1. Genel konular
a. Değerli dostlarım ve yüreği insan sevgisi odaklı, Atatürk sevdalısı yurtsever kardeşlerim hepinize selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Tüm dünyada salgın hastalık nedeniyle tüm insanlar büyük bir korku ve endişe ile evlerinde kalmaktadırlar. Ben de bu bağlamda ülkemizde yaşanan siyasi, ekonomik ve sosyal alanda yaşanan sorunların çözümüne yönelik evde yararlı bir şeyler yapmak bağlamında tüm dostlarımızla iletişim kuruyor ve yapılması gereken faaliyetler konusunda düşüncelerini öğreniyorum.
b. Tüm yurttaşlarımızda bir korku, endişe ve özellikle halen sahip olduğu maddi ve manevi değerlerin kaybedileceği korkusu hakimdir. Gerçekten bu çok üzücü bir durumdur ve duyarlı yurttaşlarımızın ülke sorunlarına karşı coşkulu bir şekilde onurlu duruşunu yok etmektedir. Bu nedenle bize yaklaşık 100 yıl önce hayatlarını feda ve tüm özgürlüklerinden feragat ederek bu günleri armağan edenlerin kemiklerinin sızladığını düşünüyorum. Bizler neden onların yaptığı fedakarlıkları gelecek kuşaklar ve yavrularımız için yapamıyoruz. Sadece günlerimiz şark(doğu) kültürünün ve nemelazımcılık duygusunun olumsuz etkisiyle geçmişimizle övünmek ve önemli günlerde kutlama ve etkinlik yapmakla geçmektedir. Ancak bunlar milli hedeflerimize ulaşmamızda ve Cumhuriyetimizin bekasına yönelik tehditleri önlemek için yeterli değildir.
2. Konuya ilişkin gelişmeler
a. Bu doğrultuda araştırmalar yaparken yüce önderimiz Atatürk’ün Nisan ayında yaptığı devrim ve yeniliklere gözüm ilişti ve sadece çok önemli olanları sizlerle paylaşmak istedim. Bu devrimlerin bir sentezini yaptığımızda bize çağdaşlaşma ve batılılaşma bütünleyici ilkesi doğrultusunda çağdaş uygarlık seviyesine ulaşarak laik ve modern bir Türkiye’nin temelleri atılmıştır. Bugün günümüzde kadınlarımızın katledildiği, aşağılandığı ve horlandığı bir düzene doğru sürüklenen bir ortamda Anayasamızın şeriatçı ve gerici bir düzene sokulması çabaları biz ATATÜRK sevdalılarını kahretmektedir.
* 3 Nisan 1930 Türk kadınına yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanındı.
* 8 Nisan 1924 Şeriat mahkemeleri kaldırılarak yerine laik mahkemeler kuruldu.
* 10 Nisan 1928 LAİKLİK GÜNÜ... Anayasadan din devletini çağrıştıran maddeler kaldırıldı.
* 15 Nisan 1931 Türk Tarih Kurumu kuruldu.
* 17 Nisan 1940 Köy Enstitüleri kuruluş yasası kabul edildi.
* 20 Nisan 1924 Yeni Anayasanın kabulü
* 23 Nisan 1920 TBMM. açıldı
b. Değerli dostlarım yaşamı boyunca yaklaşık 5800 kitap okuyan ve 1981 yılında BM. UNESCO tarafından doğumunun 100'nci yılında son yüzyılın en büyük devlet ve siyaset adamı seçilen atamızla gurur duyuyoruz. Bu bağlamda Antalya'mızda çok aydın ve onurlu Atatürkçü Düşünce Sistemi ve ilkelerini benimsemiş kadınlarımızın içine kapanıp siyasetin olumsuz olduğu düşüncesiyle uzak durmasını uygun bulmuyorum. Çok iyi biliyorum ki iki buçuk milyon nüfusa sahip Antalya’mızda siyasetin çirkin yüzünü bahane ederek ülkesine siyasette çok kaliteli hizmet edebilecek çok donanımlı, eğitimli, sosyal alanda iyi ilişkiler geliştirip projeler üretecek kadınlarımız bu alandan uzaklaşmaktadırlar. Bu nedenledir ki siyaset liyakatli olmayan ve kişisel çıkar için siyaset yapan zübüklerin eline kalmaktadır. Siyaset akıllı, bilgili, cesur ve liyakatli insanların yapacağı onurlu bir görevdir. Günümüzde siyasetçinin halkımız nezdindeki durumu son derece olumsuzdur. Lütfen cesaretli olunuz. Nasılsa bir gün bizler de bu dünyadan göçüp mezara gideceğiz. Korkmadan geleceğimiz kuşaklarımız için çok yararlı işler yapabiliriz. İstiklal marşımız “ KORKMA “ diye başlıyor değil mi yoldaşlarım.
* Siyasetin genel anlamıyla tanımını yapacak olursak “ Herhangi bir konuda izlenecek yol, yöntem, usul ve tarz “ demektir. Belirlenen faaliyetlerde proje ve seçenekler üretmektir. Siyaseti eğitimli, bilgili ve donanımlı insanlar üretebilirler. Hatta bazı insanlar politika ile siyaseti ayrı olarak görürler. Politika siyasetin Yunancasıdır. POLİ çok demek, TİKA ise düşünce demektir. Tam olarak çok seçenekli düşünce demektir. Kısaca siyaseti akıl ve bilimi kullanan, insan sevgisi odaklı, liyakatli ve projesi olan insanlar yapmalıdır. Siyaset para kazanmak ve zengin olmak için yapılmamalıdır. İnsanlığa hizmet ederek , kendini mutlu etmek için yapılmalıdır.
* Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye mahkûm olmaktır …. Platon (EFLATUN)*
4. Sonuç olarak;
a. Değerli dostlarım gerek konferanslarımda gerekse ülkemizin ve Cumhuriyetimizin bekasına yönelik sorunların çözümü konusunda yurttaşlarımız içerisinde yaptığımız çalışmalarda ve önerilerde ne yazık ki çok büyük bir ilgisizlik ve duyarsızlık var. Benim Atatürkçülük konferanslarıma davet ettiğim Atatürkçü olduğunu söyleyen genelde insanlar " aman komutanım benim çocuğum var ve iş arıyor. Ben particilik vb. faaliyetler yapmayı sevmiyorum. Partideki insanlar ve yöneticiler kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Atatürk'ü kullanıyorlar. “ vb. son derece çirkin ancak haklı olarak yerinde ve endişe taşıyan sözler kullanıyorlar. Ben de onlara “ Bu konuların çoğunda haklısınız. Gerçekten Atatürkçü, ahlaklı ve ilkeli olması gerekirken son derecede kötü bir durumdayız. Hatta kişisel çıkarı için partide olanlar var, Atatürk’ü de bu çıkarlar için kullanan ancak Atatürk’ün ilke devrimlerinden habersiz birçok parti yöneticisi de var ve ben de bunları kabul ediyorum. “ diyorum.
b. Aslında biz sağ duyulu yurtseverler , Atatürkçü düşünceyi benimsemiş partilere üye olup partide yararlı ve liyakatli partili üyelerin çoğunluğunu sağlamalı ve bu çirkin davranışları yapanları yok edip partiye dürüst, liyakatli ve yüreği güzel insanların gelmesini sağlamalıyız. Bu üzücü durum yüreği insan sevgisi dolu, duyarlı ve sağduyulu Atatürk Sevdalısı yurttaşlarımızı çok üzmektedir. Halbuki İstiklal savaşımız ve Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar yaşadıklarımızı ve yapılan fedakarlıkları hatırlamak yeterli olacaktır. Bize bu Cumhuriyetimizi armağan edenler özellikle kadınlarımız çok büyük acılar ve bedeller ödediler. Örneğin Kurtuluş Savaşımızda kış günü üç aylık çocuğunu sırtına dolayıp cepheye mermi taşırken donarak şehit olan “ Şerife Bacı “ ‘nın yaptığı bu özveriyi bugün yapacak birini bulmak pek olanaklı değildir. Bu bağlamda Platon’un bu değerli sözü çok önemlidir. Bizler de bu milli bilinç sayesinde çok çalışmalı ve halkımızı aydınlatmalıyız. Herkese selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Tarihçi, Yazar ve E. Albay Kemal KARAKUZEY