1. Giriş ve genel hususlar
a. Değerli dostlarım ve ülkemin yüreği güzel, insan sevgisi odaklı, sağduyulu, Atatürk sevdalısı yurtsever insanları hepinize merhaba. Herkese selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Öncelikle Ulusumuzun Sevr ve Mondros antlaşmaları ile işgal edilen vatanımızın özgürlük ve bağımsızlığına, çağdaş ve demokratik bir devletin kuruluşuna giden çileli yolun ilk basamaklarından biri olan Kurtuluş savaşımızın öncesinde haklı davamızın bir demokrasi anlayışı içinde kararlarının alınmasında büyük önemi olan Sivas Kongresinin 102‘nci yıl dönümünü yürekten ve büyük bir gururla kutluyorum. Bugün büyük bir özveri ile canlarını gözünü kırpmadan feda eden atalarımız sayesinde Cumhuriyetimizin kurulmasına neden olan bu kongrenin yapılmasına vesile olan ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere emeği geçen tüm yurtsever dava arkadaşlarını büyük minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.
b. Ne yazık ki geçmişte büyük bir coşku ile kutlanan, ancak günümüzde artık tüm halkımıza unutturulmaya ve öneminin yok kabul edilerek gençlerimizin milli bilinç içinde eğitilerek duyarlı ve Cumhuriyete sahip yurtsever muhafızlar olarak yetişmesine engel olunmaya çalışılmaktadır. Aynı zamanda bizlere bu Cumhuriyeti armağan eden atalarımızın hangi zorluklar içerisinde ve büyük fedakarlıklar yaparak bize böyle insanca ve refah içerisinde yaşayacağımız bir ülke bırakılması için yaptıkları gayretleri öğrenmekten mahrum kalmaktayız. Ancak inanıyorum ki Türk ulusunun yurtsever duyarlı yurttaşlarımız karanlığa ve bizleri emperyalist ülkelerin kucağına atılmasına engel olacak, oynanan oyunları görecek ve bu tehdit ve tehlikelere karşı duracaktır.
c. Yine üzülerek belirtmeliyim ki artık gençlerimiz Kurtuluş savaşımızın başlangıcında Yüce önder Atatürk tarafından tüm dünyaya ilan edilerek yapılan bu önemli toplantı ve kongrelerde alınan genelge ve kararların hangi amaçla yapıldığı konusunda eğitim ve öğretim kurumlarında yeterli bilgi almamaktadırlar. Bu önemli günün anlam ve önemi geçmişte yazılı ve görsel basında çok önemli bir olay olarak gündeme getirilir ve etkili programlar yapılırdı. Üzülerek söylemek isterim ki bu iktidar yandaşı olan medyada yer almadığı gibi diğer kanallarda da konunun önemi derinliğine araştırılmadan kısa ve sıradan bir haber olarak geçiştirilmektedir. Bu nedenle tüm gençlerimize ve dostlarımıza Sivas kongresinin önemi, hangi koşullarda ve geleceğe yönelik hangi hazırlıkların yapıldığı konuları ile özellikle tüm dünyaya verdiği mesajlar konusunda bilgi vermek istiyorum.
2. Sivas Kongresinin önemi ve yaşanan gelişmeler.
a. Yüce önder Atatürk’ün milli mücadele ve Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olan Samsun’a çıkışı sonrasında 21-22 Haziran 1919 ‘da Amasya Genelgesinde çok önemli kararlar alınmış ve geleceğe yönelik yapılacak hususlarda çok önemli tespitler yapılmıştı. Söz konusu genelge ile “ Vatanın bütünlüğü, milletin bölünmez bütünlüğü tehlikededir “ uyarısı ile başlıyor, “ Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır “ çözüm önerisi ile sürüyordu. Ben kişisel olarak halen ülkemizde içinde yaşadığımız bu sıkıntılı günlerimizde aynen bu kararları alıp bizi uyararak, güçlü bir muhalefetin ve milli iradenin olmasını çok arzu ederdim. Aslında yüce önder Atatürk bize çözüm yolları konusunda gereken bilgileri Nutuk eserinde vermiştir. Sivas Kongresi’nin toplanma kararı, Amasya Genelgesi’nde şöyle belirtiliyordu. “Milletin istiklalini kurtarmak için, her türlü tesir ve baskıdan uzak bir milli heyetin kurulması gerekmektedir. Bunun için yazışmalar sonunda, Anadolu’nun en güvenilir yeri Sivas’ta Milli Kongre’nin toplanması kararlaştırılmıştır. Fırka (parti) anlaşmazlıkları gözetilmeksizin her sancaktan, halkın güvenini kazanmış üç murahhasın (delegenin), mümkün olan çabuklukla yola çıkarılması gerekir. Her ihtimale karşı bunun bir ‘milli sır’ olarak tutulması ve gereken yerlerde yolculuğun değişik adla ve kılıkla yapılması lazımdır. Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyetleri ve Belediye Başkanlıklarınca delegelerin seçilmesi ve yola çıkarılması hakkında, vatanseverlikle yardımcı olmanızı; onların adlarıyla yolculuk tarihlerinin telgrafla bildirilmesini istirham eylerim. “
b. Bu gelişmeler doğrultusunda Sivas şehri, 2 Eylül 2019 günü tarihinin en mutlu günlerinden birine uyanır. Sivas halkı, Erzincan yönüne doğru, erken saatlerde akın etmeye başlar. Atlı ve yaya yola çıkan Kılavuz tepesinde toplanır. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını getiren otomobillerin Seyfebeli’nden görülmesi ile Sivaslıları büyük bir sevinç dalgası kaplar. Halkın büyük sevgi gösterisinden sonra güneş batarken hep birlikte şehre girilir. Karşılamaya çıkamayanlar caddenin iki yanını doldurmuş, alkış tufanı arasında Mustafa Kemal Paşa’yı selamlar. Sivaslılar misafirleri için Mekteb-i Sultani’yi (Kongre Binası- Lise) hazırlamışlardı. Akşam onurlarına yemek verilir ve dinlenmeye çekilirler. Kongreye Mustafa Kemal Paşa dahil davet edilen 40 kişi delege olarak katılarak çalışmaya başlarlar.
c. Kongrenin başlamasıyla birlikte en önemli konular olarak milli mücadele cemiyetlerinin birleştirilmesi ve özellikle “ Mandacılık “ tartışmaları yer almıştır. Hatta Hikmet ismindeki Askeri Tıbbiye öğrencisi, Sivas Kongresi’nde öğrenci arkadaşlarının temsilcisi olarak bulunuyordu. Aralarında topladıkları para ile onu Sivas’a göndermişlerdi. Heyecanlı ve atak bir yurtseverdi. Gece, Paşa’nın odasında Hikmet Bey de vardı. Gündüz yaşanan tartışmaların etkisiyle olsa gerek titriyordu. Sanki birdenbire ateş ve heyecan kesilmiş olarak, yüksek sesle; “ Paşam, delegesi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklal davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecekler varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle ret ve takbih ederiz (kınarız). Farzı muhal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz “diye bağırdı. Bu gencin yürekten kopup gelen bu sözleri karşısında orada bulunanların gözleri yaşarmıştı. Mustafa Kemal Paşa’da duygulanmıştı. Heyecanlı bir sesle “Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin“dedi ve genç tıbbiyeli Hikmet Bey’e dönerek “Evlat müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, ekalliyette (azınlıkta) kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez. Ya istiklal, ya ölüm”. Tıbbiyeli genç yerinden fırladı ve, “Varol paşam “ diyerek, Mustafa Kemal’in elini öptü. Mustafa Kemal, kongreye aydın Türk gençliğinin ve tıbbiyenin temsilcisi olarak üniformasıyla katılan bu yiğit delikanlının alnından öptü. Ve “Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır“ dedi
d. Millî mücadele merkezi olarak Sivas’ta 108 gün çalışmak suretiyle vatanın istiklaline yönelik aşağıdaki kararlar alınmıştır.
(1) Milli sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür, birbirinden ayrılamaz
(2) Her türlü işgal ve müdahaleye karşı, millet birlik olarak kendisini müdafaa ve mukavemet edecektir.
(3) İstanbul hükümeti harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
(4) Kuvvay-ı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak temel prensiptir.
(5) Manda ve himaye kabul olunamaz
(6) Milli iradeyi temsil etmek üzere Millet meclisinin derhal toplanması zaruridir.
(7) Devletimizin bağımsızlık ve bütünlüğü saklı kalmak topraklarımızı ele geçirmek isteği olmayan herhangi bir devletin ekonomik, teknik ve sınai yardımlarını memnuniyetle karşılarız. Adaletli ve insancıl kaideleri ihtiva eden bir barışa kavuşulması da insanlığın selameti ve umumun huzuru adına milli emellerimizdendir.
(8) Aynı gaye ile vicdandan doğan cemiyetler “ Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ” adı altında birleştirilmiştir.
(9) Mukaddes maksadı ve umumi teşkilatı idare için Kongre tarafından bir Heyet-i Temsiliye seçilmiştir.
e. Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye , 2 Eylül 1919 günü geldikleri Sivas’ta 108 gün kaldıktan sonra, 18 Aralık 1919 günü Ankara’ya hareket etmişlerdir. Bu 108 gün boyunca Sivas Millî Mücadele merkezi olmuş, Sivaslılar bütün içtenlikleri ile bu kutlu konuklara ev sahipliği yapmış ve önemli birçok tarihi olay bu süreçte yaşanmıştır.
2. Sivas Kongresinin sonuçları ve alınması gereken dersler
a. Sivas’ta 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında yapılan Sivas Kongresinden biz duyarlı, yurtsever ve Atatürk sevdalısı yurttaşların çıkarması gereken sonuçları sıralarsak;
(1) Bütün ulusal dernekler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirildi. Bu sayede milli ve birlik ve beraberlik sağlandı. Manda ve himaye düşüncesi reddedilerek, ulusal bağımsızlık düşüncesi benimsendi. Bu kararla ulusal egemenliğin ve bağımsızlık ruhunun kalplerde sürekli yaşayacağı ve Anadolu’nun her türlü direnişe hazır olduğu bütün dünyaya duyuruldu.
(2) Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin açılmasına zemin hazırlandı ve Misak-ı Milli kararlarına öncülük etti. Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında seçilen on altı kişiden oluşan Temsilciler Kurulu siyasi mücadelenin yönetimini üstlendi. Sivas Kongresi ve Temsilciler Kurulu, TBMM iktidarı ve Cumhuriyet rejimine geçişin kurumu oldu.
(3) İrade-i Milliye gazetesi çıkarıldı ve bu gazete ulusal mücadelenin yayın organı oldu. Alınan kararlar, demokratik ve milli bir devletin habercisi oldu. Ayrıca 9 Aralık 1919’da Milli mücadelenin tek kadın derneği olan “Sivas Anadolu Kadınları Müdafa-i Hukuk Vatan Cemiyeti “kuruldu.
(4) Yürekli bir şekilde alınan ve büyük bir azimle uygulanan bu kararlar sonucunda kesin bir zafer elde edildi ve demokratik, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu gerçekleştirildi.
b. Sivas kongresinde yaşanan olaylar ve alınan kararlar bizlere bugün yaşanan sorunlar için çok önemli örnekler olmalı ve dersler çıkarmalıyız. Yaklaşık 100 yıl sonra yaşadıklarımızı görünce ve Atatürk’ün Cumhuriyeti koruyup kollaması için görev verdiği Kuvvay-ı Milliye ruhuyla kurulmuş kahraman ordumuzun ve devletimizin düşürüldüğü durumu görünce kahrımdan her geçen gün eriyorum ve üzülüyorum. Bunun yanında hiçbir şey yapamamak ve bazı yurttaşlarımızın gaflet ve dalalet içinde bulunması ve özellikle bu son derece üzücü gelişmelere karşı duyarsızlığı bizleri kahrediyor. Şimdi soruyorum ben de Atatürk sevdalısıyım diyen dostlarım atalarımızın yaklaşık 100 yıl önce yaptıklarını bugün yapabilir misiniz? Sadece günlük kutlamalar ve sosyal medyada ATATÜRK ile ilgili paylaşımlar yaparak bu sorumluluktan kurtulamayız.
c. Eğer biz Atatürk Sevdalısı yurtseverler durumdan vazife çıkarıp, duruma müdahale etmezsek ve tüm ulus olarak kendi kişisel çıkarlarımızı düşünmeden akıl ve bilimi kullanarak ve de birlik ve beraberlik içinde kenetlenerek bu duruma engel olmazsak ve kısaca Atatürk’ün yaptıklarını yapmazsak korkarım ki tüm kazanımlarımızı kaybedeceğiz. Yüce önder Atatürk bize nutuk eserinde görevlerimizi verdi. “Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
d. Ben tüm dostlarımı, gelecek kuşaklarımızı düşünerek atalarımız gibi duyarlı olmaya davet ediyorum. Ayrıca Atatürk sevdalısı duyarlı ve yurtsever herkesin okullarda eğitim programlarından çıkarılsa bile çocuklarını ve torunlarını bilinçlendirme bağlamında onlara doğum günü vb. önemli milli bayram günlerinde bu konularda yazılmış resimli kitaplar, Nutuk ile Turgut Özakman’ın Kurtuluş ve Cumhuriyet filmlerinin kitapları ve CD. lerini hediye etmelerini veya birlikte izlemelerini öneriyorum. Anıtkabir ve diğer Kurtuluş savaşımızla ilgili tarihi yerlere düzenlenen gezilere katılmalarını öneriyorum. Onlarla bu konularda sohbet etmelerini özellikle istiyorum. Saygılarımla esen kalınız.
Tarihçi, Yazar ve E. Albay Kemal KARAKUZEY