Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
Köşe Yazarı
Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
 

AÇLIKLA TOKLUK ARASINDA OLAN İNSANLARIN BAYRAMI

Açlıkla tokluk arasında olan insanların; üç günlük yardımlarla yaşam savaşı veriyorken; bayramı, bayram tadında yaşayamamasının ne demek olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Tüm dünya, can korkusuyla; ‘Önce can, sonra canan’ ve “Önce sağlık, sonra iş.”dedi. Ama geçen süre uzadıkça; eldeki, avuçtaki birikimler eridikçe; umutlu bekleyişin yerini; umutsuzluk…  Çarenin yerini; çaresizlik kapladı. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık oldu. Çıksan sağlığını kaybetme tehlikesi, çıkmasan aileni aç bırakma tehlikesi... Yardımlar istesen, o da nereye kadar? Bir, iki ya sonrası… Eve ekmek getirecek, alın teri bir gelir olmadıktan sonra… Bu gidişat nereye kadar? İşte tam da insanlığın; açlıkla sınavı, açlıkla oyunu başlıyor burada... Virüsle mücadele yaparken isteriz ki, hayatımıza yeni acılar yaşatacak, açlık oyunları yaşanmasın… Aç bir insanın, ailesine ekmek götüremediği an, içinde yaşadığı o ruh halini anlayabilir misiniz? Hayat bağlarının birer birer kopuşunda içindeki o acı çığlıkları hissedebiliyor musunuz? Yarınını bilmeyen insanların duygularını, empati yaparak anlayabilir misiniz? Komşusunun aç yattığını bilirken;  çifter çifter evler, arabalar, maaş alanlar, parmağını kıpırdatmayanlar; sizler vicdanınızla, yatağa rahatça başınızı koyabiliyor musunuz? Hangi inancınız, hangi insan haliniz, hangi vicdanınız buna izin veriyor? Borcu olduğu için mahalle bakkalın, manavın yanından geçerken yüzünü saklayıp geçmek zorunda kalanların halini… Kimi zamanda arkadaşıyla gezerken, “Burada trafik var.” Diyerek sokağını değiştirip, evin yolunu uzatanların; mahcup ve biçare ruh hallerini… Bir film karesinde yaşar gibi, hayat karelerinden birer birer tükenişini fark edebiliyor musunuz? Uzaktan öğütler vermekle doymuyor insanların karınları… Bir gün ekmek vermekle, geçmiyor ömürleri…  İş olmayınca, dağ gibi borçlar kendiliğinden ödenmiyor…  Çocuklar yiyecek… Çocuklar üst baş giyecek beklerken… Alamamak… Bayramı bile, bayram tadında yaşayamamak; ne demek, tahmin edebilir misiniz?  “Deliye her gün bayram …”  yerine “Cebinde parası olana, her gün bayram.” Bugün yaşanan…   Cebinde parası, gelecekten kaygısı olmayanın; her günü güzel,  her günü cennet…  Cebinde parası olmayanın, gelecek kaygısı olanın; her günü zehir, her günü acı ve cehennem… Bayram gelmiş geçmiş neyine; o insanların önce cebi, sağlığı bayram etmedikten sonra... İşte burada düşünmek gerekir, insan olarak; Var olmak mı, olmamak mı? Yine de; sağlığımız güzel, huzurumuz iyi, karnımız tok, geleceğimiz aydınlık olsun; Her şeye rağmen…   Cengiz Çetik
Ekleme Tarihi: 25 Temmuz 2021 - Pazar

AÇLIKLA TOKLUK ARASINDA OLAN İNSANLARIN BAYRAMI

Açlıkla tokluk arasında olan insanların; üç günlük yardımlarla yaşam savaşı veriyorken; bayramı, bayram tadında yaşayamamasının ne demek olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?

Tüm dünya, can korkusuyla; ‘Önce can, sonra canan’ ve “Önce sağlık, sonra iş.”dedi. Ama geçen süre uzadıkça; eldeki, avuçtaki birikimler eridikçe; umutlu bekleyişin yerini; umutsuzluk…

 Çarenin yerini; çaresizlik kapladı. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık oldu. Çıksan sağlığını kaybetme tehlikesi, çıkmasan aileni aç bırakma tehlikesi...

Yardımlar istesen, o da nereye kadar? Bir, iki ya sonrası…

Eve ekmek getirecek, alın teri bir gelir olmadıktan sonra…

Bu gidişat nereye kadar? İşte tam da insanlığın; açlıkla sınavı, açlıkla oyunu başlıyor burada...

Virüsle mücadele yaparken isteriz ki, hayatımıza yeni acılar yaşatacak, açlık oyunları yaşanmasın…

Aç bir insanın, ailesine ekmek götüremediği an, içinde yaşadığı o ruh halini anlayabilir misiniz? Hayat bağlarının birer birer kopuşunda içindeki o acı çığlıkları hissedebiliyor musunuz? Yarınını bilmeyen insanların duygularını, empati yaparak anlayabilir misiniz?

Komşusunun aç yattığını bilirken;  çifter çifter evler, arabalar, maaş alanlar, parmağını kıpırdatmayanlar; sizler vicdanınızla, yatağa rahatça başınızı koyabiliyor musunuz? Hangi inancınız, hangi insan haliniz, hangi vicdanınız buna izin veriyor?

Borcu olduğu için mahalle bakkalın, manavın yanından geçerken yüzünü saklayıp geçmek zorunda kalanların halini…

Kimi zamanda arkadaşıyla gezerken, “Burada trafik var.” Diyerek sokağını değiştirip, evin yolunu uzatanların; mahcup ve biçare ruh hallerini…

Bir film karesinde yaşar gibi, hayat karelerinden birer birer tükenişini fark edebiliyor musunuz?

Uzaktan öğütler vermekle doymuyor insanların karınları…

Bir gün ekmek vermekle, geçmiyor ömürleri…

 İş olmayınca, dağ gibi borçlar kendiliğinden ödenmiyor…

 Çocuklar yiyecek… Çocuklar üst baş giyecek beklerken… Alamamak…

Bayramı bile, bayram tadında yaşayamamak; ne demek, tahmin edebilir misiniz?

 “Deliye her gün bayram …”  yerine “Cebinde parası olana, her gün bayram.” Bugün yaşanan…  

Cebinde parası, gelecekten kaygısı olmayanın; her günü güzel,  her günü cennet… 

Cebinde parası olmayanın, gelecek kaygısı olanın; her günü zehir, her günü acı ve cehennem…

Bayram gelmiş geçmiş neyine; o insanların önce cebi, sağlığı bayram etmedikten sonra...

İşte burada düşünmek gerekir, insan olarak;

Var olmak mı, olmamak mı?

Yine de; sağlığımız güzel, huzurumuz iyi, karnımız tok, geleceğimiz aydınlık olsun; Her şeye rağmen…

 

Cengiz Çetik

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.