Bu ülkede krizlerden etkilenmeyen tek şey din ticareti mi ne?
Dini pazarla iktidar ol, dini sat köşe ol. Bakanlıklara bağlı birçok sağlık kurumu, eğitim kurumu vs. parasızlıktan iş yapamaz hale gelmiş, 5 bakanlıktan daha fazla bütçeye sahip Diyanet, yetmedi biraz daha para diye milletin parasına el açarken.. İmamlar da her cuma cami önünde mendil açıyorlar, buna rağmen aydınlatma gideri devletten olan camilerin ısınma giderlerini bile ödemiyorlar. Onca para nereye gidiyor? Yolsuzluğu, hırsızlığı ganimetten sayıp, önce ben zengin olayım ki inancımı güçlü kılayım anlayışına mı?
Bunun için mi hiç vicdanları sızlamadan din satıp iktidar oluyorlar, Ortaçağda kilisenin cennetten arsa sattığı gibi...
El Mars'a giderken bizi nelerle uğraştırıyorlar değil mi?
Bir şey söylediğin zamanda inancıma dokunma tepkisiyle karşılaşıyorsunuz.
Aha işte dini duyguları sömürüp, para toplayanların nasıl yaşadıklarını gösteren bir olay..
Daha dün denecek kadar yakın zamanda dini duyguları sömürüp, topladıkları paraları kendi işlerinde kullandıkları için Avrupa’da asrın soygununu yaptıklarından yargılanıp mahkûm olanların Deniz Feneri olayı...
Diyanette bu konuda bir fetva duydunuz mu? Yapılan bu dolandırıcılık Türkiye'de suç olarak görülmediği için serbest bırakılanlar, kurdukları Deniz Fenercikleriyle milleti dolandırmaya devam ediyorlar.
Hukuktan uzaklaştıkça dini kılıflı vurgun hak oluyor, demokrasiden uzaklaştıkça hesap sormak imkânsızlaşıyor.
Din soslu dolandırıcılık devam ediyor.
Din din diyerek işte böyle bir ortam yarattıklar.
Aslında bu ortamı yaratanlar kendi içinde çürüyen bir dünya yarattıklarını, yarattıkları bu çürümüşlüğün içinde de boğulacaklarını görmeseler de dialektik işliyor, karşıtları bunu mutlaka gösterecek.
Mesut Karakoyunlu