Kemal KARAKUZEY  - Tarihçi, Yazar ve E. Albay
Köşe Yazarı
Kemal KARAKUZEY - Tarihçi, Yazar ve E. Albay
 

ATATÜRK’ÜN ANNESİ ZÜBEYDE HANIMIN ÖLÜMÜNÜN 100’ÜNCÜ ANMA YILDÖNÜMÜ

  1.  Giriş  ve yaşamına ilişkin gelişmeler         a.   Değerli dostlarım ve yüreği insan sevgisi odaklı Atatürk Sevdalısı yurtsever insanlar hepinize merhaba. Sizlere selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Antalya ili merkezinde 14 Ocak 2023 günü saat 11.00’ de Antalya Atatürk Evi’nde yüce önder Atatürk'ümüzün annesi Zübeyde hanımefendi' nin ölümünün 100‘ünü yıl dönümünde çok geniş katılımlı olmadan, ancak büyük bir coşkulu bir etkinlikle üzüntüyle anmıştık. Bu yılda büyük bir lider, devlet ve siyaset adamını Türk ulusuna ve insanlık dünyasına armağan eden ve bizlerin hür ve çağdaş bir yaşama ulaşmamızda büyük katkısı olan Zübeyde annemizi ölümünün 100’üncü yıldönümünde bir kez daha rahmetle anıyorum ve mekânı cennet olsun diyorum. Ruhu şad olsun. Bu yıl Zübeyde annemizin anma gününde Antalya büyük şehir belediyesince (ABB) aynı gün saat 14.00 de de AKM ‘de İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tarih bölümünden Doç.Dr. Nilgün Nurhan Kara’ya “ Zübeyde Hanım Türk Kadını “ konulu bir konferans verdirilmiştir.        b. Ne yazık ki ilgililer tarafından yeterli düzeyde bu konferansın tanıtım ve bildirimi yapılmadığından arzu edilen katılım olmamıştır. Ne yazık ki her zaman olduğu gibi bu tür etkinliklere ilgili parti, belediye, dernek ve STÖ’leri tarafından gereken özen gösterilmemiştir. Hâlbuki sunumu yapan öğretim üyesi, çok yararlı ve ilk defa duyduğum bilgiler vermiştir. Ancak konferans sonunda soru cevap olmadığından öğrenmek istediğimiz soruları soramadık. Ben konferans sonunda kendisine dört adet soru soru sordum ve sorularımı içtenlikle cevapladı. Birinci sorum, Zübeyde annemizin Kurtuluş savaşı esnasında işgal nedeniyle hiç güvenli olmayan İstanbul ve İzmir’de ikamet etmesi benim için çok ilginçti. Ancak benim bu soruma kendisi de çok şaşırdığını ve bir anlam veremediğini ve bu konuda yeterli bilgisi olmadığını söyledi. Atatürkçülükle ilgili bilgilerin ders olarak üniversite öğrencilerine yeterli olarak verilmediğini söyledim. Bu soruma da yeterli bir yanıt alamadım. Üçüncü sorum da, Atatürk’ün askeri, devlet adamlığı, komutanlığı ve yaptığı devrimler hakkında devlet tarafından basımı yapılan Atatürk Tarih Araştırma Merkezi ve ATASE Bşk.lığı vb. devlet kurumlarında yeterli yayınlar olduğu halde,  Atatürk’ün sosyal, kültürel, sağlık, spor ve sanat vb. konularında akademisyenlerce gerekli araştırma yapılıp, neden bu konuda yeterli kitap ve dokümanların yayımlanmadığını sordum. Dördüncü sorum ise Yüce önder Atatürk’ün özellikle devlet adamı, yönetici ve siyasetçi seçerken araştırması yapılarak nelere dikkat ettiğini, bu kişilerde hangi özellikler aradığını ve bu konularda bir yayın olup olmadığını sordum. Bu soruma da kısaca cevaplar verdi. Ancak doyurucu değildi. Sonuç olarak bana kendisi benimle tanışmaktan mutlu olduğunu söyleyip konuları araştırıp bana gerekli dokümanları göndereceğini söyledi. Gerçekten bu önemli ilgili tutum ve davranışından dolayı çok mutlu oldum.        c. Zübeyde annemizle ilgili öz geçmişi ile ilgili kısaca bilgi verecek olursak, Selanik’ te 1857 yılında doğan Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Osmanlı devrinde, 2’nci Mehmet zamanında Karaman’dan Rumeli'ye göçen ve Selanik yakınlarındaki Langaza'da toprak işleri ile uğraşan bir Türkmen ailesi olan Hacı Sofu ailesindendir. Mustafa Kemal Atatürk’ün anne soyu da, Karaman’dan gelerek Selanik ile Manastır’ın arasında bulunan Vodina Sancağına bağlı “Sarıgöl” de denilen “Kayalar” Nahiyesine yerleştiler. Aile, sonradan Selanik yakınlarında bugün de kaplıcaları ile meşhur olan Langaza’ya yerleşmiştir.         ç. Dedesi Feyzullah Efendi’nin taşıdığı “Sofu-zade” (Sofular) lâkabı, yerleştikleri Sarıgöl bölgesindeki yer adları ve ailedeki hatıraların gösterdiği üzere, Mustafa Kemal Atatürk’ün anne soyu Karaman’dan Rumeli’ye gelen ve bundan dolayı da “Konyarlar” olarak Rumeli’de anılan Yörük Türkmenlerdendir. Zübeyde Hanım, 1857’de Langaza’da dünyaya gelmiştir. Babası Sofuzade Feyzullah (Sadullah) Ağa, annesi Molla Hanım olarak anılan Ayşe Hanım'dır. Döneminde kadınların okula gitmesi yaygın olmadığı için, okuryazar oluşu nedeniyle kendisi de Zübeyde Molla olarak anılırdı.         d.  Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur Ali Rıza ile 1871 yılında henüz 14 yaşında iken evlenmiştir. Ali Rıza, sarışın ve mavi gözlü bir kadınla evlenmeyi düşlerken, kendisinden 20 yaş küçük olan, siyah saçlı ve derin mavi gözlü bu kadına sevdalandığını belirtmiştir. Yeni çift Selanik Yenikapı semtinde yeni hayatını başlatmış ve Zübeyde Fatma, Ömer ve Ahmet adlı çocukları doğmuştur. Ancak Fatma bu dönemde ölmüştür. Eşi Ali Rıza'nın Yunanistan sınırında Çayağzı (ya da Papaz Köprüsü)'na tayin edildiği için taşınmış ve orada Ömer ve Ahmet hayatını kaybetmiştir. 1881’de dördüncü çocukları Mustafa, 1885’te Makbule, 1889’da Naciye doğmuştur. Naciye, küçük yaşta veremden hayatını kaybetmiştir. Ali Rıza Efendi de 1888 yılında ölmüştür. Zübeyde, çocuklarını da alarak abisi Hüseyin Bey'in Langaza'daki çiftliğine gitmiştir. Babasının erken ölümünün ve dayısının çiftliğinde ailenin erkeği olarak yaşadıklarının Mustafa üzerinde derin etkileri olduğu düşünülmektedir.   2.   Atatürk’ün annesine ilişkin düşünceleri        Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanımefendi’nin ölümü ile ilgili olarak;      "Annemin kaybından şüphesiz çok üzüntülüyüm. Fakat bu üzüntümü gideren ve beni avutan bir konu vardır ki, o da anamız vatanı yok olmaya götüren idarenin artık bir daha geri gelmemek üzere yokluk mezarına götürülmüş olduğunu görmektir. Annem, bu toprağın altında, fakat millî hâkimiyet sonsuza dek devam etsin. Beni teselli eden en büyük kuvvet budur. Evet, millî hâkimiyet sonsuza dek devam edecektir. Annemin ruhuna ve bütün ataların ruhuna üzerime almış olduğum vicdan yeminimi tekrar edeyim. Annemin mezarı önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum, bu kadar kan dökerek milletin kazandığı ve elde tuttuğu hâkimiyetin korunması ve savunması için gerekirse annemin yanına gitmekte asla kararsız davranmayacağım. Millî hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun."                                                                                              MUSTAFA KEMAL       ( Annesi vefat ettiğinde dahi vatan savunmasını ve ilgili faaliyetlerini aksatmayıp cenazeye katılamayan Atatürk, 12 gün sonra, Annesinin mezarı başına gelerek, mezarı başında ağlayarak bu yemini etmiştir. Ocak 1923)   3.   Sonuç olarak;            a.  Ancak ülkemizde halen yaşadığımız süreç içinde bu nur yüzlü ve iffetli annemizin Atatürk düşmanları tarafından ağza alınmayacak şekilde hakaret ve küfürlere maruz kalması ve de özellikle büstlerine saldırılması son derece düşündürücü ve bizleri derin acılara sevk etmektedir. Bunun İslam diniyle açıklanması tam bir gaflet ve cehalet durumudur. Bugün ki iktidarın bu yapılan çirkin ve üzücü tutum ve davranışları görmezlikten gelmesi de bizi ayrıca kahretmektedir.         b. Ayrıca akşam gerek TV haberlerinde ve gerekse yazılı basında Atatürk’ün annesi Zübeyde hanımefendi ile ilgili haber ve bilgiler yeterli düzeyde yer almamıştır. Atatürkçü düşünceyi benimsemiş parti, dernek ve STÖ.lerinin dışında diğerleri tarafından katılım olmamıştır. Geçmiş yıllarda bu anma etkinlikleri çok daha büyük katılımla yapılırdı. Diğer üzüldüğüm bir konu ise bu anma günü ile ilgili dernek, parti ve sivil toplum örgütlerinin bu yıl Antalya ili merkezinde yapılacak etkinlik hakkında tüm halkımıza zamanında bilgi vermemeleridir. Bu konuda gerçekten büyük ihmal ve ilgisizlik hakimdir. Bu törenin ne zaman yapılacağını halkımız bir gün önce öğrenebildi. Konferansın duyurulması bana bile yapılmadı. Bir diğer konuda Antalya'da bulunan kadın sivil toplum örgütlerinin katılımının çok az oluşudur. Biz Atatürkçülerin ve özellikle kadınlarımızın büyük bir kalabalıkla katılması sağlanmalıdır. Antalya'daki tüm sivil toplum örgütleriyle gereken koordinasyon ve bilgilendirme yapılmalıdır. Lütfen gelecek yıl bu etkinliği kaçırmayalım ve tüm dostlarımızla birlikte katılalım. Her şey gönlünüzce olsun.   Tarihçi, Yazar ve E. Albay Kemal KARAKUZEY
Ekleme Tarihi: 15 Ocak 2023 - Pazar

ATATÜRK’ÜN ANNESİ ZÜBEYDE HANIMIN ÖLÜMÜNÜN 100’ÜNCÜ ANMA YILDÖNÜMÜ

 

1.  Giriş  ve yaşamına ilişkin gelişmeler  

      a.   Değerli dostlarım ve yüreği insan sevgisi odaklı Atatürk Sevdalısı yurtsever insanlar hepinize merhaba. Sizlere selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Antalya ili merkezinde 14 Ocak 2023 günü saat 11.00’ de Antalya Atatürk Evi’nde yüce önder Atatürk'ümüzün annesi Zübeyde hanımefendi' nin ölümünün 100‘ünü yıl dönümünde çok geniş katılımlı olmadan, ancak büyük bir coşkulu bir etkinlikle üzüntüyle anmıştık. Bu yılda büyük bir lider, devlet ve siyaset adamını Türk ulusuna ve insanlık dünyasına armağan eden ve bizlerin hür ve çağdaş bir yaşama ulaşmamızda büyük katkısı olan Zübeyde annemizi ölümünün 100’üncü yıldönümünde bir kez daha rahmetle anıyorum ve mekânı cennet olsun diyorum. Ruhu şad olsun. Bu yıl Zübeyde annemizin anma gününde Antalya büyük şehir belediyesince (ABB) aynı gün saat 14.00 de de AKM ‘de İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tarih bölümünden Doç.Dr. Nilgün Nurhan Kara’ya “ Zübeyde Hanım Türk Kadını “ konulu bir konferans verdirilmiştir.

       b. Ne yazık ki ilgililer tarafından yeterli düzeyde bu konferansın tanıtım ve bildirimi yapılmadığından arzu edilen katılım olmamıştır. Ne yazık ki her zaman olduğu gibi bu tür etkinliklere ilgili parti, belediye, dernek ve STÖ’leri tarafından gereken özen gösterilmemiştir. Hâlbuki sunumu yapan öğretim üyesi, çok yararlı ve ilk defa duyduğum bilgiler vermiştir. Ancak konferans sonunda soru cevap olmadığından öğrenmek istediğimiz soruları soramadık. Ben konferans sonunda kendisine dört adet soru soru sordum ve sorularımı içtenlikle cevapladı. Birinci sorum, Zübeyde annemizin Kurtuluş savaşı esnasında işgal nedeniyle hiç güvenli olmayan İstanbul ve İzmir’de ikamet etmesi benim için çok ilginçti. Ancak benim bu soruma kendisi de çok şaşırdığını ve bir anlam veremediğini ve bu konuda yeterli bilgisi olmadığını söyledi. Atatürkçülükle ilgili bilgilerin ders olarak üniversite öğrencilerine yeterli olarak verilmediğini söyledim. Bu soruma da yeterli bir yanıt alamadım. Üçüncü sorum da, Atatürk’ün askeri, devlet adamlığı, komutanlığı ve yaptığı devrimler hakkında devlet tarafından basımı yapılan Atatürk Tarih Araştırma Merkezi ve ATASE Bşk.lığı vb. devlet kurumlarında yeterli yayınlar olduğu halde,  Atatürk’ün sosyal, kültürel, sağlık, spor ve sanat vb. konularında akademisyenlerce gerekli araştırma yapılıp, neden bu konuda yeterli kitap ve dokümanların yayımlanmadığını sordum. Dördüncü sorum ise Yüce önder Atatürk’ün özellikle devlet adamı, yönetici ve siyasetçi seçerken araştırması yapılarak nelere dikkat ettiğini, bu kişilerde hangi özellikler aradığını ve bu konularda bir yayın olup olmadığını sordum. Bu soruma da kısaca cevaplar verdi. Ancak doyurucu değildi. Sonuç olarak bana kendisi benimle tanışmaktan mutlu olduğunu söyleyip konuları araştırıp bana gerekli dokümanları göndereceğini söyledi. Gerçekten bu önemli ilgili tutum ve davranışından dolayı çok mutlu oldum.

       c. Zübeyde annemizle ilgili öz geçmişi ile ilgili kısaca bilgi verecek olursak, Selanik’ te 1857 yılında doğan Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Osmanlı devrinde, 2’nci Mehmet zamanında Karaman’dan Rumeli'ye göçen ve Selanik yakınlarındaki Langaza'da toprak işleri ile uğraşan bir Türkmen ailesi olan Hacı Sofu ailesindendir. Mustafa Kemal Atatürk’ün anne soyu da, Karaman’dan gelerek Selanik ile Manastır’ın arasında bulunan Vodina Sancağına bağlı “Sarıgöl” de denilen “Kayalar” Nahiyesine yerleştiler. Aile, sonradan Selanik yakınlarında bugün de kaplıcaları ile meşhur olan Langaza’ya yerleşmiştir.

        ç. Dedesi Feyzullah Efendi’nin taşıdığı “Sofu-zade” (Sofular) lâkabı, yerleştikleri Sarıgöl bölgesindeki yer adları ve ailedeki hatıraların gösterdiği üzere, Mustafa Kemal Atatürk’ün anne soyu Karaman’dan Rumeli’ye gelen ve bundan dolayı da “Konyarlar” olarak Rumeli’de anılan Yörük Türkmenlerdendir. Zübeyde Hanım, 1857’de Langaza’da dünyaya gelmiştir. Babası Sofuzade Feyzullah (Sadullah) Ağa, annesi Molla Hanım olarak anılan Ayşe Hanım'dır. Döneminde kadınların okula gitmesi yaygın olmadığı için, okuryazar oluşu nedeniyle kendisi de Zübeyde Molla olarak anılırdı.

        d.  Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur Ali Rıza ile 1871 yılında henüz 14 yaşında iken evlenmiştir. Ali Rıza, sarışın ve mavi gözlü bir kadınla evlenmeyi düşlerken, kendisinden 20 yaş küçük olan, siyah saçlı ve derin mavi gözlü bu kadına sevdalandığını belirtmiştir. Yeni çift Selanik Yenikapı semtinde yeni hayatını başlatmış ve Zübeyde Fatma, Ömer ve Ahmet adlı çocukları doğmuştur. Ancak Fatma bu dönemde ölmüştür. Eşi Ali Rıza'nın Yunanistan sınırında Çayağzı (ya da Papaz Köprüsü)'na tayin edildiği için taşınmış ve orada Ömer ve Ahmet hayatını kaybetmiştir. 1881’de dördüncü çocukları Mustafa, 1885’te Makbule, 1889’da Naciye doğmuştur. Naciye, küçük yaşta veremden hayatını kaybetmiştir. Ali Rıza Efendi de 1888 yılında ölmüştür. Zübeyde, çocuklarını da alarak abisi Hüseyin Bey'in Langaza'daki çiftliğine gitmiştir. Babasının erken ölümünün ve dayısının çiftliğinde ailenin erkeği olarak yaşadıklarının Mustafa üzerinde derin etkileri olduğu düşünülmektedir.

 

2.   Atatürk’ün annesine ilişkin düşünceleri

       Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanımefendi’nin ölümü ile ilgili olarak;

     "Annemin kaybından şüphesiz çok üzüntülüyüm. Fakat bu üzüntümü gideren ve beni avutan bir konu vardır ki, o da anamız vatanı yok olmaya götüren idarenin artık bir daha geri gelmemek üzere yokluk mezarına götürülmüş olduğunu görmektir. Annem, bu toprağın altında, fakat millî hâkimiyet sonsuza dek devam etsin. Beni teselli eden en büyük kuvvet budur. Evet, millî hâkimiyet sonsuza dek devam edecektir. Annemin ruhuna ve bütün ataların ruhuna üzerime almış olduğum vicdan yeminimi tekrar edeyim. Annemin mezarı önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum, bu kadar kan dökerek milletin kazandığı ve elde tuttuğu hâkimiyetin korunması ve savunması için gerekirse annemin yanına gitmekte asla kararsız davranmayacağım. Millî hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun."

                                                                                             MUSTAFA KEMAL
      ( Annesi vefat ettiğinde dahi vatan savunmasını ve ilgili faaliyetlerini aksatmayıp cenazeye katılamayan Atatürk, 12 gün sonra, Annesinin mezarı başına gelerek, mezarı başında ağlayarak bu yemini etmiştir. Ocak 1923)

 

3.   Sonuç olarak;    

       a.  Ancak ülkemizde halen yaşadığımız süreç içinde bu nur yüzlü ve iffetli annemizin Atatürk düşmanları tarafından ağza alınmayacak şekilde hakaret ve küfürlere maruz kalması ve de özellikle büstlerine saldırılması son derece düşündürücü ve bizleri derin acılara sevk etmektedir. Bunun İslam diniyle açıklanması tam bir gaflet ve cehalet durumudur. Bugün ki iktidarın bu yapılan çirkin ve üzücü tutum ve davranışları görmezlikten gelmesi de bizi ayrıca kahretmektedir.

        b. Ayrıca akşam gerek TV haberlerinde ve gerekse yazılı basında Atatürk’ün annesi Zübeyde hanımefendi ile ilgili haber ve bilgiler yeterli düzeyde yer almamıştır. Atatürkçü düşünceyi benimsemiş parti, dernek ve STÖ.lerinin dışında diğerleri tarafından katılım olmamıştır. Geçmiş yıllarda bu anma etkinlikleri çok daha büyük katılımla yapılırdı. Diğer üzüldüğüm bir konu ise bu anma günü ile ilgili dernek, parti ve sivil toplum örgütlerinin bu yıl Antalya ili merkezinde yapılacak etkinlik hakkında tüm halkımıza zamanında bilgi vermemeleridir. Bu konuda gerçekten büyük ihmal ve ilgisizlik hakimdir. Bu törenin ne zaman yapılacağını halkımız bir gün önce öğrenebildi. Konferansın duyurulması bana bile yapılmadı. Bir diğer konuda Antalya'da bulunan kadın sivil toplum örgütlerinin katılımının çok az oluşudur. Biz Atatürkçülerin ve özellikle kadınlarımızın büyük bir kalabalıkla katılması sağlanmalıdır. Antalya'daki tüm sivil toplum örgütleriyle gereken koordinasyon ve bilgilendirme yapılmalıdır. Lütfen gelecek yıl bu etkinliği kaçırmayalım ve tüm dostlarımızla birlikte katılalım. Her şey gönlünüzce olsun.

 

Tarihçi, Yazar ve E. Albay Kemal KARAKUZEY

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.