Türkiye’de her gün yaşanan olaylarda hep birileri mağdur yokluk ve çaresizlik içinde, birileri de mağdurlar üzerinden kazancına kazanç ekleyip rahatça yaşıyor.  Bu sadece Türkiye’ye has bir özellikte değil, kapitalizmin egemen olduğu her yerde insan o ekonominin çarkı içinde kullanılıp atılan, harcanan bir varlık olarak görülmüş ve görülmeye de ne yazık ki devam ediyor. Gün geçmiyor ki bir ihmal, bir rant yüzünden insanların hayatları kopup, çocuklarından, ailelerinden ayrılmasın… Neden mi? Bir düşünün genellikle kimler mağdur; depremzedeler, maden işçileri, tren kazası mağdurları, insan sağlığını tehdit eden fabrikalardan kanser olanlar, çocuk işçileri vb. sayın sayabildiğiniz bu liste uzar gider. Peki, en büyük keyifle, bu dünyada cenneti yaşayan; rantiyeciler, insan emeğini sömürenler, doğayı yok etme yarışında olan paragöz insanlar… Onlar mağdur ettiklerinin hesabını bu dünyada değil de öteki dünyada mı verecekler? Hayır! Bu dünyada suçu olan, bu dünyada hesabını verip, cezasını da çekmelidir. Şimdi nereden aklına geldi diyenleriniz olabilir… Bir de gözünü para hırsı bürümüş Müteahhitlerin kurbanı olmamak için uyanık olalım. Bu hem kendimizin hem de çocuklarımızın geleceği için şart… Ya Müteahhit kıyımı arasında yok olacağız, ya da yok olmamak için onları durduracağız, en azından fren yapıp durmalarını sağlayacağız. Yoksa bu gidişle zincirleme yok olan nice adsız aileler arasına girmekten kurtulamayız. Depreme dayanıklı konutu yapan Müteahhit denetime imzası olan herkes o binanın sağlam olup olmamasından sorumludur. Bu ülke deprem fay hatlarıyla dolu bir ülke…  Adalet mağdur olanlardan yana olmalı… Suçludan yana değil…  Adaletin adil gücünün güçlülerin gücünden yüce olduğu an, huzur ve güven olur. Güçsüzlerin, adalet karşısında haksızlığa uğraması, suçluların serbest kalması vicdanı olan herkesi yaralar.  301 madencinin, tren kazalarının, intihar süsü verilip üstü kapatılmaya çalışılan vb. her türlü haksızlık vicdanlarda adalete olan güveni ve suçluların cezasız gezmeleri, adalet kimin için var? Sorusunu getirir. Parası olan cezadan kurtulup, parası olmayan hakkını dahi arayamıyorsa adalet Bizler parasıyla insanların hayatlarını çalanların değil, durumu ne olursa olsun adalet kefesinde sadece ve sadece hak edilen adil kararın örtbas edilmeden verilmesini bekleriz. Bu bizim insan olarak da hakkımız. Güçlülerin değil, adaletin gücünün egemen olduğu bir dünya istiyoruz. İnsanca, hakça yaşamak için… Cengiz Çetik