Bugün dünyanın başına ajanlarıyla dertler açan, ülkelerin kaderleriyle oynayan, küstahlaşıp ülkeleri tehdit eden ABD’ye ve Avrupa’ya ne kadar güvenilir? Bizler tarihler boyunca onuruyla yaşamış Türk ulusuyuz. Hiçbir emperyalist güç bizi tehdit edip yok edemez. Tarihin çöplüğü, yok etmek isteyenlerle doludur. Bizler ise dün olduğu gibi bugünde, yarında yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. Dünyanın her yerine burnunu sokan, kendine ters düşenleri alaşağı etmeyi hak sayan, uzaklardan gelip ülkeleri işgal eden, kendini dünyanın jandarması sanan, filmlerinde gösterişli süper kahraman rolüyle izleyenlerin gözünü boyayan, işgal ettiği toprakların enerji kaynaklarına çöreklenen, ülkeden; ne faydası olur, ne de dostluğu olur. Ayaküstünde kırk türlü kirli oyun ve tuzaklar kurduğu belli iken, ne yazık ki birçok ülke hala bu tuzaklara isteyerek veya istemeyerek düşüyorlar. Bugün ABD’nin Ortadoğu içinde girip de karıştırmadığı yer yok. Sadece Ortadoğu mu?  Avrupa ülkeleri de aynı şekilde paralarıyla diğer ülkeleri karıştırmaktan, huzurlarını bozup, kargaşadan nemalanmaktan çekinmiyorlar. Afganistan bataklığı da bunlardan biridir. Göç seli bir ülkenin iç dengelerini ve orada yaşayan halkın huzurunu bozacak sayıya ulaştığında, huzursuzluğu ve o toplumun içinde gerginliğe neden olabilir. Avrupa ülkeleri mülteci, göçmen vb. gelmesin sizde kalsın biz yardım ederiz diye çirkinliklerde bulunabilir. Bu toplumu aşağılamaktır. Avrupa ülkelerinin huzuru için, ülkemizin huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı yoktur. Bir ülkenin nüfusunun yüzde onuna yakın bir yabancının bulunması o ülke için tehlike işaretini vermeye başlamıştır. Afetlere nasıl hazırlanıyorsak, tedbir alıyorsak, bu göç dalgasının ülkemize verebileceği gelecekteki zararlarını hesap edip ona göre tedbir almalıyız. Öncelik kendi ülkemizde yaşayanların ekonomisi, geleceği ve huzuru olmalıdır. ABD ve Avrupa ülkelerinin kirli oyun ve tuzaklarına düşmemek için dikkatli olmalı, gelişmeler karşısında uyumamalıyız. ABD’nin orta doğuda oynayacağı her türlü kirli oyun ve tuzaklar, ülkelerin huzur ve geleceği için birer tehdittir. Bunun olmaması için bizler, ulus olarak uyanık olmalı, dik durabilmeliyiz. Bunun için ilk şart, ekonomi de dışa bağımlılıktan kurtulabilmeli, ithalat hastalığından sıyrılabilmeliyiz. Dışa bağımlılık ne kadar azalırsa, o kadar güçlü ülke oluruz dışarıya karşı. Çünkü tehdit edecek ekonomik yaptırım fırsatı oluşmamış olur.  Tehditler karşısında bir kez eğilirsek, bir daha başımızı kaldıracak gücü bulamayız. Unutulmamalıdır ki, Türk’ün karakterinde teslimiyetçilik asla yoktur. Dün yanımızda yer alanlar değişmedi. Üzücü olan ümmet diye sahip çıktığımız Filistin, Suudi Arabistan gibi ülkelerin bizim yanımızda yer almayıp, bize karşı olmaları… Görülüyor ki dün de olduğu gibi bugün de ümmetçilik değil, ulusçuluk bizi ayakta tutan, bunu öğrenmiş olduk. Acı bir tecrübeyle… Kötü günümüzde yanımızda olanlarla olmayanları artık yazmak gerekir. Kirli oyun ve tuzak kuran ve kuracak ülkelere karşı da uyanık olmalıyız. Bu bizim geleceğimiz için olmazsa olmazlar arasında olmalıdır… Cengiz Çetik