İdamların parlamentoda onaylanmasında çaba harcayan Süleyman Demirel’le yan yana siyaset yapan, yaşayan hukukçu/siyasetçi Hüsamettin Cindoruk, bugün diyor ki; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamı; "Tarihi bir yanlıştı."
İdamın ardından yapılan hukuki tartışmalarda da bu kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğu konusunda ortaklaşıldı, isnat edilen suçların idamı gerektirecek suçlar olmadığı şeklinde bir kanaat vicdanlara hakim oldu.
Bu gençler, anti Amerikancı, antiemperyalist ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Tam bağımsızlık şiarı için mücadele veriyorlardı, bunu engelleyenlere muhalefet ederek...
Asılırken bile "Tam bağımsız Türkiye!" diyerek, verdikleri bu mücadeleyi en yalın şekilde özetlemişlerdi.
Bugün yaşadığımız siyasi ve ekonomik krize nasıl geldik? Sorusunun yanıtı, bu mücadelenin neden idamlarla engellendiğinin cevabını da içinde barındırıyordu.
İdamların temel amacı, üç genci yok etmek değildi, gençliğin yeşeren ve Türkiye'de karşılık bulan bağımsızlık hayallerinin gerçekleştirilemez olduğunu göstermekti.
Bu, tam bağımsız Türkiye hedefinin yerine, ABD ittifakı ile yürütülecek emperyalist bir düzen oluşturma süreci 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile Bizim çocuklar başardı noktasına taşındı. O çocuklar, dediğime bakmayın koca koca generaller, Türkiye'yi Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık hedefinden uzaklaştırıp, aşama aşama 2002'ye kadar AKP iktidarına giden yolların taşlarını, bağımsızlık mücadelesi verirken yere düşen bedenler üzerine döşeyerek bu günlere geldiler.
6 Mayıs 1972 yılında siyasi bir kararla halkın özgür iradesi, yiğit üç gencin cisminde katledildi.
Darağacındaki üç fidanımızı bu nedenle unutmadık unutturmayacağız.
Mesut Karakoyunlu