İnsan evladı var olduğundan beri sınırsız merakıyla kendini, toplumu ve içinde var olduğu çevreyi hep sorgulamıştır. Cevaplar, her çağda biraz değişerek bugünlere gelinmiştir. Ünlü fizikçi Newton, sanayi devrimi sürecinde evrenin yasalarını bularak, o gün için, birçok soruya insan evladının merakını giderecek yanıtlar getirmiştir. Dünyayı oluşturan atomları katı ve nüfuz edilemez kabul eden Newton’cu algılama parçaları birbirinden ayırarak bütünü anlamaya çalışmıştır. Bu dünyanın katı atom parçalarından olduğu inancı, kurallara tabi, basit, kontrol etmesi kolay bir evren anlayışını insanlığın önüne koyuyor. Bu anlayışa göre, toplumun kural ve yasaları, toplumu bir arada tutmak için gerekli ve zorunludur. O sırada bu Newton’cu paradigma, diğer bilim dallarından sanata, siyasetten felsefeye hayatın her alanının yeniden tanımlamasını sağlamıştır. Evrenin makro işleyişini çözen Newton paradigması, bilimin, atom altı parçacıkları keşfiyle aşıldı; sert, nüfuz edilemez sanılan atomlardan oluşmuş dünyanın aslında akışkan olduğunu ispatladı. Bu kalıpları kıran ezberleri bozan değişimlere farklı bir açıklama getirdi. Böylece parçacık fiziği olarak ifade edilen kuantum Fiziği evrende 'katı'nın yerin akışkan "sıvı'yı koyarak tanımları değiştirdi, değiştirmeye devam ediyor… Çağın buluşu olan, bu, enerji kalıplarından oluşan atom altı parçacıkların; birbirini etkileyen, değiştiren, dönüştüren ve çaprazlayan dinamik işleyişe kuantum paradigması deniliyor. Bu, evrenin işleyişinin yasa ve kurallara göre değil, birbirini etkileyen, değiştiren, dönüştüren enerjik ve dinamik parçacıkların akıllı davranışlarıyla olduğunu gösterdi. Bilim adamlarının kuantum fiziği hakkında yazdıkları fikirlerden yararlanarak özetlediğim bilgileri ne kadar doğru ifade ettim bilmiyorum. Çünkü Fizikçi değilim. Fizikçi olan aynı zamanda siyaset erbabı olan Muharrem ince... Siyasetçi olarak sürekli gündemde kalmayı başaran Muharrem İnce Donkişotluğa mı oynuyor ne? Aşkı olan Cumhurbaşkanlığı adaylığı uğruna kendini şövalye ilan edip düşman yerine koyduğu CHP’ye yel değirmenlerine saldırır gibi yükleniyor. Merakımdandır: Fizikçi olan Muharrem İnce'nin bir şekilde kaybettiği Cumhur Başkanlığı adaylığından bugüne, tekrar adaylık için çıkışları Newton paradikmasına mı yoksa Kuantum paradigmasına mı dayanıyordu... Bilmiyorum ama Muharrem İnce bana göre; birçok faktörü birbirinden ayırıyor, etkileşimi ve değişimi yok sayarak, Donkişot gibi içinden çıktığı kalıba o kalıbın ezberleriyle saldırarak, C. Başkanlığı aşkını ilan ediyor. Bu nedenle, Newton paradigmasına göre kurumsallaşmış CHP'nin statikleşmiş, değişime kapatılmış sert ve nüfuz edilemez yapısından çıkmış Muharrem İnce sert ve nüfuz edilemez yapısıyla Newton paradigmasıyla şövalyelik yapıyor. Hâlbuki bir Fizikçi olarak Muharrem İnce'nin kuantum pardigmasyla siyaset yapmasını beklerdim. Ancak o, Newton’cu paradigmadan kuantumcu paradigmaya geçmek yerine sert ve nüfuz edilemez yapısıyla Memleket Partisini kurdu. Hele hele ülkede işsizlik, yoksulluk ve açlığın yoğun olduğu... Bu kötü gidişe dur demek için toplumun tüm muhalif kesimleriyle ortaklaşmadan başka çare kalmadığı şu günlerde İnce çıkışı Donkişotluk değil de ne? Mesut Karakoyunlu