Kolon ve Rektum Kanseri Y Kuşağında Artıyor

Sağlık 19.03.2024 - 13:32, Güncelleme: 19.03.2024 - 17:26 993+ kez okundu.
 

Kolon ve Rektum Kanseri Y Kuşağında Artıyor

SEÇKİNHABERTV- Kolon ve rektum kanseri her iki cinsiyette de hem en sık rastlanan hem de yaşam kaybına neden olan kanserler arasında üçüncü sırada yer almaya devam ediyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi bu hastalığa yakalandığını ve yaklaşık 900 bin kişinin de bu hastalıktan kaybedildiğini söyledi.

SEÇKİNHABERTV- Kolon ve rektum kanseri her iki cinsiyette de hem en sık rastlanan hem de yaşam kaybına neden olan kanserler arasında üçüncü sırada yer almaya devam ediyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi bu hastalığa yakalandığını ve yaklaşık 900 bin kişinin de bu hastalıktan kaybedildiğini söyledi. Özellikle 50 yaş sonrası görülme sıklığı artan bu önemli sorunla ilgili daha endişe verici bir tablonun oluşmaya başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, son dönemlerde yapılan araştırmalara dikkat çekerek kolorektal kanserlerin artık 1980 yılı sonrasında doğan Y kuşağını temsil eden genç yetişkinleri de tehdit ettiğine işaret etti. “Yapılan bir çalışmada 1950’li yıllarda doğan yetişkinlerle karşılaştırıldığında, 1990’lı yıllarda  doğanlarda kolon kanseri riski iki kat, rektum kanser riski ise dört katına çıkmaktadır. Ayrıca rektum kanseri hastalarının neredeyse üçte birinin 55 yaşın altında olduğundan taramaya 50 yaşından önce başlanmasının düşünülmesi gerektiği belirtilmiştir.” Dedi.    Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 2018 yılında kolorektal kanserler olarak tanımlanan kolon ve rektum kanserli hasta sayısının yaklaşık 20 bin kişi olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Neşet Köksal, hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkili olduğu kolorektal kanserlerde erken tanının sağ kalıma etkisine dikkat çekerek bunun yolunun taramadan geçtiğini anlattı.  AİLE ÖYKÜSÜ VE YAŞ DEĞİŞTİRİLEMEZ RİSK FAKTÖRLERİ Kolorektal kanserlerde değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, yaş ve aile öyküsünün değiştirilemez risk faktörleri olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; “Saptanan kolorektal kanserlerin yüzde 90’ı 50 yaş sonrası görülmekte, bu dönemden sonra geçen her 10 yıl bu riski ikiye katlamaktadır. Yine bir insanın yaşamı boyunca kolon kanserine yakalanma oranı yaklaşık yüzde 5 civarında iken, birinci derecede akrabalarından birinde kolon kanseri olanlarda bu oran yüzde 12'ye çıkıyor. Eğer birinci derece yakınlarından iki kişi de kanser varsa bu oran üçe katlanıyor ve yüzde 35’e çıkıyor.  Elbette bunlar değiştirilebilir risk faktörleri olmasa da riskin farkında olmak ve düzenli kontrolleri yaptırmak gerekiyor.”   “YAŞAM TARZINI DEĞİŞTİREREK RİSKİ AZALTMAK MÜMKÜN” Beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının kolon kanserleri için değiştirilebilir risk faktörleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Neşet Köksal, “Örneğin; Avrupa ya da Kuzey Amerika’da yer alan gelişmiş ülkelerde kolorektal kanser daha çok görülüyor. Bu sonuçtaki en önemli unsur yağlı ve düşük lifli fast food tarzı besinlerin daha fazla yer aldığı yanlış beslenme alışkanlıkları. Bu durum beraberinde yine kolorektal kanserler için bir risk faktörü olan obeziteye de neden oluyor. Tam aksine Afrika ülkelerinde kolon kanseri görülme oranı çok daha düşük. Çünkü bu bölgelerde tahıl ve sebze ağırlıklı bir beslenme şekilleri var. Yine hareketsiz yaşamın da önemli bir risk faktörü olduğunu söylemek gerekli.” ERKEN TANIYLA TEDAVİNİN BAŞARISI YÜZDE 90’LARA ÇIKILABİLİYOR Meme ve rahim ağzı kanserlerinde olduğu gibi kolon kanserinde de taramanın çok önemli yeri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Köksal, “Çünkü bu hastalıkta erken tanı konulduğunda tedavi başarısı yüzde 90’lara kadar çıkabiliyor. Ancak geç tanıyla birlikte evre ilerledikçe başarı oranı düşüyor.” dedi. Hastalıktan ölüm oranını azalttığı gösterildiği için, DSÖ’nün kolon kanserini taranması gereken hastalıklar arasında gösterdiğini söyledi.  “Tarama bu anlamda çok önemli ancak, tarama testlerinin çeşitliliği, uygulanabilirliği, bunlarla ilgili maliyetler ve doğru hedef kitleye yapılması iyi değerlendirilmelidir” diyen Prof. Dr. Köksal, şu bilgileri aktardı: “Bu konuda kılavuzlar tarama için normal riske sahip bireylerde 40 yaşından başlayarak yıllık muayene ve gaitada gizli kan testi, 50 yaşından sonra her 5 yılda bir sigmoidoskopi dediğimiz kalın barsakların tamamının değil bir kısmının endoskopik olarak tetkiki ya da tamamının endoskopik olarak görülebildiği kolonoskopinin 10 yılda bir tekrarını önermektedir. Ancak 50 yaş altında hastalığın görülme sıklığının artmasına paralel olarak kolonoskopik tarama yönteminin 45 yaş gibi daha erkene alınması konusunda çalışmalar ve önerilerde bulunulmaya başlanmıştır. Bunun için yeni kriterlerin belirlenmesine ve gelecekte kişiselleştirilmiş taramaların yapılabilmesi için yaş, cinsiyet, genetik risk ve yaşam tarzı faktörlerine dayalı risk bazlı tarama algoritmaları geliştirilmelidir.” EN ÖNEMLİ BELİRTİ MAKATTAN KAN GELMESİ Prof. Dr. Köksal, kolorektal kanserlerin en önemli belirtilerinin başında rektal kanamanın geldiğini belirterek şu bilgileri verdi: “Kalın bağırsak ya da kolon-rektum dediğimiz organ yaklaşık bir buçuk metre uzunluğunda, karın sağ alt kadranında başlayıp, anüste ya da makatta sonlanır. Dolayısıyla tümörün bulunduğu bölgeye göre değişik şikayetler görülebilir. Bu belirtiler rektal kanama, dışkılama alışkanlığında değişiklik ve bu değişikliklerin birkaç günden uzun sürmesi, dışkılama sonrası tam boşalamama ve rahatlayamama hissi, karında şişkinlik, kramp tarzında ağrı, gaz veya huzursuzluk hissi, kansızlık, bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı, güçsüzlük ve yorgunluk gibi şikayetlerdir. Kalın barsağın ilk kısmı ya da sağ tarafında yerleşen kanserlerde kansızlık önemli bir bulgu iken, rektum dediğimiz son kısımda yerleşen kanserlerde ise rektal kanama dediğimiz makattan gelen kanama ilk belirti olabilir. Bu kanama özellikle dışkılama dışında oluyorsa ciddi bir uyarıcı olarak kabul edilmeli. Bu tür şikayetleri olan kişiler özellikle 50 yaşın üzerindeyse ya da daha genç yaş grubunda olsa da ailesinde özellikle kolorektal kanser hikayesi mevcutsa, mutlaka bunun nedenini anlamak için kolonoskopik muayenesi yapılmalıdır.”   KOLON KANSERİNDE İLK TEDAVİ CERRAHİDİR! “Kolorektal kanserlerin tedavisinde kolon ve kalın barsağın makata yakın son kısmı olan rektum kanserlerini ayrı değerlendirmek gerekir” diyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, tedavi yaklaşımı konusunda şu bilgileri verdi: “Kolon kanserlerinde eğer bir organ yayılımı olmamışsa yani metastaz yoksa ve tümörlü barsak kısmı cerrahi olarak çıkartılabilecek durumda ise bu hastaların ilk tedavisi cerrahidir. Mezokolik eksizyon dediğimiz ilgili kalın bağırsak kısmının yaprağıyla birlikte çıkarılmasından sonra patolojik değerlendirmesi yapılır. Patolojik evreleme ve tümörün moleküler özellikleri dikkate alınarak medikal onkoloji uzmanıyla birlikte ek bir tedaviye ihtiyacı olup olmadığı değerlendirilir. Tümörün yerleşimi rektum bölgesinde ise tümörün evresi, hastanın yaşı ve genel durumu dikkate alınarak tedavi planlaması yapılır. Erken evrede yakalanan rektum kanserlerinde tedaviye cerrahi ile başlanır ve sonrasında patolojik değerlendirmeye göre kemoterapi ya da radyoterapi yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Organ yayılımı yapmamış ve lokal olarak ilerlemiş rektum kanserlerinde ise tedaviye radyoterapi/kemoterapi ile başlayıp tedavi sonrasında, mezorektal eksizyon dediğimiz rektum yaprağı ile birlikte çıkarılır. Bu işlem yapılırken kanser cerrahisinden ödün vermeden olabildiğince makatı korumaya çalışırız. Yine ilaç ve ışın tedavisi sonrası tümüyle kaybolan rektum kanserlerinde ameliyat etmeden bu hastaların yakın takip edilmesi bir seçenek olarak olarak gündeme gelmiştir Ancak bunun için tümörün tedaviye tam yanıt verdiğinden emin olmalı, takipler sık aralıklarla ve uygun yöntemlerle yapılmalıdır. Günümüzde kolorektal kanser cerrahisi deneyimli bir ekip tarafından büyük oranda laparoskopik yani kapalı yöntemle yapılabilir. Bu sayede laparoskopik cerrahinin avantajlarından hasta yararlanmış olur. Tedavilerin bitiminden sonra bu hastaların nüks açısından takipleri de önemlidir.”  Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
SEÇKİNHABERTV- Kolon ve rektum kanseri her iki cinsiyette de hem en sık rastlanan hem de yaşam kaybına neden olan kanserler arasında üçüncü sırada yer almaya devam ediyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi bu hastalığa yakalandığını ve yaklaşık 900 bin kişinin de bu hastalıktan kaybedildiğini söyledi.

SEÇKİNHABERTV- Kolon ve rektum kanseri her iki cinsiyette de hem en sık rastlanan hem de yaşam kaybına neden olan kanserler arasında üçüncü sırada yer almaya devam ediyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi bu hastalığa yakalandığını ve yaklaşık 900 bin kişinin de bu hastalıktan kaybedildiğini söyledi.

Özellikle 50 yaş sonrası görülme sıklığı artan bu önemli sorunla ilgili daha endişe verici bir tablonun oluşmaya başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, son dönemlerde yapılan araştırmalara dikkat çekerek kolorektal kanserlerin artık 1980 yılı sonrasında doğan Y kuşağını temsil eden genç yetişkinleri de tehdit ettiğine işaret etti. “Yapılan bir çalışmada 1950’li yıllarda doğan yetişkinlerle karşılaştırıldığında, 1990’lı yıllarda  doğanlarda kolon kanseri riski iki kat, rektum kanser riski ise dört katına çıkmaktadır. Ayrıca rektum kanseri hastalarının neredeyse üçte birinin 55 yaşın altında olduğundan taramaya 50 yaşından önce başlanmasının düşünülmesi gerektiği belirtilmiştir.” Dedi. 

 

Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 2018 yılında kolorektal kanserler olarak tanımlanan kolon ve rektum kanserli hasta sayısının yaklaşık 20 bin kişi olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Neşet Köksal, hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkili olduğu kolorektal kanserlerde erken tanının sağ kalıma etkisine dikkat çekerek bunun yolunun taramadan geçtiğini anlattı. 

AİLE ÖYKÜSÜ VE YAŞ DEĞİŞTİRİLEMEZ RİSK FAKTÖRLERİ

Kolorektal kanserlerde değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, yaş ve aile öyküsünün değiştirilemez risk faktörleri olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; “Saptanan kolorektal kanserlerin yüzde 90’ı 50 yaş sonrası görülmekte, bu dönemden sonra geçen her 10 yıl bu riski ikiye katlamaktadır. Yine bir insanın yaşamı boyunca kolon kanserine yakalanma oranı yaklaşık yüzde 5 civarında iken, birinci derecede akrabalarından birinde kolon kanseri olanlarda bu oran yüzde 12'ye çıkıyor. Eğer birinci derece yakınlarından iki kişi de kanser varsa bu oran üçe katlanıyor ve yüzde 35’e çıkıyor.  Elbette bunlar değiştirilebilir risk faktörleri olmasa da riskin farkında olmak ve düzenli kontrolleri yaptırmak gerekiyor.”

 

“YAŞAM TARZINI DEĞİŞTİREREK RİSKİ AZALTMAK MÜMKÜN”

Beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının kolon kanserleri için değiştirilebilir risk faktörleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Neşet Köksal, “Örneğin; Avrupa ya da Kuzey Amerika’da yer alan gelişmiş ülkelerde kolorektal kanser daha çok görülüyor. Bu sonuçtaki en önemli unsur yağlı ve düşük lifli fast food tarzı besinlerin daha fazla yer aldığı yanlış beslenme alışkanlıkları. Bu durum beraberinde yine kolorektal kanserler için bir risk faktörü olan obeziteye de neden oluyor. Tam aksine Afrika ülkelerinde kolon kanseri görülme oranı çok daha düşük. Çünkü bu bölgelerde tahıl ve sebze ağırlıklı bir beslenme şekilleri var. Yine hareketsiz yaşamın da önemli bir risk faktörü olduğunu söylemek gerekli.”

ERKEN TANIYLA TEDAVİNİN BAŞARISI YÜZDE 90’LARA ÇIKILABİLİYOR

Meme ve rahim ağzı kanserlerinde olduğu gibi kolon kanserinde de taramanın çok önemli yeri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Köksal, “Çünkü bu hastalıkta erken tanı konulduğunda tedavi başarısı yüzde 90’lara kadar çıkabiliyor. Ancak geç tanıyla birlikte evre ilerledikçe başarı oranı düşüyor.” dedi. Hastalıktan ölüm oranını azalttığı gösterildiği için, DSÖ’nün kolon kanserini taranması gereken hastalıklar arasında gösterdiğini söyledi. 

“Tarama bu anlamda çok önemli ancak, tarama testlerinin çeşitliliği, uygulanabilirliği, bunlarla ilgili maliyetler ve doğru hedef kitleye yapılması iyi değerlendirilmelidir” diyen Prof. Dr. Köksal, şu bilgileri aktardı: “Bu konuda kılavuzlar tarama için normal riske sahip bireylerde 40 yaşından başlayarak yıllık muayene ve gaitada gizli kan testi, 50 yaşından sonra her 5 yılda bir sigmoidoskopi dediğimiz kalın barsakların tamamının değil bir kısmının endoskopik olarak tetkiki ya da tamamının endoskopik olarak görülebildiği kolonoskopinin 10 yılda bir tekrarını önermektedir. Ancak 50 yaş altında hastalığın görülme sıklığının artmasına paralel olarak kolonoskopik tarama yönteminin 45 yaş gibi daha erkene alınması konusunda çalışmalar ve önerilerde bulunulmaya başlanmıştır. Bunun için yeni kriterlerin belirlenmesine ve gelecekte kişiselleştirilmiş taramaların yapılabilmesi için yaş, cinsiyet, genetik risk ve yaşam tarzı faktörlerine dayalı risk bazlı tarama algoritmaları geliştirilmelidir.”

EN ÖNEMLİ BELİRTİ MAKATTAN KAN GELMESİ

Prof. Dr. Köksal, kolorektal kanserlerin en önemli belirtilerinin başında rektal kanamanın geldiğini belirterek şu bilgileri verdi: “Kalın bağırsak ya da kolon-rektum dediğimiz organ yaklaşık bir buçuk metre uzunluğunda, karın sağ alt kadranında başlayıp, anüste ya da makatta sonlanır. Dolayısıyla tümörün bulunduğu bölgeye göre değişik şikayetler görülebilir. Bu belirtiler rektal kanama, dışkılama alışkanlığında değişiklik ve bu değişikliklerin birkaç günden uzun sürmesi, dışkılama sonrası tam boşalamama ve rahatlayamama hissi, karında şişkinlik, kramp tarzında ağrı, gaz veya huzursuzluk hissi, kansızlık, bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı, güçsüzlük ve yorgunluk gibi şikayetlerdir. Kalın barsağın ilk kısmı ya da sağ tarafında yerleşen kanserlerde kansızlık önemli bir bulgu iken, rektum dediğimiz son kısımda yerleşen kanserlerde ise rektal kanama dediğimiz makattan gelen kanama ilk belirti olabilir. Bu kanama özellikle dışkılama dışında oluyorsa ciddi bir uyarıcı olarak kabul edilmeli. Bu tür şikayetleri olan kişiler özellikle 50 yaşın üzerindeyse ya da daha genç yaş grubunda olsa da ailesinde özellikle kolorektal kanser hikayesi mevcutsa, mutlaka bunun nedenini anlamak için kolonoskopik muayenesi yapılmalıdır.”

 

KOLON KANSERİNDE İLK TEDAVİ CERRAHİDİR!

“Kolorektal kanserlerin tedavisinde kolon ve kalın barsağın makata yakın son kısmı olan rektum kanserlerini ayrı değerlendirmek gerekir” diyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Neşet Köksal, tedavi yaklaşımı konusunda şu bilgileri verdi: “Kolon kanserlerinde eğer bir organ yayılımı olmamışsa yani metastaz yoksa ve tümörlü barsak kısmı cerrahi olarak çıkartılabilecek durumda ise bu hastaların ilk tedavisi cerrahidir. Mezokolik eksizyon dediğimiz ilgili kalın bağırsak kısmının yaprağıyla birlikte çıkarılmasından sonra patolojik değerlendirmesi yapılır. Patolojik evreleme ve tümörün moleküler özellikleri dikkate alınarak medikal onkoloji uzmanıyla birlikte ek bir tedaviye ihtiyacı olup olmadığı değerlendirilir. Tümörün yerleşimi rektum bölgesinde ise tümörün evresi, hastanın yaşı ve genel durumu dikkate alınarak tedavi planlaması yapılır. Erken evrede yakalanan rektum kanserlerinde tedaviye cerrahi ile başlanır ve sonrasında patolojik değerlendirmeye göre kemoterapi ya da radyoterapi yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Organ yayılımı yapmamış ve lokal olarak ilerlemiş rektum kanserlerinde ise tedaviye radyoterapi/kemoterapi ile başlayıp tedavi sonrasında, mezorektal eksizyon dediğimiz rektum yaprağı ile birlikte çıkarılır. Bu işlem yapılırken kanser cerrahisinden ödün vermeden olabildiğince makatı korumaya çalışırız. Yine ilaç ve ışın tedavisi sonrası tümüyle kaybolan rektum kanserlerinde ameliyat etmeden bu hastaların yakın takip edilmesi bir seçenek olarak olarak gündeme gelmiştir Ancak bunun için tümörün tedaviye tam yanıt verdiğinden emin olmalı, takipler sık aralıklarla ve uygun yöntemlerle yapılmalıdır. Günümüzde kolorektal kanser cerrahisi deneyimli bir ekip tarafından büyük oranda laparoskopik yani kapalı yöntemle yapılabilir. Bu sayede laparoskopik cerrahinin avantajlarından hasta yararlanmış olur. Tedavilerin bitiminden sonra bu hastaların nüks açısından takipleri de önemlidir.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.