Verem dünyada hala önemli bir sorun
Verem dünyada hala önemli bir sorun
Edebiyatımızda, romanlarda kara sevdaya düşenlerin yakalandığı “ince hastalık” olarak yansıyan verem, yani tüberküloz, en ölümcül hastalıklar arasında yer alıyor. Ülkemizde görülme sıklığı giderek düşen tüberküloz, aşıyla önlenebilir ve antibiyotikle tedavi edilebi
Edebiyatımızda, romanlarda kara sevdaya düşenlerin yakalandığı “ince hastalık” olarak yansıyan verem, yani tüberküloz, en ölümcül hastalıklar arasında yer alıyor. Ülkemizde görülme sıklığı giderek düşen tüberküloz, aşıyla önlenebilir ve antibiyotikle tedavi edilebi
Edebiyatımızda, romanlarda kara sevdaya düşenlerin yakalandığı “ince hastalık” olarak yansıyan verem, yani tüberküloz, en ölümcül hastalıklar arasında yer alıyor. Ülkemizde görülme sıklığı giderek düşen tüberküloz, aşıyla önlenebilir ve antibiyotikle tedavi edilebilir bir hastalık olmasına karşın, dünyada her yıl 1.2 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülseren Sağcan, “İleri yaş, bağışıklığı baskılayan tedaviler ile diyabet, kronik böbrek yetmezliği, kanser ve HIV enfeksiyonu gibi hastalıklar, ayrıca sigara, ilaç ya da alkol bağımlılığı riski artıran etmenlerdir” diyerek hastalığın tedavisi için verilen ilaçların düzenli kullanılması gerektiğinin altını çiziyor. İlaç tedavisinin yarıda bırakılması halinde hastalığa yol açan bakterinin direnç kazandığını ve iyileşme sürecinin çok uzadığını kaydeden Dr. Gülseren Sağcan, korunma önlemleri arasında aşının da önemli bir yeri olduğunu söylüyor.
Şikayetler 2-3 haftadan uzun sürerse...
Halk arasında verem olarak bilinen tüberküloz hastalığına yol açan bakteriler, insandan insana hava yoluyla bulaşıyor. Öksürme ve hapşırmayla ortama yayılan “mycobacterium tuberculosis” adı verilen basil (bakteri türü), solunum yoluyla alındığında, başta akciğerler olmak üzere tüm organları tutabiliyor. Tüberküloz hastalığının en sık görülen belirtilerini “2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş yüksekliği, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kan tükürme, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı” olarak sıralayan Dr. Gülseren Sağcan, “Bu tür şikayetleri yaşayan herkesin en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları hem tedaviye başlanması hem de hastalığın yayılmasının önlenmesi açısından önem taşıyor. Tanısı konulmamış tüberküloz hastaları en önemli bulaş kaynağı oldukları için bu hastalıktan korunmada en etkili yöntem, bulaştırıcı olan olgulara hızla tanı konulup tedavinin başlanmasıdır” diyor.
Yıllık tanı sayısı 12 bin 46
Türkiye genelinde tüberküloz görülme sıklığı azalsa da, bu hastalık dünya genelinde enfeksiyon nedenli ölümlerin başında geliyor. Tüberküloz Daire Başkanlığı tarafından paylaşılan son verilere göre; 2017 yılında Türkiye’de tanı alan hasta sayısının 12 bin 46 kişi olduğunu belirten Dr. Gülseren Sağcan, “Ülkemizde son 10 yılda hastalık sıklığında yıllık ortalama yüzde 5 oranında azalma görülüyor. Buna karşın dünya genelinde her yıl yaklaşık 10 milyon kişiye tüberküloz tanısı konuyor. Bu hastaların 5.8 milyonunu erkekler, 3.2 milyonunu kadınlar ve bir milyonunu da çocuklar oluşturuyor. Ne yazık ki 1.2 milyon kişi de bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Yaklaşık 1.7 milyon kişi ise tüberküloz basili bulaşması sonucu hastalık riski taşıyor” diye konuşuyor.
İlaç tedavisi uygulanıyor
Tüberkülozda tanının ardından hastalara 6 ay süreyle düzenli ilaç tedavisi uygulandığını anlatan Dr. Gülseren Sağcan, şöyle devam ediyor: “Genellikle tedaviye başlandıktan 2-3 hafta sonra bulaştırıcılık ortadan kalkıyor. Ancak ilaçlar düzenli olarak kullanılmazsa ilaç direnci gelişme riski oluyor. İlaç direnci geliştiğinde ise tedavi süresi 2 yıla kadar uzayabiliyor. Bu nedenle tanı alan hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaları oldukça önemlidir“
Korunmak için bunları yapın!
Tüberkülozdan korunmak için yapılması gerekenler aslında bugünlerde Covid-19 nedeniyle sıklıkla duyduğumuz tedbirlere çok benziyor. Özellikle risk grubunda yer alan kişilerin dikkatli olmaları gerektiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülseren Sağcan, alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor:
Ellerin, su ve sabunla en az 20 saniye süreyle sık sık yıkanması, Dengeli, düzenli beslenmek Yeterli ve kaliteli uyumak, Sigara içmemek, Bulunulan ortamları sık sık havalandırılmak,
Hastanın bulunduğu ortamın güneş görmesi de önemli. Güneşten yayılan ultraviyole ışınlarının havadaki tüberküloz basillerini öldürdüğünü kaydeden Dr. Gülseren Sağcan, sözlerini “Bir diğer korunma yöntemi ise BCG aşısı olup, bu aşı ülkemizde halen uygulanıyor. Aşıyla tüberkülozun ağır ve ölümcül formlarının oluşmasına karşı korunma sağlanıyor. Tüberkülozdan korunmada verilen koruyucu ilaç tedavisi; tüberküloz hastası ile aynı evde yaşayanlara, tüberküloz basili bulaşanlara ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilere tüberküloz hastası olmamaları için uygulanıyor” diye tamamlıyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.