Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
Köşe Yazarı
Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
 

KADINLAR HANGİ DÜNYANIN İNSANI?

Böyle bir soruyu soracağım hiç aklıma gelmezdi. Hele hele 21. YY dünyasında… Gelin görün ki günümüz Türkiye’sinde; görmek istemediğimiz, duymak istemediğimiz ve inanmak istemediğimiz şeyleri artık daha çok verilen tavizlerle yaşamaya başladık. Verilen her taviz geriye doğru yaşayışın gidişini artırdı. Düşünün… Kızlar ayrı otobüste, ayrı binalarda, ayrı kentte, ayrı bir dünyada yaşıyor. Bunlar mümkün olur mu? Hayır, yok öyle bir dünya diyorsunuz haklı olarak... Peki, ayrılık isteyenler… Kız ve erkeğin aynı çatı altında eğitim görmesinde neden sakınca görüyorsunuz?  Aynı festivalde neden birlikte olmasından rahatsız oluyorsunuz? Aynı düğünde neden birlikte oynamasından rahatsız oluyorsunuz?  Türk toplumunda her zaman kadın ve erkek aynı yerde birlikte olur. Bunu en başta halk oyunlarında görürsünüz. Kadın ve erkek birlikte oynar. Şimdi bu zihniyetlerin ileride kadın erkek birlikte oynadığı halk oyunlarına bile burunlarını sokmayacağı ne malum... Bu Arap zihniyetidir, Türk zihniyeti değil! Türk zihniyetinde kadın- erkek birdir. Verilen her taviz, unutmayalım ki bir sonrakini getirir.   Aynı toplumda sosyalleşerek yaşamak için hep birlikte büyümeliyiz. Aynı dünyada, aynı çatı altında… Unutmayalım ki… Kadınlar cumhuriyetle birlikte insan yerine konulup; oy vermeye, erkeklerle birlikte eşit aynı eğitimi(karma eğitimi) almaya, mirasta erkekle aynı payı almaya başlamıştır. Kadını ikinci sınıf vatandaş gibi görmek, onu aşağılamaktır. Hiçbir aydın kadın bu aşağılamayı kabullenmez. Aynı zihniyet, Avrupa’ya gitse ‘gıkı’ bile çıkmaz. Ama ülkeye gelince tersini ister. Çocuk yaşta kızların evlenmesini isteyenlere sorsanız kendi kızlarını verir mi? Hayır. Kendi kızlarına ayrımcılık yapılmasını ister mi? Hayır. Ama yoksul insanların çocukları için bunları arsızca ister. Çünkü zihniyetleri; diğerlerinin düşünmesi, sorması, sorgulaması, aydınlanması değil; kısır düşüncelerde boğulup, köleleşmesidir. Kadınla erkeğin eşit şartlarda olmamasıdır onların en büyük arzuları… Atatürk bunu fark ettiğinde, “Kısacası kadın meselesinde cesur olalım, kuruntuyu bırakalım, açılsınlar, onların zihinlerini ciddî ilimler ve fenler ile süsleyelim, şeref ve gurur sahibi olmalarına birinci derecede önem verelim.” diye ifade etmiştir. Okursa; düşüncede, yaşayışta, hayatta esir alacakları, cinsiyetiyle aşağılayacakları insan olamayacaklardır. Okuyan kadınlar, çocuklarını da aydınlatacaktır. Aydın kadınlar onların en büyük korkularıdır. Kadınlardan korkarlar. Onun için kadınlar üzerine çirkin oyunlar hep oynanır. Laiklik, kadınların en özgür olduğu sistemdir. Laikliğin olmadığı yerde kadın özgür değildir. Onun için laikliğe düşmandır. Çünkü kadınlar laiklikle özgürce yaşama hakkına sahip olma fırsatını verir. Atatürk bunu gördüğü için laikliği seçmiştir. Laiklik inanç özgürlüğü kadar, insanca yaşama hakkını, kadın erkek eşitliğinin en sağlam teminatıdır.  Laikliği kaldırdığınız an, kadın en başta sosyal hayatı tehdit altına girer. Bunun için Anayasanın en temel maddelerinde biridir laiklikle ilgili olan kısım. Ve kadın düşmanlarının ilk hedefidir laiklik… Bu ilkeyi savunmak ve korumak herkesten önce kadınların hakkıdır… Atatürk, bu milletin yükselen çağdaş medeniyetleri içinde yer almasının erkeklerle birlikte kadınlarında aynı şartlarda, aynı ortamda eğitim gömesinin istemiştir. Bunun içinde, “Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır. Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Diyerek,  en güzel şekilde ifade etmiştir. Atatürk, kadın ve erkeğin ayrıştırılmasının toplumu da zayıflatacağını görmüştür. Bunun için eğitim ve öğretimin birleştirilmesini(Karma eğitim)  istemiştir. Bunu istemek sadece kadınların değil tüm erkeklerin de istemesi gerekir. Bu kadın- erkek sorunu değil, insan olup olmama sorunudur. Bizim rehberimiz ve yol göstericimiz Atatürk,  “Öğretmen hanımlar, öğretmen beyler! Bütün bu hakikatlerin milletçe iyi anlaşılması ve iyi hazmedilebilmesi için her şeyden evvel bilgisizliği ortadan kaldırmak lâzımdır. Bu sebeple maarif programımızın, maarif siyasetimizin temel taşı, bilgisizliğin giderilmesidir. Bu giderilmedikçe yerimizdeyiz... Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor, demektir. Bir taraftan genel olan cahilliği yok etmeye çalışırken, diğer taraftan toplumsal hayatta bizzat faal ve faydalı, verimli elemanlar yetiştirmek lâzımdır.” Sözlerini şöyle devam eder. “Hanımlar, Beyler! Katiyen bilmeliyiz ki, iki parça halinde yaşayan milletler zayıftır, hastadır.” Atatürk’ünde dediği gibi, Kadın ve erkek bu milletin bir bütünün iki parçasıdır. Bu iki parça ayrıştırılamaz toplum içinde… Ayrıştırılıp, kadın yok sayılırsa, toplum zayıflar, eksik bir parçayla toplum asla yükselemez. Bunun bilinciyle kadını toplumdan ayrıştıran tavizler verilmemelidir. Verilen her tavizin arkasından bir yenisi gelir. Tavizlerin sonu, sınırı olmaz. Öyleyse geriye doğru her gidişe HAYIR demeliyiz. Kızlarımız için… Torunlarımız için… İnsanlık için… … … … Ve… Şimdi, siz söyleyin… Kadınlar, hangi dünyanın insanı? Cengiz Çetik  
Ekleme Tarihi: 13 Temmuz 2023 - Perşembe

KADINLAR HANGİ DÜNYANIN İNSANI?

Böyle bir soruyu soracağım hiç aklıma gelmezdi.

Hele hele 21. YY dünyasında…

Gelin görün ki günümüz Türkiye’sinde; görmek istemediğimiz, duymak istemediğimiz ve inanmak istemediğimiz şeyleri artık daha çok verilen tavizlerle yaşamaya başladık.

Verilen her taviz geriye doğru yaşayışın gidişini artırdı.

Düşünün…

Kızlar ayrı otobüste, ayrı binalarda, ayrı kentte, ayrı bir dünyada yaşıyor.

Bunlar mümkün olur mu?

Hayır, yok öyle bir dünya diyorsunuz haklı olarak...

Peki, ayrılık isteyenler…

Kız ve erkeğin aynı çatı altında eğitim görmesinde neden sakınca görüyorsunuz?

 Aynı festivalde neden birlikte olmasından rahatsız oluyorsunuz?

Aynı düğünde neden birlikte oynamasından rahatsız oluyorsunuz?

 Türk toplumunda her zaman kadın ve erkek aynı yerde birlikte olur.

Bunu en başta halk oyunlarında görürsünüz. Kadın ve erkek birlikte oynar.

Şimdi bu zihniyetlerin ileride kadın erkek birlikte oynadığı halk oyunlarına bile burunlarını sokmayacağı ne malum...

Bu Arap zihniyetidir, Türk zihniyeti değil!

Türk zihniyetinde kadın- erkek birdir.

Verilen her taviz, unutmayalım ki bir sonrakini getirir.  

Aynı toplumda sosyalleşerek yaşamak için hep birlikte büyümeliyiz.

Aynı dünyada, aynı çatı altında…

Unutmayalım ki…

Kadınlar cumhuriyetle birlikte insan yerine konulup; oy vermeye, erkeklerle birlikte eşit aynı eğitimi(karma eğitimi) almaya, mirasta erkekle aynı payı almaya başlamıştır.

Kadını ikinci sınıf vatandaş gibi görmek, onu aşağılamaktır.

Hiçbir aydın kadın bu aşağılamayı kabullenmez.

Aynı zihniyet, Avrupa’ya gitse ‘gıkı’ bile çıkmaz. Ama ülkeye gelince tersini ister.

Çocuk yaşta kızların evlenmesini isteyenlere sorsanız kendi kızlarını verir mi?

Hayır.

Kendi kızlarına ayrımcılık yapılmasını ister mi?

Hayır.

Ama yoksul insanların çocukları için bunları arsızca ister.

Çünkü zihniyetleri; diğerlerinin düşünmesi, sorması, sorgulaması, aydınlanması değil; kısır düşüncelerde boğulup, köleleşmesidir.

Kadınla erkeğin eşit şartlarda olmamasıdır onların en büyük arzuları…

Atatürk bunu fark ettiğinde, “Kısacası kadın meselesinde cesur olalım, kuruntuyu bırakalım, açılsınlar, onların zihinlerini ciddî ilimler ve fenler ile süsleyelim, şeref ve gurur sahibi olmalarına birinci derecede önem verelim.” diye ifade etmiştir.

Okursa; düşüncede, yaşayışta, hayatta esir alacakları, cinsiyetiyle aşağılayacakları insan olamayacaklardır.

Okuyan kadınlar, çocuklarını da aydınlatacaktır.

Aydın kadınlar onların en büyük korkularıdır.

Kadınlardan korkarlar.

Onun için kadınlar üzerine çirkin oyunlar hep oynanır.

Laiklik, kadınların en özgür olduğu sistemdir.

Laikliğin olmadığı yerde kadın özgür değildir.

Onun için laikliğe düşmandır.

Çünkü kadınlar laiklikle özgürce yaşama hakkına sahip olma fırsatını verir.

Atatürk bunu gördüğü için laikliği seçmiştir.

Laiklik inanç özgürlüğü kadar, insanca yaşama hakkını, kadın erkek eşitliğinin en sağlam teminatıdır.

 Laikliği kaldırdığınız an, kadın en başta sosyal hayatı tehdit altına girer.

Bunun için Anayasanın en temel maddelerinde biridir laiklikle ilgili olan kısım. Ve kadın düşmanlarının ilk hedefidir laiklik…

Bu ilkeyi savunmak ve korumak herkesten önce kadınların hakkıdır…

Atatürk, bu milletin yükselen çağdaş medeniyetleri içinde yer almasının erkeklerle birlikte kadınlarında aynı şartlarda, aynı ortamda eğitim gömesinin istemiştir. Bunun içinde, “Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır. Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Diyerek,  en güzel şekilde ifade etmiştir.

Atatürk, kadın ve erkeğin ayrıştırılmasının toplumu da zayıflatacağını görmüştür.

Bunun için eğitim ve öğretimin birleştirilmesini(Karma eğitim)  istemiştir.

Bunu istemek sadece kadınların değil tüm erkeklerin de istemesi gerekir.

Bu kadın- erkek sorunu değil, insan olup olmama sorunudur.

Bizim rehberimiz ve yol göstericimiz Atatürk,  “Öğretmen hanımlar, öğretmen beyler! Bütün bu hakikatlerin milletçe iyi anlaşılması ve iyi hazmedilebilmesi için her şeyden evvel bilgisizliği ortadan kaldırmak lâzımdır. Bu sebeple maarif programımızın, maarif siyasetimizin temel taşı, bilgisizliğin giderilmesidir. Bu giderilmedikçe yerimizdeyiz... Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor, demektir. Bir taraftan genel olan cahilliği yok etmeye çalışırken, diğer taraftan toplumsal hayatta bizzat faal ve faydalı, verimli elemanlar yetiştirmek lâzımdır.” Sözlerini şöyle devam eder. “Hanımlar, Beyler! Katiyen bilmeliyiz ki, iki parça halinde yaşayan milletler zayıftır, hastadır.”

Atatürk’ünde dediği gibi, Kadın ve erkek bu milletin bir bütünün iki parçasıdır.

Bu iki parça ayrıştırılamaz toplum içinde…

Ayrıştırılıp, kadın yok sayılırsa, toplum zayıflar, eksik bir parçayla toplum asla yükselemez.

Bunun bilinciyle kadını toplumdan ayrıştıran tavizler verilmemelidir.

Verilen her tavizin arkasından bir yenisi gelir.

Tavizlerin sonu, sınırı olmaz.

Öyleyse geriye doğru her gidişe HAYIR demeliyiz.

Kızlarımız için…

Torunlarımız için…

İnsanlık için…

… … …

Ve…

Şimdi, siz söyleyin…

Kadınlar, hangi dünyanın insanı?

Cengiz Çetik

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.