KARAMAHMUTOĞLU, “TÜRKLÜĞÜN BU COĞRAFYADAKİ KAZANIMLARI KELİME OYUNLARIYLA ELDE EDİLMİŞ KAZANIMLAR DEĞİLDİR.”

Siyaset 14.10.2024 - 20:31, Güncelleme: 14.10.2024 - 20:31 829 kez okundu.
 

KARAMAHMUTOĞLU, “TÜRKLÜĞÜN BU COĞRAFYADAKİ KAZANIMLARI KELİME OYUNLARIYLA ELDE EDİLMİŞ KAZANIMLAR DEĞİLDİR.”

SEÇKİNHABERTV- Azmi Karamahmutoğlu: Yasama yılının başlamasından bu yana sürekli sıcak tutulan yeni anayasa tartışmalarıyla beraber bu tartışmanın içerisine DEM Parti'nin de çekilmiş olması, yani şimdiye kadar kapatılması talep edilen terör örgütünün siyasal organı olduğu iddiasıyla kapatılması talep edilen DEM Parti'nin birdenbire adeta Cumhur İttifakı'nın bir aday bileşeniymiş gibi tokalaşmalarla bir araya gelindiği bir hafta yaşadık.

SEÇKİNHABERTV- Azmi Karamahmutoğlu: Yasama yılının başlamasından bu yana sürekli sıcak tutulan yeni anayasa tartışmalarıyla beraber bu tartışmanın içerisine DEM Parti'nin de çekilmiş olması, yani şimdiye kadar kapatılması talep edilen terör örgütünün siyasal organı olduğu iddiasıyla kapatılması talep edilen DEM Parti'nin birdenbire adeta Cumhur İttifakı'nın bir aday bileşeniymiş gibi tokalaşmalarla bir araya gelindiği bir hafta yaşadık. Şimdi burada ne olduğunu hem toplum hem aydınlar ve Dem Parti'nin kendisi de anlamaya çalışıyor. Aslında konuya hangi seviyeden başlanacağı ve adının ne konulacağı tam olarak kendileri tarafından da bilinmiyor fakat belli ki Pandora'nın kutusunun kapağı zorlanıyor, açılması için zorlanıyor. Biz bir uyarıda bulunmak istiyoruz daha yolun başındayken. Pandora'nın Kutusunu açarsanız, cini şişeden çıkartırsanız varlığınızı tartışmaya açarsınız. Bugüne deyin sahip olduğunuz tarihsel birikimlerinizi, kazanımlarınızı tartışmaya açarsınız ki bu tarihsel kazanımların en yakın tarihi olarak 1071'den başlatalım. 1071'den bugüne deyin Türklüğün bu coğrafyadaki kazanımlarını tartışmaya açarsınız. Eğer maksadınız buysa biz bu kazanımları kelime oyunlarıyla ve müzakerelerle elde etmiş değiliz. Bu kazanımları elde ederken ödediğimiz bedeller vardır. Şimdi bir anayasa değişikliği yapılmaya çalışılıyor malumunuz. Yapmaya düşündükleri anayasa değişikliğine ilişkin elbette ki bir toplumsal uzlaşı gerekir. Adı üzerinde anayasalar toplumsal sözleşmelerdir. Fakat görüyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kendi aralarında, kendi içinde bile bir mutabakat yok, bir uzlaşı yok. Yani, Saraydaki kadrolar bir başka telden çalarken AK Parti Genel Merkezi başka bir havada, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki AK Parti Meclis Grubu apayrı bir havada, apayrı bir telden çalıyor. Kendi aralarında bir birliğin olmadığını görüyoruz. Bunun en taze örneğini daha dün AK Partili, tarafsız olması gereken, AK Partili TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un yapmış olduğu açıklamayla yaşadık. Sayın Numan Kurtulmuş, anayasanın üçüncü maddesindeki bir cümlenin değiştirilmesini kendince teklif etti. Hoş gelen tepkiler üzerine daha gün akşamını doldurmadan bu sözlerinden ricat etti, geri adım attı. Çünkü saraydaki kadrolardan zılgıt yedi bir Meclis Başkanı olarak. Yani protokoldeki ikinci sıra olarak Sayın Meclis Başkanı zılgıt yedi anayasadaki bir memurdan ve geri adım attı söylediklerinden. Şimdi Numan Kurtulmuş'a şunu hatırlatmak isteriz ve aynı zihniyette olanlara. Bakınız, tekrar ediyoruz, Türklüğün bu coğrafyadaki kazanımları kelime oyunlarıyla elde edilmiş kazanımlar değildir. Bunların hiçbirinden fedakarlık ve feragat etmeyiz. Çünkü eğer bunlardan birine sahibi olmamış olsaydık, örneğin bu devletin, Türk devletinin dilinin, resmi dilinin Türkçe olmuş olması şayet gerçekleşmemiş olsaydık, Şu gün başka bir kanun yürürlükte olsaydık ve biz Türk milliyetçileri bunu sağlamak, elde etmek için yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi diri Türkçe olsun diye bir mücadele içerisine girmiş olsaydık ne kadar büyük, nasıl da külfetli bir mücadele vermek zorunda kalacağımızı biliyoruz, canlandırabiliriz gözümüzle. Oysa şimdi bu zaten kazanılmış bir hak zaten elimizde. Öyleyse bunu muhafaza etmek için vereceğimiz, uğraşacağımız çaba, mücadele kazanmak isterken yapacağımızdan çok daha az. Yani biz bunu güle oynaya yaparız. Sayın Numan Kurtulmuş üçüncü maddede bir cümlenin değiştirilmesini isterken yani ilk üç maddeden birinin revize edilmesini isterken bu ilk üç maddeyi koruyan kalkan olan, onlara kalkan olan dördüncü maddenin geçici olarak veya tamamen zırh olarak bu üçünün üstünden kalkması gerektiğini bilmiyor mu? Biliyor. Peki, bizim gözümüze perde çekeceğini mi zannediyor? Peki, dördüncü maddenin kaldırılması demek ne demektir? Daha iki hafta önce siyasal dinci, siyasal Kürtçü Hüdapar’ın genel başkanını istediğiyle aynı şeyi istemek demektir. Hüdapar'la aynı politik düzleme düşmesi demektir. Meclis Başkanımız, Hüdapar'la siyasal dinci, siyasal Kürtçü Hüdapar'la aynı düzlemdedir. Yani dördüncü maddenin kaldırılmasını doğrudan teklif edemeyen Numan Kurtulmuş, üçüncü maddenin revizyonunu tartışmaya getirmek istemiştir. Bütün bu yapılan tartışmalar değerli arkadaşlar aslında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar tekrar Cumhurbaşkanı seçilebilmesi içindir. Yoksa sürekli yerdikleri 1982 Anayasası meşruiyetini halktan alıyor hem de büyük bir katılımla. Halkın onayından alıyor. Her ne kadar sivil anayasa olmamakta itham edilse de kaldı ki yüzde seksene yakını daha sonraki sivil hükümet tarafından değiştirilmiştir. Şimdi işbaşındaki AK Parti hükümeti kendi meşruiyetini 1982 Anayasasından alırken 1982 Anayasasını rafa kaldıran politikalar gütmesi aslında kendi meşruiyetini hükümet olarak kendi meşruiyetini tartışmaya açması demektir. Yoksa Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür cümlesinden herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının rahatsızlık duyması için hiçbir sebep yoktur değerli arkadaşlar. Bunu yapabilmek için ancak millet ve milliyetçilik karşıtı olması gerekir ki evet AKP iktidarı budur ve bunu AKP iktidarından cesaret bulan bazı toplumsal kesimler belli ki bir intikam duygusuyla hem cumhuriyetten ve hem de Türklükten öç alma kavgasına girişmişlerdir. 22 yılın sonunda Türkiye'de Türklüğü gerilettiklerini, Türklüğü zayıf bir döneminde yakaladıklarını zannederek evet şovenist bir düşmanlıkla Türk milletinin hakkına ve hukukuna karşı saldırıya geçmişlerdir. Anayasal vatandaşlığı bile benimseyip sindirememiş bu etnikçi şövalyeler, Türk olmama, olamama kiniyle Türklüğün tarihi kazanımlarını, tarihsel kazanımlarını aşındırma çabasındalar. Bilinsin ki Anadolu ve Trakya coğrafyasında egemen güç olarak Türklük, bugüne değin kazandıklarını koruyabilecek kudrete sahiptir. Nasıl ki onu kazanacak kudreti var idi, onları koruyabilecek kudrete de sahiptir ve o kudret Türklük bilincinden ve gururundan kaynaklanmaktadır. İşte, Zafer Partisi olarak bu bilinç ve gururla Türklüğe hasım tüm etnikçi saldırıları savuşturup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamını Anayasal vatandaşlık temelinde, barış ve kardeşlik içinde, el ele, dayanışma halinde, mutlu ve müreffeh bir ülkede yaşamalarının siyasetini güdüyoruz. Güdüğümüz bu siyaset seçmende karşılık buluyor, bulacağına inanıyor ve bu inançla çalışıyoruz.
SEÇKİNHABERTV- Azmi Karamahmutoğlu: Yasama yılının başlamasından bu yana sürekli sıcak tutulan yeni anayasa tartışmalarıyla beraber bu tartışmanın içerisine DEM Parti'nin de çekilmiş olması, yani şimdiye kadar kapatılması talep edilen terör örgütünün siyasal organı olduğu iddiasıyla kapatılması talep edilen DEM Parti'nin birdenbire adeta Cumhur İttifakı'nın bir aday bileşeniymiş gibi tokalaşmalarla bir araya gelindiği bir hafta yaşadık.

SEÇKİNHABERTV- Azmi Karamahmutoğlu: Yasama yılının başlamasından bu yana sürekli sıcak tutulan yeni anayasa tartışmalarıyla beraber bu tartışmanın içerisine DEM Parti'nin de çekilmiş olması, yani şimdiye kadar kapatılması talep edilen terör örgütünün siyasal organı olduğu iddiasıyla kapatılması talep edilen DEM Parti'nin birdenbire adeta Cumhur İttifakı'nın bir aday bileşeniymiş gibi tokalaşmalarla bir araya gelindiği bir hafta yaşadık.

Şimdi burada ne olduğunu hem toplum hem aydınlar ve Dem Parti'nin kendisi de anlamaya çalışıyor. Aslında konuya hangi seviyeden başlanacağı ve adının ne konulacağı tam olarak kendileri tarafından da bilinmiyor fakat belli ki Pandora'nın kutusunun kapağı zorlanıyor, açılması için zorlanıyor.

Biz bir uyarıda bulunmak istiyoruz daha yolun başındayken. Pandora'nın Kutusunu açarsanız, cini şişeden çıkartırsanız varlığınızı tartışmaya açarsınız. Bugüne deyin sahip olduğunuz tarihsel birikimlerinizi, kazanımlarınızı tartışmaya açarsınız ki bu tarihsel kazanımların en yakın tarihi olarak 1071'den başlatalım. 1071'den bugüne deyin Türklüğün bu coğrafyadaki kazanımlarını tartışmaya açarsınız. Eğer maksadınız buysa biz bu kazanımları kelime oyunlarıyla ve müzakerelerle elde etmiş değiliz. Bu kazanımları elde ederken ödediğimiz bedeller vardır.

Şimdi bir anayasa değişikliği yapılmaya çalışılıyor malumunuz. Yapmaya düşündükleri anayasa değişikliğine ilişkin elbette ki bir toplumsal uzlaşı gerekir. Adı üzerinde anayasalar toplumsal sözleşmelerdir. Fakat görüyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kendi aralarında, kendi içinde bile bir mutabakat yok, bir uzlaşı yok. Yani, Saraydaki kadrolar bir başka telden çalarken AK Parti Genel Merkezi başka bir havada, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki AK Parti Meclis Grubu apayrı bir havada, apayrı bir telden çalıyor.

Kendi aralarında bir birliğin olmadığını görüyoruz. Bunun en taze örneğini daha dün AK Partili, tarafsız olması gereken, AK Partili TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un yapmış olduğu açıklamayla yaşadık. Sayın Numan Kurtulmuş, anayasanın üçüncü maddesindeki bir cümlenin değiştirilmesini kendince teklif etti. Hoş gelen tepkiler üzerine daha gün akşamını doldurmadan bu sözlerinden ricat etti, geri adım attı. Çünkü saraydaki kadrolardan zılgıt yedi bir Meclis Başkanı olarak. Yani protokoldeki ikinci sıra olarak Sayın Meclis Başkanı zılgıt yedi anayasadaki bir memurdan ve geri adım attı söylediklerinden. Şimdi Numan Kurtulmuş'a şunu hatırlatmak isteriz ve aynı zihniyette olanlara. Bakınız, tekrar ediyoruz, Türklüğün bu coğrafyadaki kazanımları kelime oyunlarıyla elde edilmiş kazanımlar değildir.

Bunların hiçbirinden fedakarlık ve feragat etmeyiz. Çünkü eğer bunlardan birine sahibi olmamış olsaydık, örneğin bu devletin, Türk devletinin dilinin, resmi dilinin Türkçe olmuş olması şayet gerçekleşmemiş olsaydık, Şu gün başka bir kanun yürürlükte olsaydık ve biz Türk milliyetçileri bunu sağlamak, elde etmek için yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi diri Türkçe olsun diye bir mücadele içerisine girmiş olsaydık ne kadar büyük, nasıl da külfetli bir mücadele vermek zorunda kalacağımızı biliyoruz, canlandırabiliriz gözümüzle.

Oysa şimdi bu zaten kazanılmış bir hak zaten elimizde. Öyleyse bunu muhafaza etmek için vereceğimiz, uğraşacağımız çaba, mücadele kazanmak isterken yapacağımızdan çok daha az.

Yani biz bunu güle oynaya yaparız. Sayın Numan Kurtulmuş üçüncü maddede bir cümlenin değiştirilmesini isterken yani ilk üç maddeden birinin revize edilmesini isterken bu ilk üç maddeyi koruyan kalkan olan, onlara kalkan olan dördüncü maddenin geçici olarak veya tamamen zırh olarak bu üçünün üstünden kalkması gerektiğini bilmiyor mu? Biliyor. Peki, bizim gözümüze perde çekeceğini mi zannediyor?

Peki, dördüncü maddenin kaldırılması demek ne demektir? Daha iki hafta önce siyasal dinci, siyasal Kürtçü Hüdapar’ın genel başkanını istediğiyle aynı şeyi istemek demektir. Hüdapar'la aynı politik düzleme düşmesi demektir. Meclis Başkanımız, Hüdapar'la siyasal dinci, siyasal Kürtçü Hüdapar'la aynı düzlemdedir.

Yani dördüncü maddenin kaldırılmasını doğrudan teklif edemeyen Numan Kurtulmuş, üçüncü maddenin revizyonunu tartışmaya getirmek istemiştir. Bütün bu yapılan tartışmalar değerli arkadaşlar aslında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar tekrar Cumhurbaşkanı seçilebilmesi içindir. Yoksa sürekli yerdikleri 1982 Anayasası meşruiyetini halktan alıyor hem de büyük bir katılımla. Halkın onayından alıyor. Her ne kadar sivil anayasa olmamakta itham edilse de kaldı ki yüzde seksene yakını daha sonraki sivil hükümet tarafından değiştirilmiştir.

Şimdi işbaşındaki AK Parti hükümeti kendi meşruiyetini 1982 Anayasasından alırken 1982 Anayasasını rafa kaldıran politikalar gütmesi aslında kendi meşruiyetini hükümet olarak kendi meşruiyetini tartışmaya açması demektir. Yoksa Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür cümlesinden herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının rahatsızlık duyması için hiçbir sebep yoktur değerli arkadaşlar.

Bunu yapabilmek için ancak millet ve milliyetçilik karşıtı olması gerekir ki evet AKP iktidarı budur ve bunu AKP iktidarından cesaret bulan bazı toplumsal kesimler belli ki bir intikam duygusuyla hem cumhuriyetten ve hem de Türklükten öç alma kavgasına girişmişlerdir. 22 yılın sonunda Türkiye'de Türklüğü gerilettiklerini, Türklüğü zayıf bir döneminde yakaladıklarını zannederek evet şovenist bir düşmanlıkla Türk milletinin hakkına ve hukukuna karşı saldırıya geçmişlerdir.

Anayasal vatandaşlığı bile benimseyip sindirememiş bu etnikçi şövalyeler, Türk olmama, olamama kiniyle Türklüğün tarihi kazanımlarını, tarihsel kazanımlarını aşındırma çabasındalar. Bilinsin ki Anadolu ve Trakya coğrafyasında egemen güç olarak Türklük, bugüne değin kazandıklarını koruyabilecek kudrete sahiptir. Nasıl ki onu kazanacak kudreti var idi, onları koruyabilecek kudrete de sahiptir ve o kudret Türklük bilincinden ve gururundan kaynaklanmaktadır.

İşte, Zafer Partisi olarak bu bilinç ve gururla Türklüğe hasım tüm etnikçi saldırıları savuşturup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamını Anayasal vatandaşlık temelinde, barış ve kardeşlik içinde, el ele, dayanışma halinde, mutlu ve müreffeh bir ülkede yaşamalarının siyasetini güdüyoruz. Güdüğümüz bu siyaset seçmende karşılık buluyor, bulacağına inanıyor ve bu inançla çalışıyoruz.

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.