Türkiye işçi ölümlerinde Avrupa birincisi
Türkiye işçi ölümlerinde Avrupa birincisi
Türkiye işçi ölümlerinde Avrupa birincisi
Türkiye işçi ölümlerinde Avrupa birincisi
2001 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 28 Nisan “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” olarak ilan edildi. Her yılın mayıs ayında ise İş Sağlığı ve Güvenliği haftası olarak kutlanıyor. Bu yıl 4-10 Mayıs arasında kutlanacak.
AB'nin resmi istatistik kurumu Eurosat ve SGK'nınverilerine göre en fazla işçi ölümlerinin yaşandığı ülke Türkiye. Dünya'da iş kazalarını önlemek için yapılan düzenlemeler ve alınan önlemlere rağmen iş kazalarının sayısı ile hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor. Avrupa Birliği'nin (AB) resmi istatistik ofisi Eurostat ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) verilerine göre Türkiye iş kazalarında en fazla insanın hayatını kaybettiği ülkeler sıralamasında birinci.
Avrupa'da, geçirdiği iş kazasını takiben bir yıl içinde yaşamını yitiren kişinin ölümü bu kategoride değerlendiriliyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) raporuna göre Türkiye'de 2022 yılında iş kazalarında en az 1843 kişi hayatını kaybederken 2023 yılının ilk üç ayında da en az 463 işçi hayatını kaybetti.
Tarım, inşaat, hizmet ve sanayi sektörleri
İSİG’in raporuna göre 2022 yılındaki iş kazası ölümlerinin yoğunlaştığı (953 işçi ölümü) üç işkolu bulunuyor. “Güvencesiz çalışma”nın hakim olduğu inşaat, tarım ve taşımacılık. Uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, sigortasız çalışma ve her türlü kuralsızlığın hakim olduğu bu işkollarında sendikal örgütlenme yok gibi ya da zayıf ve belli mesleklerde öbekleniyor.
İnşaatlarda dış cephe iskele, çatı, asansör boşluğu vb. yüksekten düşmeler ölümlerin yarıdan fazlasını oluştururken diğer iki temel neden ise ezilme/göçük ile elektrik çarpmaları.
Diğer yandan özellikle mevsimlik tarım işçilerinin çalıştıkları bölgelere ya da tarlaya yolculuğu sırasında uygun olmayan ulaşım araçlarının kullanılması, eskiyen traktörler, işçilerin barınma-dinlenme-temizlik alanlarının yetersizliği, kene ısırmaları vb. ölümlerin temel nedenlerini oluşturuyor.
İş güvenliğinde yeni düzenleme şart
Türkiye, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konusunda istenilen seviyede değil. Uzmanlara göre, en önemli konuların başında gelen İSG'de yeni düzenlemeler yapılmalı ve bilinçlendirme faaliyetleri artırılmalı.
‘İşyerlerinde her zaman güvenlik ve sağlık öncelik olmalı’ diyen İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı, TÜGİAD Genel Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “İş hayatında en önemli konuların başında İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) geliyor. Araştırmalara göre iş kazalarının yüzde 98'i, meslek hastalıklarının yüzde 99'u önlenebilirken, gerekli önlemler alınmadığı için her yıl iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı birçok kayıp yaşanıyor. Türkiye, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konusunda henüz istenilen seviyede değil. Bunun için yeni düzenlemeler ve bilinçlendirme faaliyetleri yapılmalı” dedi.
İş güvenliğinde plan hiçbir şey planlama her şeydir
2001 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 28 Nisan “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” olarak ilan edildi. Her yılın mayıs ayında ise İş Sağlığı ve Güvenliği haftası olarak kutlanıyor. Bu yıl 4-10 Mayıs arasında kutlanacak.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı, TÜGİAD Genel Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta İş Sağlığı ve Güvenliği haftasına yönelik yaptığı açıklamada şunları söyledi; “İş Sağlığı ve Güvenliği haftası dolayısıyla ülkemizde yaşanan maden kazaları veya deprem yangın ve patlamalar ve sel felaketlerini düşünecek olduğumuzda planlamaların ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Plan hiçbir şey planlama her şeydir. Bu noktada da hayati bir konu olan insana dokuna İş güvenliği konusu hem işveren hem işçi açısından daha da önem kazanıyor. Bu maden kazalarında ve depremlerde yaşana can kayıpları ile maalesef yaşadık gördük ve acı çektik. Tam olarak bu yüzden; İş kazaları nedeniyle yaşanan ölümler veya sakatlanmaların önüne geçmek için nedeniyle 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu hazırlanmıştır.”
Tüm düzenlemeler hayata geçmeli
6331 sayılı yasada uygulamaya geçmeyen tüm hükümlerin uygulanmaya başlanması gerektiğine vurgu yapan Şebnem Akman Balta, “Bazı değişiklikler sunulabilir öncelikle iş güvenliği uzmanlığı, işyeri hekimliği ve diğer sağlık personeline ilişkin kavramlar güncellenmeli doktor bulundurma yerine dsp dediğimiz yani diğer sağlık personelinin görev alması ve gerekirse iş yerlerinde psikolog desteği verilmesi gibi özellikle odaklanma dikkat çalışması veya empati yeteneğini arttırıcı motive edici çalışmalar vaka değerlendirmeleri planlanmalı her eğitim seviyesine göre bu dersler hazırlanmalı. İSG ile ilgili mutlaka çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı tarafında ulusal politikaların oluşturulması, alınan kararların ise uygulanabilen kararlar olmasına özen göstermemiz gerekir. İşyerlerinde denetimin haber verilmeden yapılması ve mutlaka İş güvenliği uzmanı tarafından doldurulan öneri ve tespit defterlerin online sisteme çekilmesi gerekmektedir ki bakanlık tüm olumlu olumsuz hazırlanan defterleri anında görebilsin Düzeltmeler iş yerlerine makul zamanlar verilmesi ve kazalanma riski olan yerlerin gerekirse devlet desteğiyle yer değiştirmeye katkıda bulunması sağlanmalıdır” diye konuştu.
İş kazalarının ve ölümlerin azalması için yapılması gerekenler!
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı, Tügiad Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta iş güvenliği ile ilgili yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
• İş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için üretim ve hizmet süreçlerinde “önce insan, önce sağlık, önce işçi güvenliği” anlayışı yerleştirilmeli, İSG önlem ve uygulamalarına öncelik verilmelidir. Yapılacak tüm düzenlemelerde işyerlerinde İSG’ninsağlanmasında asıl sorumluluğun işverende olduğu gerçeğinden uzaklaşılmamalıdır.
• Pandemi sonrası yeni Dünya düzeni olarak HİBRİT Çalışma modelinin yasal düzenleme ile bir çerçeveye oturtulması gerekmektedir. Evde yaşanan kazalanmalara karşı işvereni de koruyan işçiyi de koruyan sorumluluk noktaları belirlenmeli. Araftakonu bırakılmamalı.
• Uygulamada çocuk işçiliğin önüne geçilmeli, çocuk işçiler örgün eğitime yönlendirilmelidir.
• Kadınlara ve kadın emeğine yönelik tüm olumsuz uygulamalar kaldırılmalı; eşit işe eşit ücret uygulanmalı, istihdamda fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
• İSİG ile ilgili düzenlemeler ve uygulamalar, sektör, çalışan sayısı vb. hiçbir ayrım olmaksızın bütün işyerlerini ve tüm çalışanları kapsamalıdır.
• Sigortasız işçi çalıştırma önlenmeli, kayıt dışı çalışmaların önüne geçmek için müfettişlerin sahaya çıkması gerekmektedir. Kontrollerin patlayıcı madde boya ve tekstil fabrikalarında daha fazla yapılması sağlanmalı. İstifleme makinelerin kimlikleri düzenli dosyalanmalı ve tüm cihazların teknik aletin periyodik kontrolleri 3 veya 6 aylık sürelerle denetlenmeli. İnşaat sektörü çalışma koşulları tarım sektöründe ki çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
• İş kazalarının büyük çoğunluğunun küçük ölçekli işyerlerinde olduğu yadsınamaz bir durumdur. Çalışan temsilcilerinin iş güvenceleri sendika temsilciliği ile eş düzeye getirilmelidir.
• İşyerlerinde İSG’nin sağlanması bir ekip işidir. Bu ekipte hekimler, teknik, mühendisler, personel, sağlık personeli,diyetisyen, ergonomist, psikolog vb. personel yer almalıdır. İş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve diğer sağlık personelleri gibi görev yapan tüm personelin mesleki bağımsızlık, yıllık izinleri, çalışma süreleri,fazla mesaileri, kişisel gelişim eğitimleri vb. hususlar yeniden düzenlenmelidir.
• Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki, 100’den fazla çalışanın bulunduğu sanayi işletmelerinde “tam zamanlı” İSG uzmanı çalıştırmak zorunlu hale gelmelidir. 10’dan az çalışanın bulunduğu işyerlerinde İSG hizmet bedelinin karşılanmasında SGK prim desteği devlet tarafından karşılanmalıdır.
• Lisans sonrası İSG eğitimlerinin üniversiteler tarafından verilmeli.
• 6331 sayılı Yasa ile işverenlerin önlem alma yükümlülüğü İSG uzmanının YÖNLENDİRME talimatları ile yapılacaktır diye yenide düzenlenmeli. Özellikle devletin denetim görevi iş müfettişleri tarafından sahada veya online takip edilmeli. Giden canlar devletin beşeri sermayesi ve sönen ocaklar ailelere yaşanan kayıplar geleceğe birçok kayıp çocuk güvensiz çocuklar olarak topluma karışıyor. Sorunları görmezden gelmeden kar topu büyümeden iş gücü kaybının önüne geçmeliyiz. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının yaptıkları tespitler, saptadıkları gereklilik ve öneriler yerine getirilmeden iş kazası ve meslek hastalıklarından sorumlu tutulmaları ve belgelerinin askıya alınması, adaletsiz bir uygulamadır. İSG UZMANI SANIK DEĞİL TANIK OLMALIDIR. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlıkları ve iş güvenceleri korunmalıdır. Bakanlık kamusal denetim yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
• Yaşanan tüm iş kazalarının, yangınların veya patlamaların ÇSGB ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı veya çevre bakanlığı gibi bakanlıkların kazaların meydana gelmesindeki ana unsur ve kusurları bulması ve kamuoyuyla paylaşması gerekir ki yeniden bu tarz durumlar yaşanmasın.
• Tüm çalışanlara hak ve sorumlulukları ile İş güvenliği eğitimleri sürekli verilmeli, bu eğitimler, işin yapılış şeklini olmazsa olmaz kuralların sürekli hatırlatılarak yapılması sağlanmalıdır.
• Eğitim-öğretim müfredatı, temel eğitimden başlamalı değereler eğitimi konusunda kontrollerin gerekliliği konusunda çocuk yaşta başlayan eğitimlerle topluma sorumluluk bilinci aşılanmalı.
• SGK tarafından yayımlanan İş Kazası ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. İşyerlerinde kaza ve meslek hastalıklarına ait bilgiler bir veri tabanında toplanmalı, bu bilgilerden ölçme ve değerlendirme amaçlı yararlanılmalıdır.
• Meslek hastalıkları sadece tazminat konusu olarak ele alınmamalı, öncelik önlemeye verilmeli, ÖNLEMEK ÖDEMEKTEN UCUZDUR algısının işyerlerine yerleşmesi ve meslek hastalıklarının tespiti, tedavisi ve tazmini yönündeki tüm yasal ve idari engeller kaldırılmalıdır. İnsana değer veren güvenli işyeri motivasyonu sağlanmalıdır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.