Düşman güçleri tarafından işgal edilmiş bir ülke...  Silahları alınmış, orduları dağıtılmış,    saraya sıkışmış, kendi şekli varlığını korumak dışında bir seçeneği düşünemeyen bir saltanat.. 600 yıllık bu saltanatın en çaresiz olduğu bir an... Genç bir Osmanlı subayı olarak, Mustafa Kemal, İstanbul Boğazına demirlemiş, işgal güçlerinin donanmasına bakarak; "Geldikleri gibi giderler!" diyebiliyor. İşte bu.. ÇOCUKÇA BİR HAYALDİ! Kafkaslardan Trablusgarp’a, Yemen'den Çanakkale'ye savaşlarda telef olmuş, yorgun düşmüş, yoksul kalmış; açlık, kıtlık ve salgın hastalıklarla hayatta kalma mücadelesi veren bir milleti tekrar örgütleyerek düşmana karşı koyma fikriyle Anadolu'ya geçme kararı... Bu da. ÇOCUKÇA  BİR HAYALDİ!. Amasya Genelgesi'nde şekillenen milli mücadelenin programında; Tek adamın yani padişahın her şeye muktedir olduğu, biat ve itiatın hakim olduğu bir toplumda milleti söz sahibi yapan; "Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. 23.04.1920 milli mücadeleyi kişileştirmekten çıkarmak, üstü kapalıda olsa ilk defa ulusal egemenliğe dayalı bir devlet rejimine geçileceğinden bahsetmek; İşte bu da, o gün için, ÇOCUKÇA BİR HAYALDİ!  Erzurum ve Sivas kongrelerinde Gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya koyarak, 17 kişilik temsil heyetiyle Ankara'yı karargâh kabul eden kararı almak; Bir başka ÇOCUKÇA BİR HAYALDİ! 102 yıl önce bugün düşman işgali altındaki Anadolu ve Rumeli topraklarında,  önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatacak ve Cumhuriyete giden yolda adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni oluşturma fikri; Bu da ÇOCUKÇA BİR HAYALDİ! Çocukça hayaller bir bir gerçekleşti. Cumhuriyet ilan edildi, tek otorite padişaha kulluktan yurttaşlığa geçildi, demokrasinin önü açıldı. Bu nedenle, Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiği çocukça hayallerinin sembol mekanı olan TBMM’nin açılışını çocuklara armağan etmesi sıradan bir karar değildi; çocukça hayallerin küçümsenmemesini ve de çocukların hayallerinin geleceğin inşasında önemini ifade etmek içindir. Bunu anlamadık,  "bugün 23 Nisan, neşe doluyor insanın ötesine geçemediğimiz için çocuklarımıza bu anlamda yeterince bilinç aktaramadık, anlatamadık. Bu süreçte tüm bu kazanımları sindiremeyen karşıtlara zemin hazırladık, iktidar olmalarının önünü açtık. Bir de baktık ki.. Cumhuriyet ayağımızın altında kaymaya başladı. Bu büyük hatamız yüzünden bugün tarihi tersine çevirmek isteyenlerin nafile dayatmalarıyla.. ülke, tekrar biat ve itaat toplumuna dönüştürülmek için zorlanıyor. Akıl ve bilime dayanmayan bu zorlama yöntemi geleceğimizi karartarak dayatanlar,  özgürlükleri yok ederek aslında kendi içlerindeki çocukları katlediyorlar, farkında değiller. Çocukça hayalleri olmayanların, çocukların sınırsız hayallerine ezberlerle engel koyanların güzel bir gelecek inşa etmeleri mümkün mü?   23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun!   Mesut Karakoyunlu