Birini veya bir kesimi değersizleştirmenin ve yok etmenin en kestirme yolu yalan...
Hele yalan din üzerinden yaparlarsa zulmün de önü açılıyor, yalanın ömrü uzuyor. O zaman "yalancının mumu yatsıya kadar yanar" sözünün pabucu dama atılıyor, yalan, yıllarca süren orman yangına dönüşüyor, içindeki tüm canlı yaşamı yok ederek. Günümüz dijital ortamında yalanın ömrü kamera görüntüleriyle sınırlı olsa da, görüntüleri ele geçiren güç, kötü niyetliyse…
Yalanın zulmü bitmiyor, sürüyor, bu görüntüleri kesip biçip yeni yalanlar üretme ve katmerleyip tekrar piyasaya sürme imkânı olduğu sürece...
Beşiktaş yalanı, camilere ayakkabı ile girildi, camilerde içki içildi yalanları gibi...
Bu yalanlar üzerinde ne hayatlar karartıldı. Bunlar yetmedi, Yüreğir olayı, ortaya çıkan bir vatandaş kamera görüntüleri kesilip biçilmeden olduğu gibi gerçeği gözler önüne serdi ama yalanın mağduriyeti bir gencimizi tutsaklığı ile sonuçlandı, resmi kamera görüntüleri saklı tutulduğu için...
Yalan ve iftira mağduriyeti bitmiyor. Kimin yaptığı, güvenlik kameralarından bir türlü çıkartılıp ortaya koyulamayan bir olay daha yaşadık. Minarelerden Çav Bella şarkısının dinletilmesi olayı nedeniyle suçlu olarak CHP'nin işaret edilmesiyle, bu aykırı olayı diyanete Twitterle soran bir CHP li bayanın gözaltına alınıp, tutuklanması ile sonuçlanan bir başka olay daha yaşadık. Yalan bombaları bir bir patlatılıyor. Bu süreç yeni bir cadı avı mı başlatılıyor sorusunu akla getirmiyor değil...
Yalana inanmanın kolaycılığı tarih boyunca insanlara yaşamı zehir eden zulme dönüşmüş. Yıl 1255. Lincoln kasabasında 9 yaşında bir İngiliz çocuğun cesedi bir kuyuda bulunuyor. Nedeni bilinmemesine rağmen ortaya atılan, bölgenin Yahudileri bu çocuğu bir ayinle öldürdüler söylentisi hızla yayılıyor. İlk etapta şüpheli 19 Yahudi yakalanıp, yargılanıp idam ediliyor. Bu olay tüm İngiltere'de Yahudilere karşı cadı avına dönüşüyor. Yıllarca süren Yahudi katliamları yaşanıyor. 1290'da tüm Yahudiler İngiltere dışına sürülüyor. Bu çocuğu kimse nasıl öldüğünü bilmiyor ama yalan haber gerçekmiş gibi algılanarak zulme dönüşüyor. Bu arada çocuğun mezarı Lincoln Katedraline taşınıp, çocuk aziz ilan ediliyor. Yahudiler İngiltere'den sürüldükten yüzyıllar sonra bile bu mezar İngiliz hacılar için ziyaret mekânı oluyor. Hitler'in Yahudi soykırımından 15 yıl sonra, 1955 yılında çocuğun Yahudiler tarafından öldürülmediği ve bunun iftira ve yalan olduğu ortaya çıkıyor. Azizleştirilen bu çocuğun mezarında bir levha asılıyor. Levhada çocuk için anlatılan hikâyenin yalan olduğu ve Hıristiyanlığın şanına sürülmüş 700 yıllık bir kara leke olarak ifade ediliyor.
Yalan ve iftira tüm dinler ve ahlaki öğretiler tarafından yasaklanmış olmasına rağmen, bu yasaklar yine dinler kullanılarak aşılmış ve din zulme ortak edilmiştir. Neden mi? Din siyasete alet edildiği için olmasın!
Mesut Karakoyunlu