Sabah Gazetesi başyazarı Mehmet Barlas bugünkü yazsında bakın ne diyor: "Baksanıza Fransa'nın Macron'u bile "Barış Pınarı"na dil uzatmaya yeltenmiş.
Şeytan şöyle de diyor: -Ey Macron! Sen bizimle uğraşacağına ortaokuldayken iki çocuklu ve senden 26 yaş büyük olan öğretmenine âşık olup evlenmemeyi akıl etseydin daha hayırlı olmaz mıydı?" Macron' a da şeytan şöyle de dese; "Ben kendimden 25 yaş büyük bir bayanla evlendim, reşit olmayan bir çocukla evlenmedim.
Sizin ülkenizde cinsel taciz ve tecavüze uğrayan mağdur reşit bile olmayan küçük kız çocuklarının fail ile evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesini öngören af tasarısı gündeme getirilmedi mi?
Söz konusu düzenleme bir cezasızlık hali olduğu gibi çocuk istismarcılarına ve erken yaşta evlilik yanlılarına cesaret ve teşvik sağlamaktadır.
Çocukların evlendirilmesi her koşulda suçtur.
Siz, benim ve eşimin yaş sevgiyi esas alan rızalı evliliğimizi dilinize dolayıp özel hayatın masumiyetine dil uzatma densizliğinden kurtulup, daha oyun çağındaki çocukları 20,30,40 yaş büyükleriyle evlendirmeyi meşrulaştırma utancından, ayıbından ve de suçundan kurtulmaya bakın!" Reise yaranmak için ülkemizin yarasını büyüten havuz medyası gladyatörleri aslında beslendikleri iktidarın ömrünü kısaltıyorlar bana göre...
Boş yere dememişler: ''Kendi ayıbını örtmek isteyen başkalarının yüzüne kara çalar." diye…
Mesut Karakoyunlu
Not: Bugün, kadına şiddet ve çocuk taciz ve tecavüzlerin gündem yaratmaya devam etmesi nedeniyle 23 Ekim 2019 tarihinde yazdığım bir yazımı paylaşmak istiyorum.