O halkçı bir siyasetçiydi; "toprak işleyenin, su kullananın" dediği için adı dağlara taşlara KARAOĞLAN diye yazılan..
O işçi dostu bir siyasetçiydi; Türk işçisinin sendika, toplu sözleşme ve grev hakkının 1963’teki Çalışma Bakanlığı’nda kanunlaşmasını sağlayan. Son başbakanlığı döneminde de İş Güvencesi Yasası’nı çıkaran...
O bir başkomutandı;
Kıbrıs'ta barış için diplomasiyi sonuna kadar zorlayan, anlaşma sağlanamayınca da "Ayşe tatile çıksın!" talimatıyla
20 Temmuz 1974'de Kıbrıs Barış Harekâtını başlatan...
O dürüst bir siyasetçiydi; hiçbir şaibeye konu olmayan, kendine tahsis edilen örtülü ödeneği zorunlu olmamasına rağmen faturalayacak kadar.
O sanatçı ruhlu bir siyasetçiydi; ezberle değil ince ruhu, yüreği ve kalemiyle yazdığı şiirlerle ve metinlerle edebiyat dünyasında yerini alan...
O cesur bir siyasetçiydi; 1 Mayıs 1977 İşçi Bayramını kana bulayanlara inat. Hiçbir şiddetin halkı korkutmayacağını ispat etmek için 3 Haziran 1977'de Taksim'de tek başına olacağını, öldürüleceği uyarılarına rağmen söyleyip, on binlerce insanı taksimde toplayıp miting yapan...
Kusuru yok muydu elbette vardı, çünkü o bir insandı; ne sol gruplar onu anlayabildi ne de o, sol grupları anlayabildi ve parti içi vefasızlığı çekemedi; küstü, gitti, yeni bir partiyle yoluna devam etti, ayrışmanın bedeli büyük olsa da... Gülten Akın'ın ifadesiyle 'artık vakti kalmamıştı, durup ince şeyleri anlamaya...' Bundan 15 yıl önce bu dünyadan göçüp gitti, yakın siyasi tarihimize ders alınası tecrübeler bırakarak...
İster kabul edelim ister karşı olalım, 1980 darbesinden sonraki yıllarda sol sosyal demokrat çizgide, ortaklaşma yerine, Türkiye soluna zarar veren inatlaşmayı bir tarafa bırakırsak; B. Ecevit, dürüstlüğüne ve cesaretine tek bir laf edemeyeceğimiz az rastlanır bir siyasetçidir, bugün özlemini duyduğumuz.
Işıklar içinde uyusun...
Yıldızlar yoldaşı olsun!
Mesut Karakoyunlu