Türkiye, çok yaşlı ülkeler kategorisine girdi!

18.08.2024 - 13:17, Güncelleme: 18.08.2024 - 13:17 458+ kez okundu.
 

Türkiye, çok yaşlı ülkeler kategorisine girdi!

Sosyolog Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Yaşlanıyoruz, bu doğru, ama karamsar bir tablo çizmek yerine, duruma iyi tarafından da bakabiliriz. Bugünün 65 yaşındaki insanı, eski zamanların 65 yaşındaki insanına göre daha sağlıklı ve üretken. Bu bir avantaj” dedi.İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, Türkiye'deki nüfusun giderek yaşlanması ve genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının azalmasını değerlendirdi. Prof. Dr. Barış Erdoğan, dramatik bir şekilde nüfus ve doğum oranlarının düştüğünü dile getirerek, “Aslında nüfus ve doğum oranlarındaki düşüş, beklenilen bir durumdur. Dünyada kentleşme arttıkça, kadınların istihdama katılma oranları ve eğitim düzeyleri yükseldikçe, doğum oranlarında bir düşüş beklenir. Türkiye de uzun yıllardır bu trendin içindeydi. Ancak 2014'ten itibaren, özellikle son 4 yılda, bu düşüş beklenenden daha hızlı bir şekilde gerçekleşmeye başladı. Ülke olarak 100 milyonluk bir nüfus hedefi bulunuyordu, ancak mevcut veriler bu hedefin zor göründüğünü gösteriyor. Bu trendler devam ederse, Türkiye’nin muhtemelen 90 milyon civarında bir nüfusa ulaşabileceği öngörülüyor.” dedi. Türkiye’de de diğer Avrupa ve gelişmiş ülkeler gibi beklenen yaşam süresi yükseliyor. Bu durumun iki açıdan önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, şunları dile getirdi: “Bir ülke için yeni ve genç bir nüfus, ekonomi açısından dinamizm demektir. Ancak, alt kademelerden yeterli nüfus gelmediğinde, yukarıda da sorunlar oluşmaya başlayacak. Neden diye sorabilirsiniz? Çünkü nüfusumuz aynı zamanda yaşlanıyor. Yaşlanmamızın sebebi ise, daha fazla insanın daha uzun süre yaşaması. Sağlık koşullarının iyileşmesi, bakım imkanlarının artması gibi nedenlerle Türkiye’de, diğer Avrupa ve gelişmiş ülkeler gibi, beklenen yaşam süresi yükseliyor ve 70'lerin sonlarına doğru ilerliyor. Şimdi sorulması gereken şu: Bu nüfusa kim bakacak? Alttan gelen nesillerin istihdama katılması, üretmesi ve onların vergileriyle, primleriyle yukarıdaki emekli maaşlarının ödenmesi, sağlık hizmetlerinin karşılanması gerekiyor. Önümüzdeki önemli sorunlardan biri, doğum oranlarını ne kadar yukarı çekmemiz gerektiğiyle ilgilidir.” NÜFUSUMUZ ARTIK ARTMAYACAK, HATTA AZALMA TRENDİNE GİRMİŞ DURUMDA Dünya genelinde doğurganlık oranının, yani kadın başına doğan çocuk sayısının, nüfusun yerinde kalabilmesi için en az 2.1 olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bu oran genellikle 16-49 yaş arasındaki kadınlar için hesaplanır. Basit bir şekilde düşünürsek, bir kadın ve bir erkek evlenip aile kurduğunda, nüfusun sabit kalması için geride en az iki çocuk bırakmaları gerekir. Yani nüfusun artmasını bir yana bırakın, sabit kalması için bile bu şarttır. Ancak, TÜİK'in 2023 verilerine göre, Türkiye'de bu oran 1.51'e düşmüş durumda. Bu da gösteriyor ki, nüfusumuz artık artmayacak, hatta azalma trendine girmiş durumda. Bu aslında beklenen bir şey; dünya genelinde, Avrupa'da ve gelişmiş ülkelerde de benzer bir durum söz konusu. Geçmişte, tarım toplumlarında çocuklar aileye ekonomik katkı sağlarken, günümüzde insanlar neden daha az çocuk yapmayı tercih ediyor? Bunun çeşitli nedenleri var.” diye konuştu. KIRSAL KESİMDEKİ NÜFUS GENEL ORTALAMAYA ÇOK AZ KATKI SAĞLIYOR Türkiye'nin kırsal kesiminde yaşayan insan sayısının, oran olarak oldukça azaldığını dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Artık Türkiye'nin büyük çoğunluğu, neredeyse yüzde 90'a varacak düzeyde, kentlerde ya da kasabalarda, yani tarım dışı sektörlerde çalışan insanların olduğu bir ülke haline geldi. Dolayısıyla kırsal kesimdeki nüfus, yani çocuk doğurganlığı, genel ortalamaya çok az katkı sağlıyor. Örneğin, Şanlıurfa ve Mardin gibi illerimizde, bundan 30 yıl önce 5 civarında olan doğurganlık oranı, günümüzde 3.2 civarına düşmüş durumda. Bunun nedeni de tarımda traktörleşme ve makineleşmenin yaygınlaşmasıyla, çocuğa olan ihtiyacın azalması.” şeklinde konuştu. Buna karşılık, kent ortamında da farklı bir sorunla karşılaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Artık insanların beklentileri de değişmeye başladı. Eskiden çocuklar büyür, devlet okuluna gider, imkânlar neyse ona göre yetişirdi. Çoğumuz mahallelerde böyle büyüdük. Ancak şimdi insanlar, çocuklarının özel okulda okumasını, piyano dersi almasını, ata binmesini ve en iyi imkanlara sahip olmasını istiyor. Tüm bunlar ekstra masrafları beraberinde getiriyor. Kreş ve özel okul ücretlerinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, insanlar bu masrafları karşılamakta zorlanıyorlar. Bu nedenle, çoğu aile bir çocukla yetiniyor.” dedi. ÇOCUK YAPMA İLERİKİ YAŞLARA ÖTELENİYOR Eskiden toplumsal beklenti veya başarı ölçütünün bir an önce aile kurmak, çocuk sahibi olmak, çoğalmak, gelişmek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Yeni dönemde bireycilik artırılmış vaziyette, sürekli olarak medyada gezin, dolaşın, dünyayı deneyimleyin, hayatınızı yaşayın pompalanıyor. Bütün bunları yaptığınız zaman çocuk yapma yaşınızı ileriki yaşlara doğru erteliyorsunuz. Erteledikçe de yani kendinize yoğunlaştıkça bu ertelediğiniz zaman dilimi içinde çocuk yapma yaş dilimi de daralmaya başlıyor. Bu, Türkiye'ye özgü bir durum da değil. Böyle bir dünyanın içinde insanlar çocuk yapmayı ya hiç istemiyorlar ya da ileriki yaşlara öteliyorlar.” diye konuştu. Prof. Dr. Barış Erdoğan, Türkiye'ye gelen Suriyeliler için de eskiden ‘5 çocuk yapıyorlar’ denildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Ancak şimdi onların da çocuk sayısı 3'e düştü. Türkiye'ye geldikçe, kentleşmenin içine girdikçe çocuk sayısı azalıyor. Şartlar insanları zorluyor. Bu durum sadece Türkiye'ye özgü değil; tüm dünyada nüfus giderek yaşlanacak. Türkiye ise, nüfusunun yüzde 10'undan fazlası 65 yaş üstü olduğu için ‘çok yaşlı ülkeler’ kategorisine girdi bile. Yaşlanıyoruz, bu doğru, ama karamsar bir tablo çizmek yerine, duruma iyi tarafından da bakabiliriz. Bugünün 65 yaşındaki insanı, eski zamanların 65 yaşındaki insanına göre daha sağlıklı ve üretken. Bu bir avantaj. Ayrıca, robotik teknolojilerin, yapay zekaların gelişmesiyle birlikte, genç nüfusun yapacağı işlerin bir kısmını robotlara ve makinelerle devredebileceğiz. Ancak sonuçta, biz bu dünyada insan olabilmek için varız. Bu dünyayı robotlar ya da makineler için kurmadık. Bu yüzden, neslin devam etmesi, insanlığın hayrı ve selameti için önemli; bu açıdan da olaya bakmamız gerekiyor.”

Sosyolog Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Yaşlanıyoruz, bu doğru, ama karamsar bir tablo çizmek yerine, duruma iyi tarafından da bakabiliriz. Bugünün 65 yaşındaki insanı, eski zamanların 65 yaşındaki insanına göre daha sağlıklı ve üretken. Bu bir avantaj” dedi.

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, Türkiye'deki nüfusun giderek yaşlanması ve genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının azalmasını değerlendirdi.

Prof. Dr. Barış Erdoğan, dramatik bir şekilde nüfus ve doğum oranlarının düştüğünü dile getirerek, “Aslında nüfus ve doğum oranlarındaki düşüş, beklenilen bir durumdur. Dünyada kentleşme arttıkça, kadınların istihdama katılma oranları ve eğitim düzeyleri yükseldikçe, doğum oranlarında bir düşüş beklenir. Türkiye de uzun yıllardır bu trendin içindeydi. Ancak 2014'ten itibaren, özellikle son 4 yılda, bu düşüş beklenenden daha hızlı bir şekilde gerçekleşmeye başladı. Ülke olarak 100 milyonluk bir nüfus hedefi bulunuyordu, ancak mevcut veriler bu hedefin zor göründüğünü gösteriyor. Bu trendler devam ederse, Türkiye’nin muhtemelen 90 milyon civarında bir nüfusa ulaşabileceği öngörülüyor.” dedi.

Türkiye’de de diğer Avrupa ve gelişmiş ülkeler gibi beklenen yaşam süresi yükseliyor. Bu durumun iki açıdan önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, şunları dile getirdi:

“Bir ülke için yeni ve genç bir nüfus, ekonomi açısından dinamizm demektir. Ancak, alt kademelerden yeterli nüfus gelmediğinde, yukarıda da sorunlar oluşmaya başlayacak. Neden diye sorabilirsiniz? Çünkü nüfusumuz aynı zamanda yaşlanıyor. Yaşlanmamızın sebebi ise, daha fazla insanın daha uzun süre yaşaması. Sağlık koşullarının iyileşmesi, bakım imkanlarının artması gibi nedenlerle Türkiye’de, diğer Avrupa ve gelişmiş ülkeler gibi, beklenen yaşam süresi yükseliyor ve 70'lerin sonlarına doğru ilerliyor. Şimdi sorulması gereken şu: Bu nüfusa kim bakacak? Alttan gelen nesillerin istihdama katılması, üretmesi ve onların vergileriyle, primleriyle yukarıdaki emekli maaşlarının ödenmesi, sağlık hizmetlerinin karşılanması gerekiyor. Önümüzdeki önemli sorunlardan biri, doğum oranlarını ne kadar yukarı çekmemiz gerektiğiyle ilgilidir.”

NÜFUSUMUZ ARTIK ARTMAYACAK, HATTA AZALMA TRENDİNE GİRMİŞ DURUMDA

Dünya genelinde doğurganlık oranının, yani kadın başına doğan çocuk sayısının, nüfusun yerinde kalabilmesi için en az 2.1 olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bu oran genellikle 16-49 yaş arasındaki kadınlar için hesaplanır. Basit bir şekilde düşünürsek, bir kadın ve bir erkek evlenip aile kurduğunda, nüfusun sabit kalması için geride en az iki çocuk bırakmaları gerekir. Yani nüfusun artmasını bir yana bırakın, sabit kalması için bile bu şarttır. Ancak, TÜİK'in 2023 verilerine göre, Türkiye'de bu oran 1.51'e düşmüş durumda. Bu da gösteriyor ki, nüfusumuz artık artmayacak, hatta azalma trendine girmiş durumda. Bu aslında beklenen bir şey; dünya genelinde, Avrupa'da ve gelişmiş ülkelerde de benzer bir durum söz konusu. Geçmişte, tarım toplumlarında çocuklar aileye ekonomik katkı sağlarken, günümüzde insanlar neden daha az çocuk yapmayı tercih ediyor? Bunun çeşitli nedenleri var.” diye konuştu.

KIRSAL KESİMDEKİ NÜFUS GENEL ORTALAMAYA ÇOK AZ KATKI SAĞLIYOR

Türkiye'nin kırsal kesiminde yaşayan insan sayısının, oran olarak oldukça azaldığını dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Artık Türkiye'nin büyük çoğunluğu, neredeyse yüzde 90'a varacak düzeyde, kentlerde ya da kasabalarda, yani tarım dışı sektörlerde çalışan insanların olduğu bir ülke haline geldi. Dolayısıyla kırsal kesimdeki nüfus, yani çocuk doğurganlığı, genel ortalamaya çok az katkı sağlıyor. Örneğin, Şanlıurfa ve Mardin gibi illerimizde, bundan 30 yıl önce 5 civarında olan doğurganlık oranı, günümüzde 3.2 civarına düşmüş durumda. Bunun nedeni de tarımda traktörleşme ve makineleşmenin yaygınlaşmasıyla, çocuğa olan ihtiyacın azalması.” şeklinde konuştu.

Buna karşılık, kent ortamında da farklı bir sorunla karşılaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Artık insanların beklentileri de değişmeye başladı. Eskiden çocuklar büyür, devlet okuluna gider, imkânlar neyse ona göre yetişirdi. Çoğumuz mahallelerde böyle büyüdük. Ancak şimdi insanlar, çocuklarının özel okulda okumasını, piyano dersi almasını, ata binmesini ve en iyi imkanlara sahip olmasını istiyor. Tüm bunlar ekstra masrafları beraberinde getiriyor. Kreş ve özel okul ücretlerinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, insanlar bu masrafları karşılamakta zorlanıyorlar. Bu nedenle, çoğu aile bir çocukla yetiniyor.” dedi.

ÇOCUK YAPMA İLERİKİ YAŞLARA ÖTELENİYOR

Eskiden toplumsal beklenti veya başarı ölçütünün bir an önce aile kurmak, çocuk sahibi olmak, çoğalmak, gelişmek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Yeni dönemde bireycilik artırılmış vaziyette, sürekli olarak medyada gezin, dolaşın, dünyayı deneyimleyin, hayatınızı yaşayın pompalanıyor. Bütün bunları yaptığınız zaman çocuk yapma yaşınızı ileriki yaşlara doğru erteliyorsunuz. Erteledikçe de yani kendinize yoğunlaştıkça bu ertelediğiniz zaman dilimi içinde çocuk yapma yaş dilimi de daralmaya başlıyor. Bu, Türkiye'ye özgü bir durum da değil. Böyle bir dünyanın içinde insanlar çocuk yapmayı ya hiç istemiyorlar ya da ileriki yaşlara öteliyorlar.” diye konuştu.

Prof. Dr. Barış Erdoğan, Türkiye'ye gelen Suriyeliler için de eskiden ‘5 çocuk yapıyorlar’ denildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ancak şimdi onların da çocuk sayısı 3'e düştü. Türkiye'ye geldikçe, kentleşmenin içine girdikçe çocuk sayısı azalıyor. Şartlar insanları zorluyor. Bu durum sadece Türkiye'ye özgü değil; tüm dünyada nüfus giderek yaşlanacak. Türkiye ise, nüfusunun yüzde 10'undan fazlası 65 yaş üstü olduğu için ‘çok yaşlı ülkeler’ kategorisine girdi bile. Yaşlanıyoruz, bu doğru, ama karamsar bir tablo çizmek yerine, duruma iyi tarafından da bakabiliriz. Bugünün 65 yaşındaki insanı, eski zamanların 65 yaşındaki insanına göre daha sağlıklı ve üretken. Bu bir avantaj. Ayrıca, robotik teknolojilerin, yapay zekaların gelişmesiyle birlikte, genç nüfusun yapacağı işlerin bir kısmını robotlara ve makinelerle devredebileceğiz. Ancak sonuçta, biz bu dünyada insan olabilmek için varız. Bu dünyayı robotlar ya da makineler için kurmadık. Bu yüzden, neslin devam etmesi, insanlığın hayrı ve selameti için önemli; bu açıdan da olaya bakmamız gerekiyor.”

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.