Ölümsüz Güneş’in adı yeter, karanlığı bitirmeye… Bu, güneşin ışığında; korkuya, yalana talana, çirkinliğe yer olmaz. Bu öyle bir güneş ki, bu güneş; karanlıklar arasında, yokluklar arasında, satılmış hainler, ihanetler arasından sıyrılıp bir ülkeyi ayağa kaldıran, çağlar ilerisinden bir kurtarıcı olarak gelen Anadolu’nun bağrına bastığı devrimci lider olarak ışığıyla aydınlattı, bütün karanlıkları… Öyle bir lider ki, bir ülkenin kaderini değiştiriyor, tarihe altın harflerle adını yazdırıyor, tüm dünyayı kendine hayran ediyor, ezilen halkların direniş ışığı oluyor. Emperyalist ülkeleri dize getiren bir dâhinin var oluş ve sonsuza kadar sürecek bir efsanenin sesinin yankısıdır emanetleriyle geleceğe taşınan bir insanın var oluşunun adıdır. Ülkemin karanlığını aydınlatan, ulusumun sönmeyen bir yıldızıdır. Güneşimizdir, daima ışığıyla geleceğe eserleri, devrimleri, ilkeleriyle daima var olacak… “Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır.” diyen ve bir vatanın üzerine güneş gibi parlayan bir liderdir, bugün kalplerde hainlere karşı hala dimdik kalplerde yaşayabilen... İşgalcilerin telkiniyle idam fermanı çıkaranlara rağmen yılmayan, asla pes etmeyen, Anadolu’nun bağrına bastığı bir dâhinin adıdır adeta, güneş gibi aydınlatan… 19 Mayısta doğdu. 19 Mayısta Samsun’a çıktı. Kurtuluş Savaşında destanlar yazdı. Emperyalistlere tarihin en büyük tokadını attı. Amerikan mandacılığına o şartlarda hayır deyip, dik durabilen… O Güneş’le yok olmaktan kurtuldu bu ulus. Düşmanlar denize döküldü. Meclis açıldı, cumhuriyet kuruldu. Kısa sürede devrimlerle, adeta yepyeni bir devlet doğdu. On yılda onlarca fabrika kurdurarak, bir ülkeyi yeniden diriltmeyi başardı. Devrimleriyle eğitimde birliği, karma eğitimle ulus yükseldi. Kadına çağının ötesinde haklar vererek, diğer birçok ülkeye örnek oldu. Hukukta, sanayide, bilimde, sanatta yurdunun üzerindeki karanlık bulutları birer birer kaldıran; ulusunda bir lider, bir güneş oldu… Doğaya sahip çıktı. Çorak yerlerin ağaçlandırarak güzelleşmesini istedi. Tarıma, sanayiye değer verdi. Onların gelişimi için fırsatlar yarattı. Bu ulusun sönmeyecek güneşi olarak parladı ve sonsuza kadar da en büyük eseri cumhuriyetiyle birlikte gönüllerde yaşayacaktır. Evet, yine geldi bir 10 Kasım… Bedeninle aramızda olmasan da Atatürk’üm, içimizde fikirlerin, eserlerin, ilkelerinle bir güneş gibi Türkiye Cumhuriyeti’yle birlikte sonsuza kadar yaşayacaksın. Bu ulus, seni daima saygıyla anmaya devam edecektir… Güneşler yok olmaz, ışığıyla daima var olur. Güneş; var olmaktır, düşüncedir, eserdir, ilkedir. Ulusum! Güneşin, güneşimdir.  Varlığın, varlığımdır.  Andın, andımdır. Atam, Atatürk'üm; tüm karanlıkları gerçekliğinle, ışığınla dağıtırsın.  Sen güneşsin…  Senin adın yeter, adın… Cengiz ÇETİK