Daha dün, ülkesini savunmak için savaşa katılacak bir Ukraynalı babanın ailesiyle vedalaşırken bir videosunu haber kanallarında içimiz acıyarak izledik.
Savaşmak zorunda kalan bir babanın çocuğuna sarılışında, onu öpüşünde, saçlarını okşayışında, dökülen gözyaşlarında nasıl çocuklaştığını, çocukluğa sığındığını gördük.
Yaşananlarla ilgili hiçbir sorumluluğu olmayan ve bunun acısını yüreğinde hisseden çocuğun ve çocuklaşan babanın görüntüleri hepimizi duygulandırdı.
Çünkü;
Saflığı, temizliği, sevgiyi ve içtenliğin temsil eden çocukluk; büyüklerin, içine düştükleri samimiyetsiz, ikiyüzlü, acımasız ve saldırgan ortamdan sıyrılmak için sığındıkları bir limandır.
Cemal Süreyya bir şiirinde bunu şöyle ifade eder:
"Çocuk Olsam Yeniden
Çocuk olsam yeniden..
Bir tek düştüğüm için acısa içim
Ve kalbim; çok koştuğum için çarpsa sadece..."
Fazıl Hüsnü Dağlarca şöyle der aşağıdaki dizelerde:
"Çıkamaz çocukluğundan dışarı;
Kimse.
Kardeşliğimiz bundandır,
Mavi sularla binlerce yıl."
Ünlü ressam Pablo
Picasso’ya göre sanatçı, insanlığın değerlerini ve böylece çocukların geleceğini yok eden savaşlara karşı duyarsız kalamazdı.
Bu duyarlılığı öyle anlatmalıydı ki izleyenleri
Bu nedenle yılların çalışmasıyla deneyimlediği yeteneğini bir çocuğun çizebileceği basitliğe ve yalınlığa indirgemek için büyük çaba harcar.
Picasso'nun en tanınmış yapıtı, Alman hava kuvvetlerinin İspanya'da Guernica kasabasını bombalamasını anlatan Guernica adlı eseridir. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine,
"Bu resmi siz mi yaptınız" diye soran bir Alman generaline, bir çocuk saflığıyla,
"Hayır, siz yaptınız" cevabını vermiştir.
Çünkü bu resimdeki insan ve hayvan figürleri; acı, hüzün ve savaşa karşı duyulan nefreti yansıtmaktadır.
Savaşlar, içimizde çocuğu öldürmese, elimiz tetiğe varmaz. Savaş baronları savaştıracak asker bulamaz.
Bu yüzden yazarlar, şairler, tüm sanatçılar, çocukları içlerindeki çocuğu korumak için savaş karşıtı yapıtlar ile öne çıkıyorlar, çocuğu korumak insanlığın değerlerini korumak diyerek...
Mesut Karakoyunlu