FİNİKE'DE EĞİTİM İŞ VE EĞİTİM SEN ÜYELERİ BİRLİKTE HÜKÜMET KONAĞI ÖNÜNDE, " CAN KORKUSUYLA EĞİTİM OLMAZ; YAŞAMAK İSTİYORUZ!"-VİDEOLU HABER
FİNİKE'DE EĞİTİM İŞ VE EĞİTİM SEN ÜYELERİ BİRLİKTE HÜKÜMET KONAĞI ÖNÜNDE, " CAN KORKUSUYLA EĞİTİM OLMAZ; YAŞAMAK İSTİYORUZ!"-VİDEOLU HABER
SEÇKİNHABERTV- (CENGİZ ÇETİK-FİNİKE)- Finike eğitim sendika üyeleri bugün son günlerde yaşanan eğitimcilere yönelik saldırıları protesto etmek için Hükumet Konağı önünde Eğitim İş ve Eğitim Sen üyeleri ortak basın açıklaması yaptı.
SEÇKİNHABERTV- (CENGİZ ÇETİK-FİNİKE)- Finike eğitim sendika üyeleri bugün son günlerde yaşanan eğitimcilere yönelik saldırıları protesto etmek için Hükumet Konağı önünde Eğitim İş ve Eğitim Sen üyeleri ortak basın açıklaması yaptı.
SEÇKİNHABERTV- (CENGİZ ÇETİK-FİNİKE)- Finike eğitim sendika üyeleri bugün son günlerde yaşanan eğitimcilere yönelik saldırıları protesto etmek için Hükumet Konağı önünde Eğitim İş ve Eğitim Sen üyeleri ortak basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasına emekli sendika ve TORAÇDER derneği de destek oldu.
Bugün öğretmenler sendikalarının da aldığı kararlarla meydanlarda taleplerini dile getirdiler.
Okunan Basın Bidirisinde;
"Savaşlarda bile hedef alınmaması üzerine uluslararası anlaşmalar olan, dünyanın en güvenli mekanları olması gereken okullar, Türkiye’de şiddet kucağına itilmiştir.
İstanbul Eyüp Sultan’daki özel bir lisede silahlı saldırının yaşanması ve bu saldırı sonucunda bir eğitimcimizin yaşamını yitirmesi, okullarımızın güvenlik açısından geldiği son durumu da gözler önüne sermiştir.
Okuluyla, öğretmeniyle ve müdürüyle yaşadığı sorunlar nedeniyle, yönetmelikler çerçevesinde okuldan uzaklaştırılan göçmen bir öğrenci, 5 ay önce uzaklaştırıldığı okula silahla girmiş ve okul müdürünü makam odasında katletmiştir.
Şimdi soruyoruz;
• “İtibardan tasarruf” olmuyor da güvenlikten olur mu? Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor?
• İktidarın plansızlığı sebebiyle ülkenin demografik yapısı ve güvenliği ciddi risk altındadır, güvenlik anlamında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu güvenlik açığının faturası bizlerin canı mı olacaktır?
Bu sorulara yanıt vermeden bizler başsağlığı dileyecek hiçbir yöneticinin samimiyetine ve ciddiyetine inanmıyoruz."
"Yaşanan bu şiddet olayları adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarda eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin hazırlamıştır."
"Bu ülkeyi kuran Başöğretmen, eğitim emekçilerine gelecek nesilleri emanet edecek kadar çok güveniyordu. Bu ülke, dünyada bir Başöğretmen’ in kurduğu tek ülke. Daha yeni kurulmuş bir Cumhuriyet iken bile sanayi, demokrasi ile eğitimin ülkenin kalkınması için eşdeğer tutulduğu bir ülke. Şimdi bu ülkede eğitim emekçilerinin hor görülmesini, emeğinin ve hatta canının hiçe sayılmasını kabul etmiyoruz! Bizler Başöğretmen’ in eğitim neferleriyiz; kendi değerimizi biliyor, itibarımıza, haklarımıza, canımıza, canımızın parçası olan öğrencilerimize sahip çıkıyoruz!"
TALEPLERİMİZ;
• Eğitimde şiddet yasası acilen çıkarılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır.
• Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler devlet okulları güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına detektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sürekli denetim yapılmalıdır.
• Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı televizyon yapımlarını titizlikle denetlemesi sağlanmalıdır.
• İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içerik doldurulan, Atatürk ilke ve inkılaplarından uzaklaştırılan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içeren, Atatürkçülüğe tavizsiz bağlı programlar hazırlanmalıdır."
Basın bildirisi sonunda;
"Bugün eğitim sendikaları olarak; İbrahim Oktugan öğretmenimizin ailesi başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyor, okullarda yaşanan şiddetin sona ermesini ve can güvenliğimizin sağlanmasını talep ediyoruz.
Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyoruz. Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Artık yeter! Yaşamak istiyoruz, eğitimde adalet istiyoruz!" Şeklinde ifade ettiler.
BASIN AÇIKLAMASI VİDEO LİNKİ: https://www.youtube.com/watch?v=vVQkRr9ZPY8
Antalya HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.