72 yıl önce tek adamken, ülkeyi çok partili rejime geçirebilmek için iktidarını bir seçimle başka bir partiye sorunsuz bırakan İsmet İnönü'nün gösterdiği demokratik olgunluğu anlatan bir yaşanmışlıktan söz etmek istiyorum.
Rahmetli İsmet İnönü CHP’nin kaybettiği, DP’nin kazandığı 1950 seçimlerinden oğlu Erdal İnönü’ne yazdığı bir mektubunda yenilginin verdiği burukluğa rağmen şunları söyleyebiliyor:
“Bu seçim, memlekette yeni bir hayat tarzı kurmak için giriştiğimiz teşebbüste ne kadar ciddi ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için, hepimiz için şeref olmuştur.”
Bugün bazılarının özlemini duyduğu, diktatörlüğe giden bir otoriter yapıyı Türkiye’ye dayatanları düşündüğümüzde..
İnönülerin seçimi kaybedince iktidar yetkisini toplumu temsil eden diğer partilerle paylaşma olgunluğunu saygıyla anmamak ne mümkün!?
1950 seçimlerinden hemen sonra ABD’de öğrenci iken iktidarı kaybeden babasına cevaben yazdığı mektupta ‘kazananın demokrasi olduğunu’ belirten Erdal İnönü’nün şu ifadelerine bir bakın;
“Seçimlerin gayet muntazam geçtiğini, büyük bir çokluğun seçimlere katıldığını duymak, beni çok sevindirdi. Asıl başarı bu. Netice itibariyle memleketimizde demokrasi olduğunu dünyaya ispat edecek kesin olay, düzgün, hadisesiz bir iktidar partisi değişmesi geçirmekti. Gerisinin ne ehemmiyeti var, canınız sağ olsun.”
2022 yılında, bu demokratik olgunluğu, milletin verdiği yetkiyi, kendi gücü gibi kullanan, ülkenin rantını yandaşlarla paylaşan siyasi iktidar ve nüfuz ticaretiyle köşe olan oğulları gösterebilir mi?
Mesut Karakoyunlu