Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
Köşe Yazarı
Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
 

HAYATI GÜZELLEŞTİRME ÖZÜMÜZDE VAR, AMA GÜNÜMÜZDE...

Bu olaya tam yapışan, tanık olduğum bir tecrübeyi paylaşarak bugün estetikte hal i pür melalimize dikkat çekmek istiyorum.  Mimaride 150- 200 yıl öncesinin estetiği hala örnek olmaya devam ederken; Geçmişte bile yaşanmayan bir görgüsüzlüğü ve de çirkinliği, nasıl bir çakallığın ürünüyse günümüze taşıyan ve bunu gözümüzün içine sokanlara göz yuman zihniyet, bu zevksizlikten mi besleniyor ne? Ülkemizde her yer, yeşilin doğallığını yok eden ve bizleri betonun soğukluğuna ve çirkinliğine mahküm eden binalarla doldu da…  Bu görüntüler bana Finike Yazır Köyü'nde bir örnek çalışmayı ve çalışmayı hayata geçiren kişiyi hatırlattı... Adı Mehmet Posat... Emekli orman mühendisi... Yıllar önce, orman bölge şefi olarak çalıştığı sahadaki bir köyde bir projeyi uygulamayı planlıyor. Amacı; İlkokul çocuklarına gelecekle ilgili ufuk açmak; köylerini, şehirlerini, ülkelerini ve dünyayı anlayacak görgü ve pratikler kazandırmak. Bu amaca uygun, yanılmıyorsam İmece adı altında bir dernek kuruyor. Çalışmalara, taşımalı eğitim nedeniyle terk edilmiş ve yıpranmış okul binasını köyün gençleriyle onararak başlıyor. Kısa sürede sınıflar farklı amaçlar için eğitim araç gereçleriyle donatılıyor; eski sıralar, kullanılır hale getiriliyor, kara tahta duvardaki yerine takılıyor. Etrafında çalışılacak şekilde hazırlanmış masaların üzerinde, bağış olarak sağlanan bilgisayarlar, bir yazıcı ve fotoğraf makineleri çalışmaya hazır bekliyor. Bu çalışmalar sürerken köyde iki değişiklik dikkat çekiyor. Köyün merkezinde, bir çınar ağacının gövdesine ağaçı çevreyeleyecek şekilde çook yıllar önce yapılmış bir çardak vardı; köylülerin oturup, çay içtiği, sohbet ettiği... Eskimiş atkı ve çürümüş tahtalarıyla hala kullanılan, düşmemek için üzerinde dikkatle yürünen bir çardak... Bu çardağı yenilmeyi kafasına koyan Mehmet Posat, bir mimar arkadaşını köye getiriyor, yine ağacı çevreleyecek şekilde ama estetiği ile dikkat çeken bir çardak projesi hazırlatıyor. Köylülerin beğenisine sunulan proje, imece ve yardımlarla uygulamaya koyuluyor; farklı, yeni ve güzel bir çardak köyün merkezinde yerini alıyor. İkinci değişiklik, okulun halkın da kullandığı tuvaletleri, temizlik dikkate alınarak yeniden inşa ediliyor. Dernek faaliyete geçtikten kısa bir süre sonra açılış töreni yapıldı. Finike ve Antalya'dan konuya ilgili birçok insanın katıldığı törenin açış konuşmasını yapan Dernek Başkanı Mehmet Posat konuşmasına o sırada töreni fotoğraflayan küçük çocukları göstererek, "Bu çocuklar bir gazete çıkaracaklar, bu toplantını haberine hazırlık yapıyorlar," dedi ve konuşmasına başladı. Konuşmadan sonra etkinlik odaları gezildi, sonra da katılımcılar kendi aralarında köydeki bu dernek faaliyetini değerlendirmeye başladı. Biz de bir kaç arkadaş Mehmet Posat'la konuşmaya başladık. Bir arkadaş Mehmet Posat'a "Burada yapılan her şeyi anladım da köyün ortasındaki çardağın yeniden yapılmasını anlayamadım, bunu sizin çalışmanızla ne ilişkisi var" dedi. Bunun üzerine, M. Posat, bunun dernek olarak hedeflerine uygun bir çalışma olduğunu belirterek, mealen şunları söyledi: " Birincisi, eski köye yeni adet istemeyen yaşlılara, her gün kullanırken korku yaşadıkları mekanda yaratılan değişimin, kolaylık, güven ve rahatlık getirdiğini göstermek...  İkincisi, faaliyetlerimizin çıkar gözetmeden köylünün menfaatine olduğuna inandırmak ve güvenlerini kazanmak…  Üçüncüsü, oradan geçen kadın, kız ve çocuklara, eski ile yeniyi kıyaslama imkânı vermek, farklı ve yeni üzerinden estetik duygusu aşılamak... Dördüncüsü gelecekle ilgili hayallerini büyütmelerini sağlamak, özgüvenlerini arttırmak..." Böyle bir güzelliği, güzelliğe çorak topraklarda yetiştirmek kolay değildi. Ama önemli olan zoru başarmak değil mi? Bu inançla çalışmalarını birçok zorluğu göğüsleyerek aylarca sürdüren M. Posat, çardağın hikâyesini mutlu sona ulaştırabildi mi? Köy Enstitülerinin kapatılmasında işletilen kara propaganda aylar sonra burada da işlemeye başladı, çocukların geleceği ile ilgili o güzel ve heyecan yaratan hayaller kırılmaya başladı. Biat kültürü baskın geldi, çocuklar, geleceği okumak bir yana okuduğunu anlamadan okuyanların eline kaldı.    Bugün siyasette, sağlıkta, eğitimde, adalette, trafikte, yapılaşmada ve hayatın diğer alanlarında yozlaşma eskiyi bile aratacak noktaya geldi, ekteki fotoğraflarda görüldüğü gibi... Mesut Karakoyunlu  
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2021 - Pazar

HAYATI GÜZELLEŞTİRME ÖZÜMÜZDE VAR, AMA GÜNÜMÜZDE...

Bu olaya tam yapışan, tanık olduğum bir tecrübeyi paylaşarak bugün estetikte hal i pür melalimize dikkat çekmek istiyorum.

 Mimaride 150- 200 yıl öncesinin estetiği hala örnek olmaya devam ederken; Geçmişte bile yaşanmayan bir görgüsüzlüğü ve de çirkinliği, nasıl bir çakallığın ürünüyse günümüze taşıyan ve bunu gözümüzün içine sokanlara göz yuman zihniyet, bu zevksizlikten mi besleniyor ne? Ülkemizde her yer, yeşilin doğallığını yok eden ve bizleri betonun soğukluğuna ve çirkinliğine mahküm eden binalarla doldu da…

 Bu görüntüler bana Finike Yazır Köyü'nde bir örnek çalışmayı ve çalışmayı hayata geçiren kişiyi hatırlattı... Adı Mehmet Posat... Emekli orman mühendisi...

Yıllar önce, orman bölge şefi olarak çalıştığı sahadaki bir köyde bir projeyi uygulamayı planlıyor. Amacı; İlkokul çocuklarına gelecekle ilgili ufuk açmak; köylerini, şehirlerini, ülkelerini ve dünyayı anlayacak görgü ve pratikler kazandırmak. Bu amaca uygun, yanılmıyorsam İmece adı altında bir dernek kuruyor.

Çalışmalara, taşımalı eğitim nedeniyle terk edilmiş ve yıpranmış okul binasını köyün gençleriyle onararak başlıyor. Kısa sürede sınıflar farklı amaçlar için eğitim araç gereçleriyle donatılıyor; eski sıralar, kullanılır hale getiriliyor, kara tahta duvardaki yerine takılıyor. Etrafında çalışılacak şekilde hazırlanmış masaların üzerinde, bağış olarak sağlanan bilgisayarlar, bir yazıcı ve fotoğraf makineleri çalışmaya hazır bekliyor. Bu çalışmalar sürerken köyde iki değişiklik dikkat çekiyor. Köyün merkezinde, bir çınar ağacının gövdesine ağaçı çevreyeleyecek şekilde çook yıllar önce yapılmış bir çardak vardı; köylülerin oturup, çay içtiği, sohbet ettiği...

Eskimiş atkı ve çürümüş tahtalarıyla hala kullanılan, düşmemek için üzerinde dikkatle yürünen bir çardak... Bu çardağı yenilmeyi kafasına koyan Mehmet Posat, bir mimar arkadaşını köye getiriyor, yine ağacı çevreleyecek şekilde ama estetiği ile dikkat çeken bir çardak projesi hazırlatıyor. Köylülerin beğenisine sunulan proje, imece ve yardımlarla uygulamaya koyuluyor; farklı, yeni ve güzel bir çardak köyün merkezinde yerini alıyor. İkinci değişiklik, okulun halkın da kullandığı tuvaletleri, temizlik dikkate alınarak yeniden inşa ediliyor. Dernek faaliyete geçtikten kısa bir süre sonra açılış töreni yapıldı. Finike ve Antalya'dan konuya ilgili birçok insanın katıldığı törenin açış konuşmasını yapan Dernek Başkanı Mehmet Posat konuşmasına o sırada töreni fotoğraflayan küçük çocukları göstererek, "Bu çocuklar bir gazete çıkaracaklar, bu toplantını haberine hazırlık yapıyorlar," dedi ve konuşmasına başladı. Konuşmadan sonra etkinlik odaları gezildi, sonra da katılımcılar kendi aralarında köydeki bu dernek faaliyetini değerlendirmeye başladı. Biz de bir kaç arkadaş Mehmet Posat'la konuşmaya başladık. Bir arkadaş Mehmet Posat'a "Burada yapılan her şeyi anladım da köyün ortasındaki çardağın yeniden yapılmasını anlayamadım, bunu sizin çalışmanızla ne ilişkisi var" dedi. Bunun üzerine, M. Posat, bunun dernek olarak hedeflerine uygun bir çalışma olduğunu belirterek, mealen şunları söyledi: " Birincisi, eski köye yeni adet istemeyen yaşlılara, her gün kullanırken korku yaşadıkları mekanda yaratılan değişimin, kolaylık, güven ve rahatlık getirdiğini göstermek...

 İkincisi, faaliyetlerimizin çıkar gözetmeden köylünün menfaatine olduğuna inandırmak ve güvenlerini kazanmak…

 Üçüncüsü, oradan geçen kadın, kız ve çocuklara, eski ile yeniyi kıyaslama imkânı vermek, farklı ve yeni üzerinden estetik duygusu aşılamak...

Dördüncüsü gelecekle ilgili hayallerini büyütmelerini sağlamak, özgüvenlerini arttırmak..." Böyle bir güzelliği, güzelliğe çorak topraklarda yetiştirmek kolay değildi. Ama önemli olan zoru başarmak değil mi?

Bu inançla çalışmalarını birçok zorluğu göğüsleyerek aylarca sürdüren M. Posat, çardağın hikâyesini mutlu sona ulaştırabildi mi?

Köy Enstitülerinin kapatılmasında işletilen kara propaganda aylar sonra burada da işlemeye başladı, çocukların geleceği ile ilgili o güzel ve heyecan yaratan hayaller kırılmaya başladı. Biat kültürü baskın geldi, çocuklar, geleceği okumak bir yana okuduğunu anlamadan okuyanların eline kaldı.

  

Bugün siyasette, sağlıkta, eğitimde, adalette, trafikte, yapılaşmada ve hayatın diğer alanlarında yozlaşma eskiyi bile aratacak noktaya geldi, ekteki fotoğraflarda görüldüğü gibi...

Mesut Karakoyunlu

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.