlu, “Arnavutköy'e bir kültür merkezi, bir spor merkezi, bir yaşam merkezi, bir kreş açıyorsunuz. Burası, Arnavutköy'ün tarihinde önemli bir yatırımdır; onu ifade edeyim. Şunun için söylüyorum: Evet, İstanbul Büyükşehir'in bir kreşi bile yoktu; siz 80,90 kreş yapıyorsunuz. Yapmaya da devam edeceksiniz. Özellikle gecekondu bölgelerinden başlayarak söyledim. Sizler de yapıyorsunuz. Son derece mutluyum. Vatandaş mutlu olduğu sürece, verdiğiniz hizmetlerin vatandaş tarafından takdir edildiğini göreceksiniz. Bir şey daha ifade edeyim: Dünyada 10 büyük metro inşaatını aynı anda yapan tek belediye var; İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Büyük hizmetler veriyor. Bu hizmetlerin anlatılması lazım. Günlük, klasik, politik çekişmeler; bunlar olur. Ama idealimiz, hedefimiz; bizim bütün büyükşehir belediye başkanlarının bulundukları beldelerde, kendi beldelerine hizmet edecekler. Vatandaşla kucaklaşacaklar. Dertlerini dinleyecekler. Sizin yaptıklarınızı, Millet İttifakı’nın iktidarında inşallah bizler yapacağız. Nasıl yapılacak, dünyaya göstereceğiz. Onlara da göstereceğiz. Fakirin fukaranın hakkını nasıl korunurmuş? Onlara da göstereceğiz. Beşli çetelerden gasp ettikleri mallar nasıl alınırmış? Onu da hem Türkiye hem dünyaya göstereceğiz. Birileri kul hakkı yiyecek, fakirin fukaranın hakkını yiyecek; ‘Bay Kemal’onu seyredecek. Yemezler. Seyretmeyiz. Her şeyi adalet çerçevesinde yapacağız. Çünkü devletin dini adalettir. Adaletten sapmayacağız. Hepimizin yolu aydınlık olsun” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: “İNSANA SAYGI, KENTE ÖZEN DİYEREK YOLA ÇIKTIK”
“Her gün, her hafta ‘150 Günde 150 Proje’nin heyecanını yaşıyoruz” diyen İmamoğlu da “Üç yıl önce ‘İnsana saygı, kente özen’ diyerek yola çıktık. ‘16 milyon İstanbulluya saygı duyacağız, onlarla beraber düşüneceğiz. Binlerce yıllık tarihi olan İstanbul'umuza da en üst seviyede özen göstereceğiz’ dedik. Kelimelere döküldüğünde bir basit ifade diye düşünülebilir, ama hiç öyle değil. Sözde kalmıyorsa, hayata geçiyorsa, insanın İstanbul'daki o yaşamı en güzel şekilde hissettiğini, kalitesini artırdığınızı ortaya koyuyorsanız, inanın bu tariflediğimiz motto aslında çok önemli şeyler ifade ediyor. Çeyrek asır boyunca İstanbul'da elbette bazı hizmetler yapıldı. Ancak, özellikle son dönemlerinde hepimiz görüyor ve yaşıyoruz ki, içine girdiğimizde daha da yüksek tespitlerle ortaya çıkan bir ihmali ve ne yazık ki insanını odağına almayan bir süreci en üst seviyede tespit ediyoruz. Çünkü İstanbul'da insana saygı gösteren ve 16 milyon insanla bir arada düşünme karakterini ortaya koyan bir anlayış yoktu. Bu kente özen gösterme anlamında bir kabiliyeti ortaya koymadıkları gibi böyle bir hassasiyetleri de olmadığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.