Genetik miras kolay değişmiyor ama hızla değişen zaman tercihleri değiştiriyor, yeni tarzlar üretiyor, yeni fikirler sunuyor ve hatta parçalanmaz bilinen atomu bile parçacıklara ayırararak, parçacık bilimi olan quantum un önünü açıyor.
Bunu yaşadığım sıradan bir olaya bağlayarak yaşamın diğer alanlarına açmak istiyorum.
Bundan iki yıl önce İstanbul'da bir AVM giysi mağazasındayım. Almak için pantolonlara bakıyorum. Tüm modeller dar paça...
Şaşkınlığımı satış görevlisine; "Ne oğlum bu, baktığım pantolonların paçalarının hepsi düdük gibi..." diye bir ifade kullandım.
Satış görevlisi genç, benim şaşkınlığıma karşın alabildiğine doğal bir şekilde, "Amca, sizin gençliğinizde de pantolon paçaları o kadar genişmiş ki, yürürüken süpürge gibi yerleri temizliyormuş." dedi.
Haklı söze ne denir, "doğru" demekten başka...
Ben de öyle yaptım.
Genetik miras olan kişilik yapımız pek değişmiyor ama değişen zaman içinde yaşam biçimimiz, düşüncelerimiz ve tercihlerimiz ve dün doğru bildiklerimiz değişiyor.
Değişime ayak uyduramayanlar, yeni durumlar karşısında yeni davranışlar üretemeyenler, elenip kayboluyor.
13. Yüzyılda Mevlana bu tespiti, "Dün dünde kaldı cancağazım, bugün yeni şeyler söylemek lazım." diyerek yapmış.
Ne yazık ki ön yargılardan kırmak, önyargıları besleyen dinci anlayışın egemenliğini kırmadan mümkün görülmüyor.
Ah ah! Biat ve itaat kolaycılığına yatırılan beyin tembelliğinden toplumumuzu kurtarabilseydik, günümüzde cehaletin ülkemizi yönetme talebi karşılık bulur muydu!?
Mesut Karakoyunlu