Türk Ulusal Hareketinin Başladığı Sivas Kongresi 103 yaşında! Sivas Kongresi Birinci Dünya Savaşı ile beraber işgal altında bulunan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını kazanması için gerçekleştirilen bir Ulusal Hareketinin adıdır. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde bir ülkenin dört bir tarafından çağrılan delegasyonlarla 4 Eylül 1919'da gerçekleştirilmiştir. Sivas Kongresi'nde Ulusal Kurtuluşun ve ardından gelecek Cumhuriyet hedefiyle ilgili tarihi kararalar alınmıştır. Amasya Genelgesi ile ortaya çıkan millete dayalı kurtuluş modeli Erzurum Kongresi’nde şekillenmişti. Sivas Kongresi, bölgesel olan bu modeli, örgütlenmeyi Anadolu ve Rumeli Müdafaa ı Hukuk Cemiyetlerini birleştirerek misak ı milliyi kapsayacak şekilde genişletmiştir. Misak-ı milli olarak ifade edilen topraklarda, her geçen gün genişleyen düşman kuşatmasıyla Türk milleti soluk alamaz duruma gelmişti. Kurtuluş milletin ortak iradesiyle millet tarafından gerçekleştirilecekti. Bu bir çeşit millet ittifakı ittifakıydı. Çünkü bu toprakları kendisi bilmiş, kendinin bilmiş Türk milletinden herkes;  başta hayatları olmak üzere; namusları, onurları inançları, malları, mülkleri, işleri dâhil her şeylerini kaybetme tehlikesi altındadır. Bu durum Sivas Kongresi'nde; "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" anlamına gelen "Ya istiklal ya ölüm" şiarıyla ifade edilmiştir. Sivas Kongresi, işgalci emperyalist güçlere karşı verilecek mücadelenin ancak ve ancak güçlü bir ANADOLU İTTİFAK’ıyla mümkün olduğunu ortaya koyarak, bu fikriyat tüm Anadolu’ya yayılmasını sağlamış, ulusal kurtuluş için güçlü bir hareket başlatılmıştır. Bu ittifakın temsil edildiği Ankara'daki İlk Meclis, tüm bileşenlerin temsiliyetiyle bu hareketin karargâhı olarak tarihi bir görevi yerine getirmiştir. Düşman tehdidi altında bulunan tüm kesimlerin ittifakakıyla başlatılan kutlu yürüyüş Kurtuluşu başarmış, Cumhuriyetle taçlanmıştır. Bugün, tek adam rejimi ile Cumhuriyet tüm değerlerini kaybetmeye başlamış, hukukun üstünlüğü ilkesi üstünlerin hukukuna dönüşmüş, demokrasi yerini otokrasiye bırakmak üzere, ekonomide dış bağımlılık artmakta, ifade özgürlüğü her geçen gün daralmakta, cezaevleri muhaliflerle dolmaktadır. Özgürlük ve eşitlik talebi bastırılan muhalefet kesimleri soluk alamaz hale gelmiştir. Ülkenin hali pür melali tek adam rejimine muhalif kesimlerin tek başlarına demokrasiyi inşa etmelerini imkânsız kılmaktadır. Her geçen gün kurumsallaşarak devletleşen tek adam rejimine karşı verilen mücadelede, son yerel ve genel seçimlerde millet ittifakı yadsınmaz bir başarı kazanmıştır. Ancak önümüzdeki seçimlerde.. bu ittifakın daha da güçlendirilerek tüm muhalif kesimleri kapsayacak şekilde demokratik güçlü bir millet ittifakına ihtiyaç vardır. Sivas kongresiyle sağlanan Anadolu ittifakı dün vatanı kurtardı, bugün demokratik güçlü bir millet ittifakı Cumhuriyeti ve demokrasiyi kurtaracaktır diye düşünüyorum. "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" ruhuyla yola çıkmayan, tek adama karşı tek adam şiarıyla başlatılan bir hareket isterse Sivas’tan başlasın Sivas Kongresinin ruhunu yakalayamaz ve de başarılı olamaz inancındayım. Bu işler, kopyala kes yapıştırla olmuyor, Sivas Kongresinin arkasında tarihsel bir birikim, konjonktürel bir meşruluk ve Mustafa Kemal gibi askeri bir deha var. Benim gibi düşünmeyenlerin düşmanı değilim, o beni düşman görse de... Aksi halde nasıl bir araya gelebiliriz, bu güzel ülke için bir araya gelmekten başka çaremiz yokken. Zaten kutuplaşma, düşmanlaştırma ve ayrıştırma politikaları bizi bu çıkmaza sokmadı mı? Mesut Karakoyunlu.