Bundan iki yıl önce, İstanbul'da yaşarken güneşli bir hafta sonu...
Mart güneşinin ısısıyla denizin yosun kokusunun yoğun hissedildiği Maltepe sahildeyim.
Kıyı güzel havayı görüp dışarı çıkanlarla doluydu.
Biz de İstanbul'daki bazı dostlarla sahilde buluştuk.
Farklılıkların harmanladığı İstanbul'da kıyafetleriyle farklı yaşam biçimlerine sahip olduğu anlaşılan, başı kapalı/açık, tesettür/dekolte giyimli kadınların genç kızların iç içe, birlikte, yan yana, kol kola, samimi bir ortamda oturup konuşmaları, el el tutuşup gezmeleri, siyaseten yaratılan ayrıştırma ve düşmanlaştırmaya değer vermediklerini gösteriyordu.
Biri başı örtülü, diğeri beline inen saçları örülü iki yeni ergen genç kız, el ele tutuşmuş vaziyette, birbirlerine bir şeyler anlatarak önümüzden geçtiler, kıyı beton bariyeri üzerine, arkalarına adaları alıp selfi yaptılar, arkadaşlıklarını ölümsüzleştirmek istermiş gibi...
Hep söylediğim; Anadolu, farklılıkların kardeşleşmesini sağlayan mucizevi bir mayaya sahip.
Bir ara düşmanlaştırdıkları başı kapalı, başı açık genç kızlarımız, kadınlarımız, kardeşleşerek ayrıştırma çabalarına katılmıyorlar artık eskisi gibi...
Dini kullanarak, Allah adıyla siyaset yapanların gerçek yüzleri deşifre oldukça... Laik kesim de sekülerleşerek gelenekseli olağan görmeye başladıkça… Başı açık veya kapalı kardeşleşmeye engel olmaktan çıkıyor, bunu gözlemleyebiliyorum.
Çünkü inanç üzerinden ayrıştırmanın, ötekileştirmenin, kâfirleştirmenin zirve yaptığı şu seçim süreci bile kardeşleşme görüntülerinin çoğalmasını engelleyemiyor.
Aynı sokakta, aynı mahallede yaşayan; komşu, akraba, hısım, aynı okulda okuyan, aynı işyerinde çalışan kadınlar kızlar, kıyafet tercihleri farklı da olsa birbirlerini olduğu gibi kabul ediyorlar, kardeşce yaşamanın kendilerini daha huzurlu kıldığını deneyimleyerek öğreniyorlar.
Bu arada ayrıştırıcılar boş durmuyor, provakatör donanımlı trol birlikleri oluşturmaya başladılar. Tetikçi niteliğindeki; lümpen, serseri ve torbacı tipleri kullanarak suikastlar düşünüldüğü konusunda ciddi iddialar haberlere konu oldu.
Şayet toplumun genelinde kabul görmeyen bu yoz,çürük tipleri kaos yaratmak için kullanacaklarsa işleri zor demektir.
Çünkü; Anadolu kültürünün birlikte barış ve huzur içinde yaşamayı öngören sağduyu mayası karşısında çürük mafya mayası tutmayacaktır.
Mesut Karakoyunlu