Seçim sürecine girmiş olan ülkemizde iktidar, 20 yıllık ülke yönetiminde ilelebet kalmak için akla hayale gelmeyecek engeller üretecektir.
Seçim sathı mahalline resmen girilmeden, iktidar ortaklarının kullandığı, muhalefeti düşmanlaştırıcı dil, bunun açık kanıtı.
Ne var ki nefret dili, bu dili kullananları bir çıkmaz sokağa çeker.
Tarihte bunun örnekleri çok. Ama ben küçük bir kasabada yaşanan belediye başkanlığı seçiminde yaşananları hikâye etmek istiyorum.
Amerika'da siyahilerin çoğunlukta olduğu bir kasaba... Kasabanın yaşlı belediye başkanı tekrar başkanlığa aday... Rakibi, 5 yıldır şoförlüğünü yapan genç bir belediye çalışanı... Her ikisi de siyahi. Yaşlı aday rakibinin çalışmalarını, belediye gücünü kullanarak engellemeye çalışıyor. Genç olan aday, engellemeleri zekâsıyla aşıp, bir şekilde halka kendini anlatma fırsatı yaratıyor. Yaşlı aday demagoji ustası, laf cambazlığıyla rakibini değersizleştirmeye çalışıyor.
Baktı seçimi kaybedecek, ayrımcılığı hatırlatan bir dil kullanmaya başlıyor.
Son gün mitinginde; rakibini göstererek, 'Bu adam var ya bu adam bakmayın tenini siyah göründüğüne… o bir beyazdır' diyor.
İzleyicileri, gülümseten bu beyaz yalan(!), yalan olmanın ötesinde, ayrımcılığı, geçmişte en acı şekilde yaşayanlara anımsattığı için yaşlı adaya seçim kaybettiriyor.
Çünkü ayrımcı nefret dili, toplumda huzur sağlamıyor, aksine; gerginlik ve çatışma üretiyor, acı ve göz yaşı getiriyor.
Nefret dili Anadolu'da da insanlara çok acı çektirmiştir ama bu toplumu ayrıştıramamıştır, her türlü kışkırtmaya karşın...
Önümüzdeki seçimlerde tekrar böyle bir tecrübeyi mi yaşayacağız ne?
Mesut Karakoyunlu