Almanya’da ve birçok Avrupa ülkesinde, Hristiyan demokratlar iktidar oldukları zaman, sosyal demokratlar ve sosyalistler rejim kaygısı taşımazlar. Bilirler ki, muhafazakâr iktidar, toplumu bir arada tutan değerlerle oynamaz, hatta o değerlere saldıran Nazi kalıntılarına, yakın tarihten aldıkları dersle karşı dururlar. Toplumda korku ve panik yaratacak, ayrışma ve ötekileştirmeyi keskinleştirecek radikal kararlardan kaçınırlar. Çünkü ayrımcı politikalarla; toplumu barış ve huzur içinde yönetemeyeceklerini tarih onlara çok acı bir şekilde öğretmiş, yanlışlarla yüzleştirmiştir. Parti adları, dinsel kimliği ifade etse de, siyasetlerinde bu kimliğin hiç yeri yoktur, ideolojik olarak izledikleri “merkez sağ” çizgi ekonomideki kararlarını yönetir. Seçimlerde, iktidarda kalmak için; tehdit, şantaj, baskı, korku salma, kamunun olanaklarını sonuna kadar kullanma gibi siyasi etik ve hukuk dışı yollara başvurmazlar. Böyle bir niyetleri olsa bile sistemin kendini koruma refleksi, toplumsal baskıyı tetikleyerek, bunu engeller. Bunu bildikleri için seçimler demokratik ve eşitlikçi bir rekabet ortamında gerçekleşir. Bu nedenle, Avrupa Birliğine katılıp katılmama bir yana, AB’nin temel değerleri olan; özgürlük, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hoşgörünün ülkemizde yaşam bulmasını kim istemez? Bülbülü altın kafese koymuşlar "ah vatanım" demiş, çünkü onun vatanı özgürlük.  İnsanlar, vatan bildiği topraklarda demokrasi yoksa, özgürce kendini ifade edemiyorsa, insan hakları çiğneniyorsa, hukuk adalet dağıtamıyorsa, sadece biat ve itaat edenlere yaşam hakkı tanınıyorsa… Demokrasi, eşitlik ve özgürlük peşine takılırlar. Çünkü bu kavramlar, onlar için vatanlaşmıştır. Neden? Batı ülkelerine, Afrika'dan, Ortadoğu'dan, Afganistan'dan, Pakistan’dan  akın akın göç var, hem de ve ölümü göze alarak! Ve de özellikle son yıllarda, neden,  Türkiye'den doktorlar, mühendisler, iyi yetişmiş kariyer sahibi bir çok insan yurtlarını, analarını, babalarını arkada bırakarak gelişmiş ülkelere göç ediyorlar!? İnsanı değerli kılan değerlerin yerini yolsuzluk, yağma ve talan aldıkça, bir avuç insanın refahı için milyonları baskı altında tutan düzen kendini korumak adına ülkeyi feda edebilecek duruma geldiği için... O zaman, ülkemiz, terkedilecek bir ülke mi olacak! Ülkemizde de insanın insanca yaşamak istediği, ülke özlemini taşıyan insanlar hâlâ var, tıpkı Atatürk gibi düşünen... "Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini" diyen Atatürk'ün Cumhuriyetinde... Gençlerin, meslek örgütlerinin, kadın örgütlerinin baskıcı iktidara karşı gösterdikleri bitmeyen tepki ve direnç bunu kanıtı değil mi? Özgürlük ve demokrasi özlemi Batı'yı özendirse de " bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini" Çünkü diyalektik; eskiyen gider yerine yenisi gelir, diyor. Mesut Karakoyunlu