"Acıyı bal eylemek" ve "İncinsen de incitme" sözleri, Alevi /Bektaşi felsefesinde doğmuş, bilimsellik taşıyan akli kavramlardır.
Ne var ki bu sözler sığlaştırıldığında, teslimiyet ve haksızlığa boyun eğmek algısı vermektedir. Bu sözlerin bilimsel boyutunu bilim insanlarına bırakarak, aklın pratiğine bakacak olursak; "Acıyı bal eylemek" ve "İncinsen de incitme" haksızlık karşısında öfkeye kapılıp, yanlış yapıp, daha kötü sonuçlar yaşamamak için akla fırsat vermektir.
Aklın ürettiği taktik ve yöntemlerle direnmektir, mücadele etmektir. Bu felsefenin dindarlığı kindarlıkla harmanlamalardan farkı; insani, vicdani, ahlaki tüm değerlerin meşruluğuna dayanan saz, söz ve yürekle beslenen bir onur mücadelesi olmasıdır.
Bu mücadelenin kazananı hep onur olmuştur, onursuz bir zaferi ezen de budur.
Tarih hep onurlu mücadelelerin arkasında durmuştur; unutmamıştır, unutturmamıştır.
Çünkü onurlu mücadeleler kin ve nefret biriktirmez, barışa açıktır, düşmanlığı sürdürmez.
Yüzlerce yıl süren baskı, zulüm ve kıyıma karşın, aklın yolunda örgütlenen onurlu direniş olmasa bugün Alevi/Baktaşi toplumu var olma mücadelesini sürdürebilir miydi?
Benim bu iki kavram hakkında düşüncelerim böyle, sürç ü lisan ettiysek affola...
Mesut Karakoyunlu