Sözcüklerin ifadesini kaybettiği, anlamsızlaştığı anlar, günler yaşanır ya. Boğazından bir türlü toparlayamazsın, tükenir gider bir an sözcükler dudaklarından ya. İşte hayatın içinde yaşanan öyle günler, beklemediğin an karşına çıkar ve hayatın acımasız gerçekleri vurur bir anda içine. Zamansız ölümlerin, zehir gibi izleri girer yüreğine…
Sevdiklerini kaybettiğin an, çöker acısı insanın yüreğine… https://www.youtube.com/watch?v=b09X4Pb9_zM
Ateş düştü mü yakar, yok eder düştüğü yeri. Kurutur hislerini düşüncesizce. Düşünceler ifadesini yitirir, insanın sevdiğini bir daha görememenin verdiği acıyla. Yıkılır, içten yıkılmayacak sanılan kaleler. Düşünceler körelir, susar bir an. Suskunlukların ardından yükselen ağıtların yüreği delen sesleri duyulur boşlukta. Ve geri dönüşü olmayanların ardından çaresizce yaşamak kalır…
Fidanların kırılması, dalların ağaçlardan kopması, zamansız göçlerin yaşanması, güllerin boynunu bükmesi, güpegündüz gecenin rengini alması gibidir yaşanan. Tarifsiz acıyı yüreğinde hissetmesidir derinden insanı yıkan. Sonu gelmiş bir hayatın ardından çekilen hüzündür geriye kalan. Çaresizce insanın boynunu bükendir, umutsuz bekleyişin acı çığlığını duyuran. Bir toprağın kokusudur çevreye varlığını hafiften hissettiren. Ve bir bitişin öyküsüdür o an yaşanan…
Dünya kurulalı hep aynı senaryolar vardır hayatta; doğumla başlayan uzun ince, bazen tuzaklarla dolu çukurlar, bazen de uçsuz bucaksız ovalarla dolu bir yaşam ve kaçınılmaz bir son. Bazen de zamansız, yarım kalan hayallerin bitirilemeyen düşlerin kapanmasıdır yaşanan. Bir filmin bahara açılan kapısında apansızın kopmasıdır nefessiz bırakan. Dönüşü olmayan bir nehrin içinde kaybolmaktır hesabı yapılamayan. Sorgusuz- sualsiz gitmektir; ağıtların ardından sonu olmayan yere. Hüzünlerin kabarmasıdır yürekte çoğalan, kararan bulutların hırçınlığıdır yürekleri parçalayan…
Geri gelmeyecek gidişlerin yaşamda bıraktığı izdir insanı acı denizinde boğan. Yürekleri ezen çığlıkların yakışlarıdır insanın ruhunu saran. Bazen bir türkü olur kalır dillerde. Bazen bir yazı olur, düşer yüreklerin içinde hüznü. Bazen de şiir olur, ses olur her sözcüğün hecesinde. Adı ne olursa olsun gidenlerin, hep gittikleri günde kalır yürekteki fotoğrafları. Hiç yaşlanmaz, durdurur zaman onları yüreğinde yaşatanların içinde...
Sözcüklerin bittiği, tarifsiz duyguların yaşandığı andır o an hissedilen. Genci yaşlısı demeden hayat filmini bir anda bitirenlerin öyküsüdür yaşanan. Ve geride kalanların kaldığı yerden hayat sınavına devam etmesidir var olan…
Her şeye rağmen güne; sağlık, huzur içinde uyanarak yüzünüzden tebessüm yüreğinizden sevgi silinmesin.
Cengiz Çetik
(“Aşktan ve Hayattan Damlalar” adlı e-kitabımdan)