Ne dünyaymış, ne dünya; her köşesi talan, yağma, vurgun, ölüm ve hüzünlerle kaplı bir dünya…
İnsanlığı, doğayı, tüm canlıları yutan yavaş yavaş yutan bir dünya...
Bir yerinde sonsuz servetlerin uçtuğu, bir yerinde de açlığın bol olduğu adaletsiz acımasız yaşamların dünyası…
Sana ne diyelim; hadi canım dünyam sen de hadi!
Parmaklarımız parasız cebimizi delip geçmiş, yamalı bohçaya dönmüş hayatımız da... Şimdi artık yamalarda tutmuyor hayallerle...
Bazıları ise hala bizimle iyimserlik oyunu oynayıp, gazımızı almaya çalışıyor bıkmadan, yorulmadan...
Ama tutmuyor artık masallarınız, bozuldu büyüleriniz, anlayın, dünyamızdan siz çıktınız, rotasız gidiyor olsanız da, yine de size sesleniyoruz; hadi canım sen de yoluna hadi!
Hayallerimiz, bozuk plak gibi hep aynı nakaratta takılıp duruyor, akıllanmaz hatalarımızla dolu olsak da, Eşref saati gibi arada bir doğruyu bulup yine de yolumuza devam ediyoruz…
Hayatımız dönmüşse dikenli bir bahçeye…
Düşüncelerimiz delik deşik olsa da; bitmeyen hayal kırıklıklarımız hep yanımızda olsa da…
Gösteriş delisi olmuşsa da bazılarının tek anı, şimşek çakmaları arasında… Bizim her anımız, yıldırıma yakalanma olasılığı artmış halimizle dımdızlak kalmışsak ortada…
Umutsuzluklarımız olmuşsa mayın tarlasında, mutluluklarımızsa mayın tarlası ortasında bir ada da çaresizliğe çare ararız yine de kendimizce…
Derdine ilaç arayan kanserli hücrelerini yok etmek isteyen, bir garip dünya hancısıyız belki de kendimizce...
Olsa da ne han, ne de hamam dünya; yine de deriz, hadi canım sen de, hadi git işine!
Güven telleri başka…
Sevginin telleri başka nota çalıyor olsa da bugün hayatımızda. Saygılar olmuşsa hayatın içinde bir bam teli...
Kimi üç kuruşluk insanların ellerinde uşak…
Kimi de kiralık insancıkların kemirgenliklerinde, masum insanların gelecekleri, öncelikleri olmadan yaşanacak kader denilerek. Kader dedikleriyse, seçtikleri hayatın tercihlerini yaşayarak beklenen son ve enerjileri bitmiş piller gibi toprağın altına atılacak olması. İşte dünya, öylesine bir hikâye… Hadi canım sen de…
Dünyanın her köşesi ağır tahriplerle bir fiil yok edilmiş, sona doğru sayım içinde.
Kimi içerek,
Kimi içmeden sarhoş olarak
Gününü dolduruyor bu dünyada...
Kimi saltanatında,
Kimi yokluklarında,
Aynı dünyada adaletsizce yaşıyor…
Olmayana, yokluğa şükredilmez,
Oysa onlar kalkmış yokluğunuza şükredin diyorlar…
Hadi canım hadi; sen yoluna, ben yoluma!
Cengiz ÇETİK