Son günlerde gazeteci, siyasetçi, aydın, demokrat, çevrecilere yönelik şiddet ve saldırılar karşısında devletin ve yöneticilerin aldığı tavır, bu şiddet ve saldırıları teşvik eder hale geldi.
Sayın Cumhurbaşkanın R.Tayyip Erdoğan'ın, İyi Parti Gn. Başkanı M.Akşener'e sözlü saldırı üzerine "Bunlar iyi günler, daha neler göreceksiniz" şeklindeki açıklaması, devlet nedir, nasıl olmalıdır, sorgulamasını gündeme getirmiştir.
Antik çağdan günümüze "Devlet" üzerine çok şey söylenmiş her çağın devlet tanımı döneminde yazılan kitaplarda yerini almıştır.
Çağdaş olmamasına rağmen günümüzün devlet tanımına uyumlu tanımı yakalayanlardan biri de Şeyh Edebali olmuştur.
Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında yaşamış bir İslam ilahiyatçısı-din bilginidir. Ahi şeyhi olan Edebali, Osman Gazi'nin kayınbabası ve hocasıdır. Osmanlı Devleti'nin fikir babası Edebali; "insanı yaşat ki devlet yaşasın" diyerek bugün ulaşılan insan hakları çerçevesinde kabul gören "devlet insan içindir" değerini 13. Yüzyılda ifade etmiştir.
İnsanı merkeze alan demokratik Cumhuriyette devlet halkına hizmet eden kurum ve kuruluşlardan oluşur. Bu tip devletlerde bireylerin hak ve görevleri vardır. Bu kurum ve kuruluşlarda görev alanlar o devletin yurttaşlarının hizmetkârlarıdır. Görevi yerine getiren vatandaşa haksızlık yapılır, şiddet uygulanırsa, şikâyet halinde devlet bu memurlar hakkında soruşturma açar, suçluluğu sabitlenirse gerekli cezayı verir. Devlet bu durumda vatandaşın yanında yer alır, caydırıcılık adına…
Bu bilincin aşındırıldığı otokratik yönetimlerde devlete karşı bireylerin hakları yok sayılarak sadece görevleri dayatılır. Bu anlayış kurumsallaştıkça, kanuni sorumlulukların yerini keyfiyet alır, devletin memuru kendini devlet gibi görmeye başlar. Böylece vatandaş üzerinde yaratılan zulüm devleti ceberutlaştırır. Artık devlet halkın devleti olmaktan çıkmıştır. Devletin memuru kendini devlet gibi görmeye başlamıştır.
"Yat" dedi mi yatacaksın…"kalk" dedi mi kalkacaksın...ağzını kapa dedi mi susacaksın...itiraz edecek olursan, şiddet göreceksin..direnecek olursan da devlete karşı gelmiş olacaksın ve içeri atılacaksın... Devlet bu yapıda devletin memuru yanında yer alır ki hak arama yaygınlaşmasın, yurttaş kul olsun, otorite sürsün diye...
Biri otokratik diğeri demokratik iki devlet yapısından söz ettim.
Hangisinde yaşamak istersiniz desem, bazı anketlerde benzer sorulara verilen yanıtlara bakarak %80'i demokratik devleti tercih edecektir, çünkü akıl ve ülkemizin demokratik birikimi bunu vaaz eder.
Önümüzdeki seçimler, otoriter devlet isteyenlerle demokratik devlet isteyenler arasında geçecek.
Mesut Karakoyunlu