Kadına karşı şiddette esas sorun 'ataerkil dil'! Kadınlar, şiddet riski gördükleri anda önlem almalı!

23.11.2024 - 15:39, Güncelleme: 23.11.2024 - 15:39 128 kez okundu.
 

Kadına karşı şiddette esas sorun 'ataerkil dil'! Kadınlar, şiddet riski gördükleri anda önlem almalı!

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019’da yayımladığı rapora göre dünya genelinde neredeyse her 3 kadından 1'i, yakın ilişkide bulundukları erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor. Kadına karşı şiddet suçu işleyenlerin en çok eşler, oğullar, babalar, erkek arkadaşlar ve kadınların ayrıldıkları veya ayrılmak istedikleri erkekler olduğuna vurgu yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Bunun en büyük nedeni ataerkil dilin varlığı. ‘Erkek adam, döver de sever de’, ‘kızını dövmeyen dizini döver’, ‘gelinliğiyle giren kefeniyle çıkar’ gibi ataerkil söylemler, kadınların, erkeklerin kontrolünde olması gerektiğini dayatmakta ve erkeklerin eşlerini kontrol altında tutmak için şiddet kullanmasını normalleştirmektedir.” dedi. Şiddet gören kadınların çaresizlik ve umutsuzluk nedeniyle, sıklıkla depresif ve kaygılı süreçler yaşadıklarına değinen Dr. Mert Sinan Bingöl, kadınların kendilerini korumak için şiddet riski belirdiği andan itibaren gerekli tepkiyi koyarak önlem almaları ve fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel şiddeti, hiçbir şekilde kabul etmemeleri gerektiği uyarısını yaptı. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kadına karşı şiddetin nedenlerini değerlendirdi ve çözüm önerilerini paylaştı. Esas sorun ‘ataerkil’ dilin varlığı! Kadına karşı şiddetin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir sorun olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Kadınlar en çok kocaları, oğulları, babaları, erkek arkadaşları ve ayrıldıkları erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor.” dedi. Bu durumun olası sebeplerine değinen Dr. Mert Sinan Bingöl, “Kadını suçlayarak erkek şiddetini onaylayan ve meşrulaştıran kültürel normların varlığı, erken yaşta evlilikler, kadının veya erkeğin eğitim seviyesinin düşük olması, ekonomik sorunların varlığı, şiddetin bazı toplumlarca sorun çözme aracı olarak kullanılması, erkeğin kendi yetiştiği aile ortamında küçük yaşlarda şiddete tanık olması sebepler arasında sayılabilir. Bunun dışında toplumda hakim olan ‘erkek adam, döver de sever de’, ‘evinde otursaydı’, ‘kızını dövmeyen dizini döver’, ‘gelinliğiyle giren kefeniyle çıkar’ gibi ataerkil söylemler, kadınların, erkeklerin kontrolünde olması gerektiğini dayatmakta ve erkeklerin eşlerini kontrol altında tutmak için şiddet kullanmasını normalleştirmektedir.” açıklamasını yaptı. Şiddet, meşrulaştırılıyor…  Otoriter erkek dilinin yüzyıllar içerisinde ‘benim toprağım, benim evim, benim eşyam, benim eşim, benim çocuğum...’ gibi aidiyet kavramlarının benimsenmesiyle yerleştiğine vurgu yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Ayrıca ‘kıskançlık’, ‘ahlaksızlık’, ‘gelenek’, ‘töre’ ve ‘namus’ kavramlarının varlığı maalesef şiddeti beslemiş ve uygulanan şiddet bu yollarla meşrulaştırılmıştır. Böylece, erkek  ‘ya benimsin ya kara toprağın’ diyerek, kadını kontrol etme ve öldürme hakkını kendinde görmeye başlamıştır. Süreç içerisinde maalesef erkeğin hayalleri, erkeğin kuralları, erkeğin dili belirleyici olmuştur, kimin öleceğine kimin yaşayacağına, kimin susup kimin konuşacağına, kimin nasıl giyineceğine erkek dili karar vermiştir.” şeklinde konuştu. Kadınlar, şiddet riski belirdiği andan itibaren gerekli tepkiyi koymalı… Şiddet gören kadınlarda en sık gözlenen psikolojik ve duygusal sorunun güvensizlik olduğunu aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Çünkü en yakınları ve en sevdikleri tarafından tehdit ediliyorlar ve şiddete maruz kalıyorlar. Maalesef bu durumdan korunmak için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bununla beraber gelen çaresizlik ve umutsuzluk nedeniyle, sıklıkla depresif ve kaygılı süreçler yaşıyorlar.” dedi. Şiddet mağduru kadınların güvenliklerini sağlamak, şiddet döngüsünden kurtulmak için neler yapabileceklerine değinen Dr. Mert Sinan Bingöl, şunları söyledi: “Kadınlar, erkeğin uyguladığı şiddete karşı, şiddet riski belirdiği andan itibaren gerekli tepkiyi koyarak ilgili kurumlarla irtibat kurmaya çalışmalılar. Kendisine uygulanan fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel şiddeti, hakareti, ihmali, aşağılanmayı hiçbir şekilde kabul etmemeliler. Erkeğe bağımlı olmamalı, sosyal bağlarını güçlendirmeli, eğitim seviyelerini yükseltmeli, ekonomik gücünü elde etmeliler. Psikolojik sıkıntılarının artması halinde, terapi desteği almalılar.”  Kadına şiddetin önüne nasıl geçilebilir?  Şiddet gören kadınlara destek olunabilmesi ve şiddetin önüne geçilebilmesi için çiftlere, hem evlilik öncesi, hem evlilik süresince psikolojik danışmanlık verilmesi ve ilgili kurumlarca düzenli ev ziyaretleri yapılaması gibi uygulamaların yardımcı olabileceğini dile getiren Dr. Mert Sinan Bingöl önerilerini şöyle sıraladı: “Sosyal medya üzerinden şiddeti normalleştiren yayınlara yer verilmemeli. Medyanın şiddeti, suçu ve suçluyu övücü ve destekleyici yayınlar yapmaması, cinsiyet ayrımcılığını kınaması, toplumsal farkındalık yaratması, kadını erkek karşısında duygusal açıdan zayıf, güçsüz ve erkeğe bağımlı gösteren programlara yer vermemesi gerekir.  Şiddet mağduru kadının kendisini yalnız hissetmemesi için, kadın dernekleri ve örgütlerinin sayısı arttırılmalı, başvurabilecekleri hukuki yollar öğretilmeli. Kadının kendisine ve toplumun kadına verdiği değeri arttıracak politikalar oluşturarak, şiddet uygulayanların caydırıcı cezalar almasıyla ilgili düzenlemeler yapılmalı.” Kadına şiddet konusunu çözmek için ‘yeni bir toplumsal söylem’ geliştirilmeli Kadına şiddet konusunun sadece hukuki düzenlemelerle çözülebilecek bir mesele olmadığının altını çizen Dr. Mert Sinan Bingöl, sözlerini şöyle tamamladı: “Şiddetin önlenememesinin başta gelen nedenlerinden biri, maalesef toplumun bir kesiminde, kadını değersizleştiren, ötekileştiren, seksüel meta haline getiren, yöneten, yönlendiren bir anlayışın hakim olmasıdır. Kadına ve çocuğa hükmederek örtbas edilmeye çalışılan bu yıkıcı ve otoriter ataerkil dilin, bir an önce değiştirilerek ‘yeni bir toplumsal söylemin’ geliştirilmesi gerekir. Ve maalesef yeni bir söylem geliştirilmediği sürece, kadınlar kendilerine erkeklerin biçtiği rolleri oynayacak ve ölmeye devam edecekler...”  Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019’da yayımladığı rapora göre dünya genelinde neredeyse her 3 kadından 1'i, yakın ilişkide bulundukları erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor.

Kadına karşı şiddet suçu işleyenlerin en çok eşler, oğullar, babalar, erkek arkadaşlar ve kadınların ayrıldıkları veya ayrılmak istedikleri erkekler olduğuna vurgu yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Bunun en büyük nedeni ataerkil dilin varlığı. ‘Erkek adam, döver de sever de’, ‘kızını dövmeyen dizini döver’, ‘gelinliğiyle giren kefeniyle çıkar’ gibi ataerkil söylemler, kadınların, erkeklerin kontrolünde olması gerektiğini dayatmakta ve erkeklerin eşlerini kontrol altında tutmak için şiddet kullanmasını normalleştirmektedir.” dedi. Şiddet gören kadınların çaresizlik ve umutsuzluk nedeniyle, sıklıkla depresif ve kaygılı süreçler yaşadıklarına değinen Dr. Mert Sinan Bingöl, kadınların kendilerini korumak için şiddet riski belirdiği andan itibaren gerekli tepkiyi koyarak önlem almaları ve fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel şiddeti, hiçbir şekilde kabul etmemeleri gerektiği uyarısını yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kadına karşı şiddetin nedenlerini değerlendirdi ve çözüm önerilerini paylaştı.

Esas sorun ‘ataerkil’ dilin varlığı!

Kadına karşı şiddetin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir sorun olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Kadınlar en çok kocaları, oğulları, babaları, erkek arkadaşları ve ayrıldıkları erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor.” dedi.

Bu durumun olası sebeplerine değinen Dr. Mert Sinan Bingöl, “Kadını suçlayarak erkek şiddetini onaylayan ve meşrulaştıran kültürel normların varlığı, erken yaşta evlilikler, kadının veya erkeğin eğitim seviyesinin düşük olması, ekonomik sorunların varlığı, şiddetin bazı toplumlarca sorun çözme aracı olarak kullanılması, erkeğin kendi yetiştiği aile ortamında küçük yaşlarda şiddete tanık olması sebepler arasında sayılabilir. Bunun dışında toplumda hakim olan ‘erkek adam, döver de sever de’, ‘evinde otursaydı’, ‘kızını dövmeyen dizini döver’, ‘gelinliğiyle giren kefeniyle çıkar’ gibi ataerkil söylemler, kadınların, erkeklerin kontrolünde olması gerektiğini dayatmakta ve erkeklerin eşlerini kontrol altında tutmak için şiddet kullanmasını normalleştirmektedir.” açıklamasını yaptı.

Şiddet, meşrulaştırılıyor… 

Otoriter erkek dilinin yüzyıllar içerisinde ‘benim toprağım, benim evim, benim eşyam, benim eşim, benim çocuğum...’ gibi aidiyet kavramlarının benimsenmesiyle yerleştiğine vurgu yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Ayrıca ‘kıskançlık’, ‘ahlaksızlık’, ‘gelenek’, ‘töre’ ve ‘namus’ kavramlarının varlığı maalesef şiddeti beslemiş ve uygulanan şiddet bu yollarla meşrulaştırılmıştır. Böylece, erkek  ‘ya benimsin ya kara toprağın’ diyerek, kadını kontrol etme ve öldürme hakkını kendinde görmeye başlamıştır. Süreç içerisinde maalesef erkeğin hayalleri, erkeğin kuralları, erkeğin dili belirleyici olmuştur, kimin öleceğine kimin yaşayacağına, kimin susup kimin konuşacağına, kimin nasıl giyineceğine erkek dili karar vermiştir.” şeklinde konuştu.

Kadınlar, şiddet riski belirdiği andan itibaren gerekli tepkiyi koymalı…

Şiddet gören kadınlarda en sık gözlenen psikolojik ve duygusal sorunun güvensizlik olduğunu aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Çünkü en yakınları ve en sevdikleri tarafından tehdit ediliyorlar ve şiddete maruz kalıyorlar. Maalesef bu durumdan korunmak için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bununla beraber gelen çaresizlik ve umutsuzluk nedeniyle, sıklıkla depresif ve kaygılı süreçler yaşıyorlar.” dedi.

Şiddet mağduru kadınların güvenliklerini sağlamak, şiddet döngüsünden kurtulmak için neler yapabileceklerine değinen Dr. Mert Sinan Bingöl, şunları söyledi:

“Kadınlar, erkeğin uyguladığı şiddete karşı, şiddet riski belirdiği andan itibaren gerekli tepkiyi koyarak ilgili kurumlarla irtibat kurmaya çalışmalılar. Kendisine uygulanan fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel şiddeti, hakareti, ihmali, aşağılanmayı hiçbir şekilde kabul etmemeliler. Erkeğe bağımlı olmamalı, sosyal bağlarını güçlendirmeli, eğitim seviyelerini yükseltmeli, ekonomik gücünü elde etmeliler. Psikolojik sıkıntılarının artması halinde, terapi desteği almalılar.” 

Kadına şiddetin önüne nasıl geçilebilir? 

Şiddet gören kadınlara destek olunabilmesi ve şiddetin önüne geçilebilmesi için çiftlere, hem evlilik öncesi, hem evlilik süresince psikolojik danışmanlık verilmesi ve ilgili kurumlarca düzenli ev ziyaretleri yapılaması gibi uygulamaların yardımcı olabileceğini dile getiren Dr. Mert Sinan Bingöl önerilerini şöyle sıraladı:

“Sosyal medya üzerinden şiddeti normalleştiren yayınlara yer verilmemeli. Medyanın şiddeti, suçu ve suçluyu övücü ve destekleyici yayınlar yapmaması, cinsiyet ayrımcılığını kınaması, toplumsal farkındalık yaratması, kadını erkek karşısında duygusal açıdan zayıf, güçsüz ve erkeğe bağımlı gösteren programlara yer vermemesi gerekir. 

Şiddet mağduru kadının kendisini yalnız hissetmemesi için, kadın dernekleri ve örgütlerinin sayısı arttırılmalı, başvurabilecekleri hukuki yollar öğretilmeli. Kadının kendisine ve toplumun kadına verdiği değeri arttıracak politikalar oluşturarak, şiddet uygulayanların caydırıcı cezalar almasıyla ilgili düzenlemeler yapılmalı.”

Kadına şiddet konusunu çözmek için ‘yeni bir toplumsal söylem’ geliştirilmeli

Kadına şiddet konusunun sadece hukuki düzenlemelerle çözülebilecek bir mesele olmadığının altını çizen Dr. Mert Sinan Bingöl, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şiddetin önlenememesinin başta gelen nedenlerinden biri, maalesef toplumun bir kesiminde, kadını değersizleştiren, ötekileştiren, seksüel meta haline getiren, yöneten, yönlendiren bir anlayışın hakim olmasıdır. Kadına ve çocuğa hükmederek örtbas edilmeye çalışılan bu yıkıcı ve otoriter ataerkil dilin, bir an önce değiştirilerek ‘yeni bir toplumsal söylemin’ geliştirilmesi gerekir. Ve maalesef yeni bir söylem geliştirilmediği sürece, kadınlar kendilerine erkeklerin biçtiği rolleri oynayacak ve ölmeye devam edecekler...” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.