Ben hep şuna inandım, fırsat buldukça da bu düşüncemi paylaştım; kadim Anadolu hümanizması ve çoğulcu kültürünün mayalandığı toprakların halklarıyız.
Bu topraklarda yaşayanların biriktirdikleri tecrübe ve bu tecrübenin tetiklediği irade en zor koşullarda bir çıkış yolu bulmuştur;
Cumhuriyet bunun en güçlü ve en somut örneğidir
Cumhuriyet, kadim Anadolu tarihinden gelen tolerans ve çoğulculuğu özgürlükçü demokrasi kültürüyle tanıştırmış, toplumun tümüne olmasa da bugün direnen kesime bu hayat tarzını kazandırmıştır.
İktidarın dengesini ve ezberini bozan ve Gezi direnişi ve Adalet yürüyüşü ise buna örnek...
Bugün Türkiye'de özgürlükleri kısıtlayan, demokrasiyi soluk alamaz hale getiren iktidarın korkulu rüyası;
Kimliği, inancı, yaşam tarzı, ne olursa olsun, vatandaşlarımızın özgürlükçü demokrasi talebi, tek adam talebinden güçlü olmasındandır.
Bu nedenle bu güç, şu an kuşatılmış ve baskı altında tutularak ülke yönetilmeye çalışılmaktadır.
Bu talebe uygun bir fotoğraf aradım arşivimde…
Bir mitingte yakaladığım görüntü...
İki türbanlı bayan; birinin elinde Atatürklü Türk bayrağı, diğerinin elinde Cumhuriyet ve demokrasi pankartı…
Her ikisi de farklı giyimdeki hem cinsleriyle alandaki coşkuyu aynı heyecanla paylaşıyorlardı.
İşte Türkiye bu!
Bunu okuyamayanların Ayasofya Cami açılışında verdikleri resim bugün güçlü bir talep olan özgürlük ve demokrasi talebini temsil etmiyor.
Onların hayal ettiği bir dünyayı, talep ve ihtiyaçları hızla değişen bu dünyada gerçekleştirmek mümkün görünmüyor. İktidar gücüyle varlar, o kadar!
Mesut Karakoyunlu