Bir adam karlar altında kalmış bir ormanda eşeğiyle evine yük taşırken, eşeğine iki kurt saldırmış. Aklına, çok yıllarca önce, yüklediği ağır yükü taşımamak için inatlaşan, direnen eşeğini sopayla terbiye ederken, eşekten yediği çifte ile iki ay hastanede yattığı olay gelmiş. Eşeğin bu saldırıyı püskürtebileceğini düşünmüş. "Dur bakalım ne olacak" diyerek kurtları oradan uzaklaştıracak bir çaba içine girmemiş. Saldırıyı olayın akışına bırakıp, yaşlı eşeğinin yıllar önceki eşek olmadığını hiç aklına getirmemiş. Kurtlar dişlerini arka bacağına geçirdikleri yaşlı eşeği yere düşürüp karnını deşmişler. Türkiye'de Demokratik parlamenter Cumhuriyet kalesi içten kuşatılırken, rahatına yattığımız güçlerin kullanıldığına tanık olduk ama hala bir kurtarıcı bekleyerek; "Dur bakalım ne olacak" diye diye yaşadığımız seçimlerde, 19. ve 20. Yüzyılın motivasyonuyla 21. Yüzyılın sorunlarını yaşayan insanları ikna edeceğimizi sandık ama yere yıkıldık, bir türlü çağa uygun demokratik mücadele yöntemleriyle ayağa kalkma çabasını gösteremedik. Sonumuz eşeğin sonu gibi olur mu bilmiyorum ama kurtlardan kurtulmanın bir yolu var; tembelleşen beynimizi demokratik radikal yeni fikirlerle aktif hale getirmek, kurtuluşa yeni bir yol açmak. Zor mu? Çok zor ama mümkün; İmkansızı başarmanın yeni yöntemlerini yaşama geçirerek, tıpkı Atatürk gibi.. ama 21. Yüzyılın ruhu, değerleri ve yöntemleriyle.... Mesut Karakoyunlu