Seçimler yaklaştıkça, siyaset, Cumhur İttifakının liderlerinin kışkırtıcı nefret diliyle daha bir gerginleşti. Bu gerginlik üzerine, yalan ve iftiralarla zehirlenen bazı kesimler, Erzurum'da, bir avuç torbacı, kavgacı, çorbacı maganda ve lümpenin sokağa dökülmesiyle olayların içine çekildi. Güvenlik güçlerinin sesiz kalması sonucu, bu grubun İmamoğlu'nun konuşma yaptığı seçim otobüsüne taşlı saldırısıyla kaotik bir ortam yaratıldı. Bazı kamu yetkilileri tarafından, İmamoğlu'nun bir provokasyonu olarak anlatılan olaylar, tarafları birbiriyle çatıştırmak ve kaosu kentin geneline yaymak için kullanıldı. Birlikte yaşama kültürünü acılarla deneyimlemiş Anadolu halkı, düşmanlaştırma ve hainleştirme tahriklere olmasa farklı tercihlere rağmen birlikte yaşama bir kültüre sahip bir toplum. Bu nedenle Erzurum'da prova edilen kaos provokasyonu muhalefetin sağduyusu ve şiddet karşıtı açıklamalarıyla tek taraflı kaldı ve tam amacına ulaşamadı. Ulaşsa ne mi olurdu? Bu olay Erzurum’la sınırlı kalmaz tüm ülkeye yayılırdı. İstenen de zaten buydu! Tıpkı internette dolaşan aşağıdaki iletide olduğu gibi.. Alıntı ileti şöyle; "Gidin bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın. Daha sonra bir başka topraktan 100 tane bildiğimiz siyah karıncayı alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun.  İlk başta hiçbir şey olmayacaktır. Daha sonra kavanozu elinize alın, oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine koyun. Kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz.  Kırmızı karınca bunu yapanın siyah karıncalar olduğunu düşünürken siyah karıncalar bu kaosun nedeni olarak kırmızı karıncaları görmektedir. Oysa çok iyi bildiğiniz üzere kaosun asıl nedeni sizin ellerinizdir nedenle günümüzde gerek sosyal medya aracılığıyla gerekse de başka ortamlarda normalde hiç tanımadığınız insanlarla tartışacak ya da kavga edecek bir duruma geldiğinizde kendinize hep şu soruyu sorun lütfen;  "Kavanozu sallayan kim?" Toplumda sağduyuyu hakim kılmak için bu soruya odaklanmak zorundayız,  aksi; iki taraflı bir çatışma ile yaratılacak kaos elimizdeki demokrasinin elimizde kalan son kalesi sandıkta hayal olacaktır. Karıncalardan farkımız aklımız ve sağduyumuzdur. Şiddete karşı olmak, mücadeleden kaçmak değil ısrarla sandığı savunarak yapılacak meşru bir direniştir. Mesut Karakoyunlu