Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Biri Sesini Duyuracaksa Siyaset Duyacak”

Siyaset 11.01.2025 - 10:19, Güncelleme: 11.01.2025 - 10:19 189 kez okundu.
 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Biri Sesini Duyuracaksa Siyaset Duyacak”

SEÇKİNHABERTV- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Konak Belediyesi Ayla Ökmen Mutlu Çocuklar Oyun Evi’nin açılışına katıldı.

“İZMİR’DEKİ KOKUDAN KOKUŞMUŞ AK PARTİ ZİHNİYETİ MESULDÜR” “KREŞLERİN KAPATILMASINA KARŞI TÜRKİYE AYAĞA DİKİLDİ” “KENT LOKANTALARI YAYILIYOR, BİZ ERDOĞAN GİBİ HASETLİK YAPMIYORUZ” SEÇKİNHABERTV- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Konak Belediyesi Ayla Ökmen Mutlu Çocuklar Oyun Evi’nin açılışına katıldı. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “Sabahın erken saatlerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 8 Eylül günü Manisamız’ın kurtuluş gününde 1922’de yanan, yıkılan ama ertesi günkü kurtuluşa hazırlanan İzmir’e baktığı Kemalpaşa’mızdaydık. Hem bir Anadolu Lisesi açılışı yaptık, ardından toplu açılış törenine katıldık. Çalışan Gazeteciler Günü’nde, düşmana ilk kurşunu sıkan Gazeteci Hasan Tahsin’in memleketinde, biraz önce İzmir basının tüm temsilcileri ile uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Şimdi burada Türkiye’nin, İzmir’in en bilinen metropollerinden birinde, Konak’ta Belediye Başkanımız Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun hem bir kadın belediye başkanı olarak, hem sosyal demokrat belediye başkanlığı anlayışına sahip biri olarak, hepimizin çok önem verdiği hizmetlerinden olan bir çocuk bakımevinin, bir kreşin açılışındayız” dedi. Özel, şunları söyledi: “KREŞ ÖYLE HERHANGİ BİR HİZMET DEĞİL” “Malum geçtiğimiz aylarda bu çok yapılan bir tartışmaydı. Aklı, fikri gençlerimizi tarikatlara, cemaatlere yönlendirmek olan Milli Eğitim Bakanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapmış olduğu kreşlerin, çocuk bakım evlerinin, mevzuata uygun olmadığını, kendileri tarafından açılması, işletilmesi gerektiğini söyleyip, bir yazı yollayarak bunların kapatılmasını isteyen bir adım atmaya kalktılar. Bu adımın karşısına adeta Türkiye dikildi. Çocukların anneleri dikildi; büyük anneleri, dedeleri dikildi. Çünkü kreş demek, öyle herhangi bir hizmet demek değil. Kreş birincisi, yoksul çocukları, hele hele böyle tamamen ücretsiz olan ve tamamen ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının eğitimine ayrılmış bir kreş demek, o çocukların sosyalleşmesini, iyi eğitim almasını, okul öncesi eğitime iyi hazırlanmasını sağlarken; bir yandan iyi beslenmesini, belki evde erişemediği proteine, süte kavuşmasını sağlıyor. Diğer yandan çocuk burada olunca anne istihdamda olabiliyor, çalışabiliyor. Bugünkü şartlarda sefalet ücreti verilen asgari ücretlilere bir maaş elbette yetmiyor. Belki ikinci bir maaşla, biri anca kirayı ödese öbür maaş evi geçindirmeye katkı sağlıyor. Sosyal hayatın içine girebiliyor, hayattan tecrit edilmemiş oluyor. Çalışma hayatının içine girebiliyor. Bu açıdan bugün burada yapılan kreş son derece önemli. Tabii bu kreşin binasının İnönü ailesinin de, Sayın Gülsüm Bilgehan’ın da çok değer verdiği bir ismin konutunun bağışlanması çok kıymetli. Başka bağışçılar var. Burada biraz önce plaketlerini aldılar. Ben partimiz adına kendilerine teşekkür ediyorum. Tebrik ediyorum. Çok özel bir gündeyiz. İnönü ailesinin dostları var. Bugün İnönü Savaşı’nın yıl dönümü. Biz her yıl İsmet Paşa için Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın verdiği konseri önemsiyoruz. Afrika’daydım Sosyalist Enternasyonal toplantısı için, o yüzden katılamamıştım törene. Ama tam gününde İzmir’de yöneticilerimizle, il başkanımızla, milletvekillerimizle, önceki dönem milletvekillerimizle hep birlikte bu akşam o konsere katılacağız.” “TAYYİP BEY’İN ‘EGE’DE BU BELEDİYE BENİM’ DİYECEĞİ BİR İL, BÜYÜK ŞEHİR YOK” “Yılbaşının ertesi günü ilk konuşmayı Manisa’da yaptık Ferdi Başkan ile birlikte. Bir büyük mücadeleyi başlatacağımızı söyledik. Ardından Ardahan merkezde, Posof’ta, Göle’de, Kars merkezde, Kars’ın ilçelerinde; Susuz’da, Cilavuz Köy Enstitüsü’nün olduğu Susuz’da, ardından Sarıkamış’ta, Erzurum’da eksi 20 derecelerde kalabalıklara seslendik. Evvelki gün Konya’daydık; Cihanbeyli, Ereğli’deydik. Dün Mersin’deydik. Mersin’in değerli, kıymetli ilçelerindeydik. Gittiğimiz her yerde hem 31 Mart’ın büyük başarısını hatırlıyoruz. Çünkü her yerde belediyemiz var. Sayın Erdoğan eskiden ‘Ey CHP, Sivas’ın doğusunda yoksun, Sivas’ın doğusunda olmayan parti mi olur?’ diyordu. Şimdi biraz önce saydığım o bütün belediyelerde varız, Sivas’ın doğusunda varız, yedi bölgede varız. Ama yedi bölgede il belediyesi olan tek parti de biziz. Çünkü övünmek gibi olacak ama örneğin Muğla’da, Aydın’da, İzmir’de olduğumuz gibi Balıkesir’de, Denizli’de, Manisa’da da varız. Afyon’da varız, Kütahya’da varız, Uşak’ta varız. O kadar çok yerde varız ki Ege’de bizden başkası olmadığı için örneğin Tayyip Bey’in gelip de ‘Ege’de bu belediye benim’ diyeceği bir il ya da büyükşehir belediyesi yok. Tabii bunun için Ege’ye, 31 aday gösterip 29’unu seçen bilhassa İzmir’e, 9 kadın aday gösterip sekizini seçen, gösterdiğimiz yerde sekizini seçen İzmir’e, 14 genç aday gösterip 13’ünü seçen İzmir’e çok şey borçluyuz. Elbette İzmir’e geçen seçimde şunu söylemiştim. ‘İzmir’in sesini duyuyorum, İzmir’in talebini duyuyorum. İzmir’deki büyük değişim talebini duyuyorum’ demiştim.” “NİLÜFER BAŞKAN ALKIŞI HAK ETMİŞ” “Kadınların, gençlerin, tecrübe ile birlikte onlara şans verilmesini, bu kente hizmet etmeleri gerektiğini hep savunmuştuk. Öyle bir noktaya geldik ki Cumhuriyet tarihinde sadece altı kadın belediye başkanı olan tüm partilerden İzmir’de, bir dönemde sekiz kadın belediye başkanı birden seçtirdik. Buradan, bu güzel Cumhuriyet kentinden şu müjdeyi vermek isterim ki, 30 ilçe belediyesi var İzmir’in, bir dahaki seçimde sekiz ile de yetinmeyeceğiz. Eşit temsile doğru kararlı adımlarla kadın belediye başkan sayısını artırmaya devam edeceğiz. Nilüfer Hanım benim aslında enteresan da hikaye, milletvekili adayıyken tanıştığım biri. Ferdi Zeyrek’in ofisinde tanıştık. Ferdi Bey’in mimarlıktan okul arkadaşı. Konuşuyoruz Nilüfer Hanım ile, bana bir milletvekili adayı konuşması yapmıyor. Dedim ki, ‘Üzülmezseniz, kırılmazsanız size bir şey söyleyeceğim. Sizden milletvekili olmaz. Çünkü aklınız belediyecilikte. Siz mimarlığı seviyorsunuz. Sizin profiliniz yerel yönetici profili. Anlattığınız her şey yerel yönetimlere uygun.’ O gün belki biraz üzüldü. Dedim, ‘Yardımcı olmak isterim ama bu önerimi ve eleştirimi söyleyeyim.’ Sonra Konak adaylarına bakıyoruz. Bakarken, bakarken ‘Ben bu resmi tanıyorum’ dedim. Belediye başkan adayı olmak istiyormuş. Hatta Ferdi Başkan’ı aradım, ‘Yanılmıyorum değil mi?’ dedim. ‘Yok başkanım’ dedi. İlk mülakatı onun aklında yokken ne zamanlar yapmışız. Baktım gerçekten eğitimiyle, mesleki deneyimiyle, meslek odası deneyimiyle, özgeçmişiyle Konak’ta; İzmir’in en önemli metropolünde göreve hazır görüldü. Buraya gelmeden önce de döndüm baktım, ‘Hazır görmüştük ama gerçekten öyle miymiş?’ diye. 111 mahalleli ilçenin şimdiye kadar 80 mahallesine gitmiş. Halk ile bir araya gelmiş, sorunları dinlemiş, çözüm önerilerini söylemiş ve bu mahallelerde çalışmaya başlamış. 20 sokağı tamamen asfaltlamış. 3 bin 500 metrekare yeni kaldırım yapmış. Hatay pazaryerindeki otoparkın kapasitesini hem artırmış hem ücret almayı bırakmış, ücretsiz hale getirmiş. E-imar uygulamasını yaşama geçirmiş. Konak’ın temizlik filosuna beş yeni çöp kamyonu, belediye kaynaklarını satın alarak 380 yeni çöp konteyneri almış. Sıfır atık projesi kapsamında bir kamyon, 10 elektrikli triportör hibesiyle bunları kazandırmış. Parklarda akıllı sulamaya geçmiş. Hayvan Sağlığı Merkezi’nde 5 bin can dostumuzu tedavi etmiş, 180’ini sahiplendirmiş, hiçbirinin kılına zarar gelmemesini sağlamış. Seçim öncesi sözü verilen Psiko-sosyal Destek Merkezi ve İstihdam Ofislerinin açılışını yapmış. Ekonomik menüleri ile emeklileri mutlu eden Mutluluk Kahvesi’nin üç şubesini açmış, yakında da beş olacakmış. Kadın Sığınma Evi’nin projesini yapmış, 2025’te ihaleye çıkacakmış. Bu ihale dosyasında adres olmuyor inşallah. Kadın sığınma evinin adresinin gösterilmemesi lazım. Çünkü bazen kadın sığınma evi açıp AK Partili belediyelerin tabela astığı da oluyor. Oysa ki gerçek bir sığınma evinin bilinmeyen bir mekanda korunaklı bir yerde olması lazım. 2025’te 26 bin metrekare yeni park alanı için çalışmaları yapmış, erkek işi denen CNC operatörlüğü için kadınlara ücretsiz kurslar açmış. 23 Nisan’da koltuğuna oturan Mert, ‘Belediye Başkanı olsam Roman çocuklarına ayrımcılık yaptırmazdım’ demişti. Mert ve arkadaşları belediyenin desteği ile bir filarmoni orkestrasında eğitim alıyorlarmış. Nilüfer Hanım alkışı hak etmiş.” “691’İNCİ KREŞ, 109’UNCU KENT LOKANTASI…” “Bugün Ayla Ökmen Mutlu Çocuklar Oyunevi’ni açacağız. Ayla Hanım’a Allah gani gani rahmet eylesin. Kendisi yıllar önce hayatını kaybetti ama aile, İnönü ailesinin dostu, Gülsüm Bilgehan’ın dostu bu ücretsiz çocuklar için oyunevinde yaşayacak, yaşatmaya devam edecek. Yarın haberlere konu olacak. Anneler, babalar ‘Çocuğum Ayla Ökmen’e gidiyor, orada eğitim alıyor’ diyecekler. Bu da kıymetli ailesine yetecek. Biz Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak Nilüfer Başkan’ın dediği dokuz kreşi Konak’ta şimdi 11’e çıkardık, üçüncüsünü bugün açarak şimdi 12’ye çıkarıyoruz. Üç sınıfında 30 evladımız ücretsiz yararlanacak. Ama Konak’ta 300’ün üzerinde çocuk kreşlerden faydalanıyor. Bugün Konak’ta 691’inci kreşi açıyoruz. İlk hedef 700 demiştik, dokuz kaldı. Bugün birazdan burada da var herhalde açacağımız ya da açılmış kent lokantaları Cumhuriyet Halk Partisi’nin 110’a yaklaşan kent lokantası var ama son 32 gün önce Bilecik’te açtığım kent lokantasının üzerine bugün 109’uncuyu açtık. Yani her gün Türkiye’de bir ya da birden çok kent lokantası açılıyor. Böylelikle sayıları her tarafa yayılıyor. AK Partili bazı belediyeler de Samsun ve Gaziantep gibi adına başka isimler koyarak çaktırmadan bunu yapıyorlar. Biz Tayyip Bey gibi hasetlik yapmıyoruz. Takdir ediyoruz. Yeter ki Türkiye’de insanlar kaliteli ve ucuz yemeğe erişebilsinler. Çünkü çok büyük bir ekonomik sıkıntı ile karşı karşıyayız. “SEÇİM SONUÇLARINI HAZMEDECEKLER DİYE UMMUŞTUK” “Şimdi dün yaşananları, geçtiğimiz gülerde yaşananları hep birlikte takip ettik. Ben meselenin özünü, özcesini anlatayım. 31 Mart seçimleri oldu. 412 belediyeyi kazandık. Nüfusun yüzde 65’ine, ekonominin yüzde 80’ine, turistlerin geldiği turizm bölgelerinin yüzde 92’sine Cumhuriyet Halk Partisi hizmet ediyor. 31 Mart’ta böyle ağız dolusu bir tebrik duymamıştık. Ama ilerleyen zamanlarda duyduk. 31 Mart seçimlerinin sonuçları hazmedilecek, yerel yönetimler çalışırken bu konuda yerel yönetimlere destek olunmasa da köstek olunmayacak diye ummuştuk. Çünkü şunu biliyorduk. 31 Mart 2019’da İstanbullu’nun verdiği karara saygısızlık edip, YSK’ya yalan dolan bir sürü İstanbul’daki bütün psikiyatri hastalarının raporları, reçeteleri ile başvurup, ‘Efendim şu kadar zihinsel kısıtlı oy kullanmış. Bunlar kanunen işlem yapılmamış. Bu sonuç doğru değildir’ diyecek kadar küçülmüş bir anlayışa, 12 bin olan küçük bir farkı, 40 gün sonra 806 bin olarak İstanbullu göstermişti. Demişti ki ‘Oylar size verildiğinde milli irade, baş tacı, bize verildiğinde alaşağı olmaz. Bu tip davranışlara olumsuz bakarız’ demişti ve cevabını, cezasını sandıkta kesmişti. Bu sefer seçim sonuçlarını hazmedecekler diye ummuştuk. Birkaç ay dayandılar, yaz ortasında bir kıpırdandılar. Milletin tepkisi gelince durdular.” “AK PARTİLİ BELEDİYE ARSA VERİYOR, ONU KABUL EDİYOR” “Ama birden bir harekete geçtiler. Ne yapmaya başladılar? Belediyelerin SGK’ya olan ve vergi dairesine olan borçlarını. Belediye AK Partili ise arsa veriyor, kabul ediyor. Hatta Balıkesir’de, Tekirdağ’da örnekleri var. Üstünde camisi ile dört arsayı alıp borcu silmiş. O borcun tahsil kabiliyeti var mı? Camiyi yıkıp da arsayı mı satacak? Üstünde camiisiyle kiraya mı vereceksin? Yok. AK Parti olunca caminin üstünde cami olan arsayı alıyor borçluluğu düşüyor. Üstünde trafo olan arsayı alıyor, borçtan düşüyor. Cumhuriyet Halk Partisindekiler neleri teklif etse kabul etmiyor. Diyor ya ‘Biraz daha silkele, biraz daha silkele.’ AK Partili belediyeler borç yapmış. Faiz çıkmış. Belediyeler el değiştirmiş. Yıllardır ödemediklerini şimdi bizden istiyorlar. Diyor ki ‘Özgür Bey elinde hesap makinasıyla altın hesabı yapıyor, SGK‘ya olan borçlarının altın hesabını da yapsın.’ SGK‘ya olan borçların altın hesabını yaptım. Alaattin Abi sever benim böyle girişken işler yapmamı. Alaattin Abi toplam SGK borcunu altının kilosuna göre böldük, ton hesabına vurduk. SGK‘ya toplam 270 ton altın borcu var bu ülkedeki yapıların. Bunun 240 tonu şirketlerin, 30 tonu belediyelerin. Yani kamyona yüklesen on kamyon borç var, dokuz kamyonu şirketlerin, bir kamyonu belediyelerin. 30 ton altın borcu var, bunun 20 tonu muhalefet belediyelerinin, 10 tonu AK Parti’li belediyelerin. Muhalefet belediyelerinin de 20 tonunun da 10 tonu AK Parti’den kalan eski borçlar. Yani SGK borçlarının 10’da biri belediyelerin. Bütün borcun da üçte biri CHP’li belediyelerin. Şimdi ‘Bu parayı ödeyin’ diyor, ‘Silkleyin’ diyor. Ben de şunu soruyorum: SGK kanununda var. Altı ayda bir SGK borcu olan şirketler açıklanacak. Niye açıklamıyorsunuz? Çünkü ben söyleyeyim. İlk 100’de CHP’li belediye göremezsiniz. Ama özellikle ilk 20’de AK Parti’ye yakın, bunların zengin ettiği hangi şirket varsa borçlu orada. Hepsi orada. Beşi Çete orada, 40 Haramiler orada. 40 Haramiler’i biliyor musunuz? Yol yapıyor, otoyol yapıyor, şehir hastanesi yapıyor, tünel yapıyor. Bütün ihaleleri alan 43 firma var. Bu 43 firmanın 37’si geçen sene sıfır lira vergi ödemiş. Sıfır lira. Bu sıfır lira vergi ödeyenler, SGK‘nın baş borçluları. Şimdi gelecek aftan CHP’li belediyeler, belediye şirketleri yararlanmasın diye bizi silkeliyorlar şimdi.” “BÜYÜKŞEHİR KENDİ BÜTÇESİNDEN MİLYARLAR HARCAYIP KÖRFEZ’İ TEMİZLİYOR” “Cemil Tugay’ın 1.7 milyarına el koydular. Ne için? İşçinin maaşını ödeyemesin diye. O maaşı ödeyemeyince sendikalar, işçiler harekete geçecek. Çöpleri toplamayacak. Diyecek ki ‘Bak, CHP çöp demek.’ Asfaltı kapatamayacak. ‘Bak, CHP çukur demek.’ Kendisi biliyorsunuz gemileri denetlemiyor. İzin istedik vermiyor. Körfez’i temizleme görevi bakanlıkta, yapmıyor, İzmir’i kokutuyor. Sonra geliyor onun da hesabını Cemil Tugay‘dan soruyor, sormaya kalkıyor. O da belediyenin bütçesinden milyarlar harcayıp Körfez’i temizliyor. Vallahi de billahi de İzmir’deki kokudan, kokuşmuş AK Parti zihniyeti mesuldür. Başkası değil. Ama belediyenin parasıyla Körfez’i temizleyen biziz. Onun aç bıraktığı, yoksul bıraktığı insanlara sosyal yardım yapan biziz. Yakacak yardımı yapan biziz. Çocuğunun beslenme çantasını dolduran biziz. Öğrenciye çorbayı veren biziz. Okul Sütü projesini yapan biziz. Hoş geldin bebek diyen biziz. İlacını, mamasını sağlayamayana sağlayan biziz. Bunlar yapılınca CHP’li belediyelerden altı aylık memnuniyet yüzde 58 çıkınca, CHP’li belediyeleri seçildiğinden yukarıda çıkınca ‘Aman bunları durdurun.’ Buradan Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha uyarıyorum. Sen 31 Mart‘ta vatandaşın gönlünden düştün. Bu siyasetçinin başına gelebilir. Gönlünden düşersin, çok çalışırsın, sen de kent lokantası yaparsın, sen de hoş geldin bebek yaparsın, sen de anne kart yaparsın, sen de kreş yaparsın, sen de yurt yaparsın vatandaşın gönlüne girersin. Ama bu yaptığınla, yani belediye arabasının tekerine çomak sokarak, arkadan gelip Cemil Tugay’a, CHP’li belediyelere çelme çakarak, hasislikle ve hasetlikle ‘Ben yapamıyorum onlar da yapamasın’ deyince vallahi düştüğün gönüle giremezsin ama vatandaşın gözünden düşersin. Gönülden düşen gönüle girer ama vatandaşın gözünden düşen bir daha gözüne asla ve asla giremez. “KARŞIYAKA İŞÇİLERİ ÇİÇEKLE KARŞILADI” “Demokrasi tepki ve protesto rejimidir. Bizden birine bir şey söylüyorsanız, bileyim konuşturayım. Karşıyaka Belediyesi’nin işçileri Menemen‘de karşıma çıktılar, sorunlarını söylediler. ‘Gelin arabaya’ dedim. Aldık arabaya konuştuk. Bugün Kemalpaşa‘da Karşıyaka Belediyesi’nin işçileri çiçek veriyordu. Doğru mu? Çünkü sorunu parçalara ayırmışlar, dinlemişler, kimini çözmüşler, kimini başka tarafta çözmüşler. Bugün çiçeklerle karşıladı. İçinizden iki temsilci benim arabaya gelecek derdinizi anlatacaksınız, çözeceğiz. Hele hele ‘Taşerona hayır’ diyorsunuz, o işler bizim işimiz. Onlara bakarız. Değerli arkadaşlar, eğer birisi sesini duyuracaksa siyaset duyacak. Tayyip Erdoğan’ı değil bu mesafeden 3 kilometreden protesto edemezsin. Yaka paça alırlar atarlar. Ama Cumhuriyet Halk Partisi öyle bir parti değil. Özgür Özel öyle bir lider değil.” “EMEKÇİ, EMEKLİ BU SEFALET MAAŞINA MAHKUM DEĞİL” “Son sözüm şu. Bu yapılan hasetlikler, milletin gönlünden dönüyor. Tayyip Bey’in kızdığı altın hesabını hatırlatalım. 2002 yılında bir asgari ücretli tam yedi çeyrek altın alıyordu. Son aldığı asgari ücretle dört çeyrek altın alabiliyordu. Bu yaptıkları zamla da eğer altın artmazsa ocak ayında 4,5 alacak, sonra kademe kademe yine zayıflayacak. Bakın, bir değil her ay emekçinin cebinden 2,5 çeyrek altın düşüp kayboluyor. Bugünkü parayla tam 12 bin 500 lira verdiği paradan fazlası sırf AK Parti iktidarında yıpranmış yok olmuş. En düşük emekli maaşı Tayyip Bey geldiğinde 1,5 asgari ücretti. Yani bugünkü parayla 33 bin lira olması lazım. 12 bin 500 veriyordu, Bakan dedi ki 1’4 bin 500 olacak.’ Bir kere büyük bir haksızlık, büyük bir hadsizlik. Buna Meclis kararı verecek bakan söyleyemez. Meclis’e söyledim, ‘Meclis’in haysiyetini koruyacaksak bu 14 bin 500’e uymayacağız, bir asgari ücrete hep birlikte el kaldıracağız’ diye. Buradan bütün emeklilere, bütün emekçilere bir kez daha sesleniyorum. Bu sefalet maaşına mahkûm değiliz. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde çok üstünde var, ama biz her asgari ücretlinin en az şimdilik 30 bin lira almasını, devletin işverenlere 6 bin lira SGK‘lı başına teşvik vermesini, alan için 30 veren için 24’ün makul bir seçim olduğunu söyledik. Söylemeye devam ediyoruz. Bundan sonra bunu savunmaya devam edeceğiz.” “SENİ GÖNDERECEK, HALKIN İKTİDARINI KURACAĞIZ” “Biz Meclis’te mücadele ederiz ayrı. 2025 yılı büyük bir mücadelenin yılı olacak. Bunu 2025’in ilk Manisa’daki mitinginde başlattık. Biraz önce saydığım illerde yılın ilk haftasında 15’in üzerinde miting yaptık. Nereye gitsek ucu bucağı görünmeyen kalabalıklara konuştuk. kreş açacağız burada bile böyle kıymetli bir kalabalık var. Madem Nilüfer Başkan’ın ilçesindeyiz, önce o kırmızı kartı şuna yapsın. Bir gecede tek başına Hizbullah’a verdiği söz için İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan AK Parti bir kırmızı kart burada. Emekliye ve emekçiye maaşı veren AK Parti‘ye kırmızı kart burada. Çiftçiyi ve esnafı perişan eden AK Parti’ye kırmızı kart burada. Türkiye’de gençleri canından bezdiren, her dört gençten üçüne ‘Yurtdışına gideceğiz’ diye valizleri kafasında toplatan AK Parti‘ye kırmızı kart burada. Birileri beğenmemiş, sosyal medyada diyor ki ‘Bunu mu yapacaktınız?’ Bunu yapacağız. AK Parti gitsin diyoruz, bundan güzel muhalefet mi var? Size söz Türkiye’nin 81 ilinde 973 ilçesinde AK Parti’ye bu meydanları da dar edeceğiz, durmadan çalışacağız ve hep birlikte bu iktidarı değiştireceğiz. Bu iktidar gidecek, yerine işçiyi, emekçiyi yerine emekliyi, köylüyü ve esnafı savunan bir iktidar gelecek. Kaldırın kırmızı kartı çekiyoruz, Tayyip Bey’i yolluyoruz. Hep beraber çalışacağız, hep beraber başaracağız. Her emeklinin cebine bu kırmızı kartı sokacağım. Arkasında 2002’nin alım gücü, bugünkü alım gücü, her asgari ücretlinin servislerinde, fabrikalarında bu kırmızı kartı dağıtacağım. Arkasında 2002 ve bugünkü durumu. Tayyip Bey altın hesabını da simit hesabını da dana kıymayı da Türkiye’ye ezberleteceğim. Bu meydanları sana dar edeceğim. Seni göndereceğiz, halkın iktidarını kuracağız. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”
SEÇKİNHABERTV- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Konak Belediyesi Ayla Ökmen Mutlu Çocuklar Oyun Evi’nin açılışına katıldı.

“İZMİR’DEKİ KOKUDAN KOKUŞMUŞ AK PARTİ ZİHNİYETİ MESULDÜR”

“KREŞLERİN KAPATILMASINA KARŞI TÜRKİYE AYAĞA DİKİLDİ”

“KENT LOKANTALARI YAYILIYOR, BİZ ERDOĞAN GİBİ HASETLİK YAPMIYORUZ”

SEÇKİNHABERTV- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Konak Belediyesi Ayla Ökmen Mutlu Çocuklar Oyun Evi’nin açılışına katıldı. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “Sabahın erken saatlerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 8 Eylül günü Manisamız’ın kurtuluş gününde 1922’de yanan, yıkılan ama ertesi günkü kurtuluşa hazırlanan İzmir’e baktığı Kemalpaşa’mızdaydık. Hem bir Anadolu Lisesi açılışı yaptık, ardından toplu açılış törenine katıldık. Çalışan Gazeteciler Günü’nde, düşmana ilk kurşunu sıkan Gazeteci Hasan Tahsin’in memleketinde, biraz önce İzmir basının tüm temsilcileri ile uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Şimdi burada Türkiye’nin, İzmir’in en bilinen metropollerinden birinde, Konak’ta Belediye Başkanımız Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun hem bir kadın belediye başkanı olarak, hem sosyal demokrat belediye başkanlığı anlayışına sahip biri olarak, hepimizin çok önem verdiği hizmetlerinden olan bir çocuk bakımevinin, bir kreşin açılışındayız” dedi. Özel, şunları söyledi:

“KREŞ ÖYLE HERHANGİ BİR HİZMET DEĞİL”

“Malum geçtiğimiz aylarda bu çok yapılan bir tartışmaydı. Aklı, fikri gençlerimizi tarikatlara, cemaatlere yönlendirmek olan Milli Eğitim Bakanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapmış olduğu kreşlerin, çocuk bakım evlerinin, mevzuata uygun olmadığını, kendileri tarafından açılması, işletilmesi gerektiğini söyleyip, bir yazı yollayarak bunların kapatılmasını isteyen bir adım atmaya kalktılar. Bu adımın karşısına adeta Türkiye dikildi. Çocukların anneleri dikildi; büyük anneleri, dedeleri dikildi. Çünkü kreş demek, öyle herhangi bir hizmet demek değil. Kreş birincisi, yoksul çocukları, hele hele böyle tamamen ücretsiz olan ve tamamen ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının eğitimine ayrılmış bir kreş demek, o çocukların sosyalleşmesini, iyi eğitim almasını, okul öncesi eğitime iyi hazırlanmasını sağlarken; bir yandan iyi beslenmesini, belki evde erişemediği proteine, süte kavuşmasını sağlıyor. Diğer yandan çocuk burada olunca anne istihdamda olabiliyor, çalışabiliyor. Bugünkü şartlarda sefalet ücreti verilen asgari ücretlilere bir maaş elbette yetmiyor. Belki ikinci bir maaşla, biri anca kirayı ödese öbür maaş evi geçindirmeye katkı sağlıyor. Sosyal hayatın içine girebiliyor, hayattan tecrit edilmemiş oluyor. Çalışma hayatının içine girebiliyor. Bu açıdan bugün burada yapılan kreş son derece önemli. Tabii bu kreşin binasının İnönü ailesinin de, Sayın Gülsüm Bilgehan’ın da çok değer verdiği bir ismin konutunun bağışlanması çok kıymetli. Başka bağışçılar var. Burada biraz önce plaketlerini aldılar. Ben partimiz adına kendilerine teşekkür ediyorum. Tebrik ediyorum. Çok özel bir gündeyiz. İnönü ailesinin dostları var. Bugün İnönü Savaşı’nın yıl dönümü. Biz her yıl İsmet Paşa için Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın verdiği konseri önemsiyoruz. Afrika’daydım Sosyalist Enternasyonal toplantısı için, o yüzden katılamamıştım törene. Ama tam gününde İzmir’de yöneticilerimizle, il başkanımızla, milletvekillerimizle, önceki dönem milletvekillerimizle hep birlikte bu akşam o konsere katılacağız.”

“TAYYİP BEY’İN ‘EGE’DE BU BELEDİYE BENİM’ DİYECEĞİ BİR İL, BÜYÜK ŞEHİR YOK”

“Yılbaşının ertesi günü ilk konuşmayı Manisa’da yaptık Ferdi Başkan ile birlikte. Bir büyük mücadeleyi başlatacağımızı söyledik. Ardından Ardahan merkezde, Posof’ta, Göle’de, Kars merkezde, Kars’ın ilçelerinde; Susuz’da, Cilavuz Köy Enstitüsü’nün olduğu Susuz’da, ardından Sarıkamış’ta, Erzurum’da eksi 20 derecelerde kalabalıklara seslendik. Evvelki gün Konya’daydık; Cihanbeyli, Ereğli’deydik. Dün Mersin’deydik. Mersin’in değerli, kıymetli ilçelerindeydik. Gittiğimiz her yerde hem 31 Mart’ın büyük başarısını hatırlıyoruz. Çünkü her yerde belediyemiz var. Sayın Erdoğan eskiden ‘Ey CHP, Sivas’ın doğusunda yoksun, Sivas’ın doğusunda olmayan parti mi olur?’ diyordu. Şimdi biraz önce saydığım o bütün belediyelerde varız, Sivas’ın doğusunda varız, yedi bölgede varız. Ama yedi bölgede il belediyesi olan tek parti de biziz. Çünkü övünmek gibi olacak ama örneğin Muğla’da, Aydın’da, İzmir’de olduğumuz gibi Balıkesir’de, Denizli’de, Manisa’da da varız. Afyon’da varız, Kütahya’da varız, Uşak’ta varız. O kadar çok yerde varız ki Ege’de bizden başkası olmadığı için örneğin Tayyip Bey’in gelip de ‘Ege’de bu belediye benim’ diyeceği bir il ya da büyükşehir belediyesi yok. Tabii bunun için Ege’ye, 31 aday gösterip 29’unu seçen bilhassa İzmir’e, 9 kadın aday gösterip sekizini seçen, gösterdiğimiz yerde sekizini seçen İzmir’e, 14 genç aday gösterip 13’ünü seçen İzmir’e çok şey borçluyuz. Elbette İzmir’e geçen seçimde şunu söylemiştim. ‘İzmir’in sesini duyuyorum, İzmir’in talebini duyuyorum. İzmir’deki büyük değişim talebini duyuyorum’ demiştim.”

“NİLÜFER BAŞKAN ALKIŞI HAK ETMİŞ”

“Kadınların, gençlerin, tecrübe ile birlikte onlara şans verilmesini, bu kente hizmet etmeleri gerektiğini hep savunmuştuk. Öyle bir noktaya geldik ki Cumhuriyet tarihinde sadece altı kadın belediye başkanı olan tüm partilerden İzmir’de, bir dönemde sekiz kadın belediye başkanı birden seçtirdik. Buradan, bu güzel Cumhuriyet kentinden şu müjdeyi vermek isterim ki, 30 ilçe belediyesi var İzmir’in, bir dahaki seçimde sekiz ile de yetinmeyeceğiz. Eşit temsile doğru kararlı adımlarla kadın belediye başkan sayısını artırmaya devam edeceğiz. Nilüfer Hanım benim aslında enteresan da hikaye, milletvekili adayıyken tanıştığım biri. Ferdi Zeyrek’in ofisinde tanıştık. Ferdi Bey’in mimarlıktan okul arkadaşı. Konuşuyoruz Nilüfer Hanım ile, bana bir milletvekili adayı konuşması yapmıyor. Dedim ki, ‘Üzülmezseniz, kırılmazsanız size bir şey söyleyeceğim. Sizden milletvekili olmaz. Çünkü aklınız belediyecilikte. Siz mimarlığı seviyorsunuz. Sizin profiliniz yerel yönetici profili. Anlattığınız her şey yerel yönetimlere uygun.’ O gün belki biraz üzüldü. Dedim, ‘Yardımcı olmak isterim ama bu önerimi ve eleştirimi söyleyeyim.’ Sonra Konak adaylarına bakıyoruz. Bakarken, bakarken ‘Ben bu resmi tanıyorum’ dedim. Belediye başkan adayı olmak istiyormuş. Hatta Ferdi Başkan’ı aradım, ‘Yanılmıyorum değil mi?’ dedim. ‘Yok başkanım’ dedi. İlk mülakatı onun aklında yokken ne zamanlar yapmışız. Baktım gerçekten eğitimiyle, mesleki deneyimiyle, meslek odası deneyimiyle, özgeçmişiyle Konak’ta; İzmir’in en önemli metropolünde göreve hazır görüldü. Buraya gelmeden önce de döndüm baktım, ‘Hazır görmüştük ama gerçekten öyle miymiş?’ diye. 111 mahalleli ilçenin şimdiye kadar 80 mahallesine gitmiş. Halk ile bir araya gelmiş, sorunları dinlemiş, çözüm önerilerini söylemiş ve bu mahallelerde çalışmaya başlamış. 20 sokağı tamamen asfaltlamış. 3 bin 500 metrekare yeni kaldırım yapmış. Hatay pazaryerindeki otoparkın kapasitesini hem artırmış hem ücret almayı bırakmış, ücretsiz hale getirmiş. E-imar uygulamasını yaşama geçirmiş. Konak’ın temizlik filosuna beş yeni çöp kamyonu, belediye kaynaklarını satın alarak 380 yeni çöp konteyneri almış. Sıfır atık projesi kapsamında bir kamyon, 10 elektrikli triportör hibesiyle bunları kazandırmış. Parklarda akıllı sulamaya geçmiş. Hayvan Sağlığı Merkezi’nde 5 bin can dostumuzu tedavi etmiş, 180’ini sahiplendirmiş, hiçbirinin kılına zarar gelmemesini sağlamış. Seçim öncesi sözü verilen Psiko-sosyal Destek Merkezi ve İstihdam Ofislerinin açılışını yapmış. Ekonomik menüleri ile emeklileri mutlu eden Mutluluk Kahvesi’nin üç şubesini açmış, yakında da beş olacakmış. Kadın Sığınma Evi’nin projesini yapmış, 2025’te ihaleye çıkacakmış. Bu ihale dosyasında adres olmuyor inşallah. Kadın sığınma evinin adresinin gösterilmemesi lazım. Çünkü bazen kadın sığınma evi açıp AK Partili belediyelerin tabela astığı da oluyor. Oysa ki gerçek bir sığınma evinin bilinmeyen bir mekanda korunaklı bir yerde olması lazım. 2025’te 26 bin metrekare yeni park alanı için çalışmaları yapmış, erkek işi denen CNC operatörlüğü için kadınlara ücretsiz kurslar açmış. 23 Nisan’da koltuğuna oturan Mert, ‘Belediye Başkanı olsam Roman çocuklarına ayrımcılık yaptırmazdım’ demişti. Mert ve arkadaşları belediyenin desteği ile bir filarmoni orkestrasında eğitim alıyorlarmış. Nilüfer Hanım alkışı hak etmiş.”

“691’İNCİ KREŞ, 109’UNCU KENT LOKANTASI…”

“Bugün Ayla Ökmen Mutlu Çocuklar Oyunevi’ni açacağız. Ayla Hanım’a Allah gani gani rahmet eylesin. Kendisi yıllar önce hayatını kaybetti ama aile, İnönü ailesinin dostu, Gülsüm Bilgehan’ın dostu bu ücretsiz çocuklar için oyunevinde yaşayacak, yaşatmaya devam edecek. Yarın haberlere konu olacak. Anneler, babalar ‘Çocuğum Ayla Ökmen’e gidiyor, orada eğitim alıyor’ diyecekler. Bu da kıymetli ailesine yetecek. Biz Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak Nilüfer Başkan’ın dediği dokuz kreşi Konak’ta şimdi 11’e çıkardık, üçüncüsünü bugün açarak şimdi 12’ye çıkarıyoruz. Üç sınıfında 30 evladımız ücretsiz yararlanacak. Ama Konak’ta 300’ün üzerinde çocuk kreşlerden faydalanıyor. Bugün Konak’ta 691’inci kreşi açıyoruz. İlk hedef 700 demiştik, dokuz kaldı. Bugün birazdan burada da var herhalde açacağımız ya da açılmış kent lokantaları Cumhuriyet Halk Partisi’nin 110’a yaklaşan kent lokantası var ama son 32 gün önce Bilecik’te açtığım kent lokantasının üzerine bugün 109’uncuyu açtık. Yani her gün Türkiye’de bir ya da birden çok kent lokantası açılıyor. Böylelikle sayıları her tarafa yayılıyor. AK Partili bazı belediyeler de Samsun ve Gaziantep gibi adına başka isimler koyarak çaktırmadan bunu yapıyorlar. Biz Tayyip Bey gibi hasetlik yapmıyoruz. Takdir ediyoruz. Yeter ki Türkiye’de insanlar kaliteli ve ucuz yemeğe erişebilsinler. Çünkü çok büyük bir ekonomik sıkıntı ile karşı karşıyayız.

“SEÇİM SONUÇLARINI HAZMEDECEKLER DİYE UMMUŞTUK”

“Şimdi dün yaşananları, geçtiğimiz gülerde yaşananları hep birlikte takip ettik. Ben meselenin özünü, özcesini anlatayım. 31 Mart seçimleri oldu. 412 belediyeyi kazandık. Nüfusun yüzde 65’ine, ekonominin yüzde 80’ine, turistlerin geldiği turizm bölgelerinin yüzde 92’sine Cumhuriyet Halk Partisi hizmet ediyor. 31 Mart’ta böyle ağız dolusu bir tebrik duymamıştık. Ama ilerleyen zamanlarda duyduk. 31 Mart seçimlerinin sonuçları hazmedilecek, yerel yönetimler çalışırken bu konuda yerel yönetimlere destek olunmasa da köstek olunmayacak diye ummuştuk. Çünkü şunu biliyorduk. 31 Mart 2019’da İstanbullu’nun verdiği karara saygısızlık edip, YSK’ya yalan dolan bir sürü İstanbul’daki bütün psikiyatri hastalarının raporları, reçeteleri ile başvurup, ‘Efendim şu kadar zihinsel kısıtlı oy kullanmış. Bunlar kanunen işlem yapılmamış. Bu sonuç doğru değildir’ diyecek kadar küçülmüş bir anlayışa, 12 bin olan küçük bir farkı, 40 gün sonra 806 bin olarak İstanbullu göstermişti. Demişti ki ‘Oylar size verildiğinde milli irade, baş tacı, bize verildiğinde alaşağı olmaz. Bu tip davranışlara olumsuz bakarız’ demişti ve cevabını, cezasını sandıkta kesmişti. Bu sefer seçim sonuçlarını hazmedecekler diye ummuştuk. Birkaç ay dayandılar, yaz ortasında bir kıpırdandılar. Milletin tepkisi gelince durdular.”

“AK PARTİLİ BELEDİYE ARSA VERİYOR, ONU KABUL EDİYOR”

“Ama birden bir harekete geçtiler. Ne yapmaya başladılar? Belediyelerin SGK’ya olan ve vergi dairesine olan borçlarını. Belediye AK Partili ise arsa veriyor, kabul ediyor. Hatta Balıkesir’de, Tekirdağ’da örnekleri var. Üstünde camisi ile dört arsayı alıp borcu silmiş. O borcun tahsil kabiliyeti var mı? Camiyi yıkıp da arsayı mı satacak? Üstünde camiisiyle kiraya mı vereceksin? Yok. AK Parti olunca caminin üstünde cami olan arsayı alıyor borçluluğu düşüyor. Üstünde trafo olan arsayı alıyor, borçtan düşüyor. Cumhuriyet Halk Partisindekiler neleri teklif etse kabul etmiyor. Diyor ya ‘Biraz daha silkele, biraz daha silkele.’ AK Partili belediyeler borç yapmış. Faiz çıkmış. Belediyeler el değiştirmiş. Yıllardır ödemediklerini şimdi bizden istiyorlar. Diyor ki ‘Özgür Bey elinde hesap makinasıyla altın hesabı yapıyor, SGK‘ya olan borçlarının altın hesabını da yapsın.’ SGK‘ya olan borçların altın hesabını yaptım. Alaattin Abi sever benim böyle girişken işler yapmamı. Alaattin Abi toplam SGK borcunu altının kilosuna göre böldük, ton hesabına vurduk. SGK‘ya toplam 270 ton altın borcu var bu ülkedeki yapıların. Bunun 240 tonu şirketlerin, 30 tonu belediyelerin. Yani kamyona yüklesen on kamyon borç var, dokuz kamyonu şirketlerin, bir kamyonu belediyelerin. 30 ton altın borcu var, bunun 20 tonu muhalefet belediyelerinin, 10 tonu AK Parti’li belediyelerin. Muhalefet belediyelerinin de 20 tonunun da 10 tonu AK Parti’den kalan eski borçlar. Yani SGK borçlarının 10’da biri belediyelerin. Bütün borcun da üçte biri CHP’li belediyelerin. Şimdi ‘Bu parayı ödeyin’ diyor, ‘Silkleyin’ diyor. Ben de şunu soruyorum: SGK kanununda var. Altı ayda bir SGK borcu olan şirketler açıklanacak. Niye açıklamıyorsunuz? Çünkü ben söyleyeyim. İlk 100’de CHP’li belediye göremezsiniz. Ama özellikle ilk 20’de AK Parti’ye yakın, bunların zengin ettiği hangi şirket varsa borçlu orada. Hepsi orada. Beşi Çete orada, 40 Haramiler orada. 40 Haramiler’i biliyor musunuz? Yol yapıyor, otoyol yapıyor, şehir hastanesi yapıyor, tünel yapıyor. Bütün ihaleleri alan 43 firma var. Bu 43 firmanın 37’si geçen sene sıfır lira vergi ödemiş. Sıfır lira. Bu sıfır lira vergi ödeyenler, SGK‘nın baş borçluları. Şimdi gelecek aftan CHP’li belediyeler, belediye şirketleri yararlanmasın diye bizi silkeliyorlar şimdi.”

“BÜYÜKŞEHİR KENDİ BÜTÇESİNDEN MİLYARLAR HARCAYIP KÖRFEZ’İ TEMİZLİYOR”

“Cemil Tugay’ın 1.7 milyarına el koydular. Ne için? İşçinin maaşını ödeyemesin diye. O maaşı ödeyemeyince sendikalar, işçiler harekete geçecek. Çöpleri toplamayacak. Diyecek ki ‘Bak, CHP çöp demek.’ Asfaltı kapatamayacak. ‘Bak, CHP çukur demek.’ Kendisi biliyorsunuz gemileri denetlemiyor. İzin istedik vermiyor. Körfez’i temizleme görevi bakanlıkta, yapmıyor, İzmir’i kokutuyor. Sonra geliyor onun da hesabını Cemil Tugay‘dan soruyor, sormaya kalkıyor. O da belediyenin bütçesinden milyarlar harcayıp Körfez’i temizliyor. Vallahi de billahi de İzmir’deki kokudan, kokuşmuş AK Parti zihniyeti mesuldür. Başkası değil. Ama belediyenin parasıyla Körfez’i temizleyen biziz. Onun aç bıraktığı, yoksul bıraktığı insanlara sosyal yardım yapan biziz. Yakacak yardımı yapan biziz. Çocuğunun beslenme çantasını dolduran biziz. Öğrenciye çorbayı veren biziz. Okul Sütü projesini yapan biziz. Hoş geldin bebek diyen biziz. İlacını, mamasını sağlayamayana sağlayan biziz. Bunlar yapılınca CHP’li belediyelerden altı aylık memnuniyet yüzde 58 çıkınca, CHP’li belediyeleri seçildiğinden yukarıda çıkınca ‘Aman bunları durdurun.’ Buradan Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha uyarıyorum. Sen 31 Mart‘ta vatandaşın gönlünden düştün. Bu siyasetçinin başına gelebilir. Gönlünden düşersin, çok çalışırsın, sen de kent lokantası yaparsın, sen de hoş geldin bebek yaparsın, sen de anne kart yaparsın, sen de kreş yaparsın, sen de yurt yaparsın vatandaşın gönlüne girersin. Ama bu yaptığınla, yani belediye arabasının tekerine çomak sokarak, arkadan gelip Cemil Tugay’a, CHP’li belediyelere çelme çakarak, hasislikle ve hasetlikle ‘Ben yapamıyorum onlar da yapamasın’ deyince vallahi düştüğün gönüle giremezsin ama vatandaşın gözünden düşersin. Gönülden düşen gönüle girer ama vatandaşın gözünden düşen bir daha gözüne asla ve asla giremez.

“KARŞIYAKA İŞÇİLERİ ÇİÇEKLE KARŞILADI”

“Demokrasi tepki ve protesto rejimidir. Bizden birine bir şey söylüyorsanız, bileyim konuşturayım. Karşıyaka Belediyesi’nin işçileri Menemen‘de karşıma çıktılar, sorunlarını söylediler. ‘Gelin arabaya’ dedim. Aldık arabaya konuştuk. Bugün Kemalpaşa‘da Karşıyaka Belediyesi’nin işçileri çiçek veriyordu. Doğru mu? Çünkü sorunu parçalara ayırmışlar, dinlemişler, kimini çözmüşler, kimini başka tarafta çözmüşler. Bugün çiçeklerle karşıladı. İçinizden iki temsilci benim arabaya gelecek derdinizi anlatacaksınız, çözeceğiz. Hele hele ‘Taşerona hayır’ diyorsunuz, o işler bizim işimiz. Onlara bakarız. Değerli arkadaşlar, eğer birisi sesini duyuracaksa siyaset duyacak. Tayyip Erdoğan’ı değil bu mesafeden 3 kilometreden protesto edemezsin. Yaka paça alırlar atarlar. Ama Cumhuriyet Halk Partisi öyle bir parti değil. Özgür Özel öyle bir lider değil.”

“EMEKÇİ, EMEKLİ BU SEFALET MAAŞINA MAHKUM DEĞİL”

“Son sözüm şu. Bu yapılan hasetlikler, milletin gönlünden dönüyor. Tayyip Bey’in kızdığı altın hesabını hatırlatalım. 2002 yılında bir asgari ücretli tam yedi çeyrek altın alıyordu. Son aldığı asgari ücretle dört çeyrek altın alabiliyordu. Bu yaptıkları zamla da eğer altın artmazsa ocak ayında 4,5 alacak, sonra kademe kademe yine zayıflayacak. Bakın, bir değil her ay emekçinin cebinden 2,5 çeyrek altın düşüp kayboluyor. Bugünkü parayla tam 12 bin 500 lira verdiği paradan fazlası sırf AK Parti iktidarında yıpranmış yok olmuş. En düşük emekli maaşı Tayyip Bey geldiğinde 1,5 asgari ücretti. Yani bugünkü parayla 33 bin lira olması lazım. 12 bin 500 veriyordu, Bakan dedi ki 1’4 bin 500 olacak.’ Bir kere büyük bir haksızlık, büyük bir hadsizlik. Buna Meclis kararı verecek bakan söyleyemez. Meclis’e söyledim, ‘Meclis’in haysiyetini koruyacaksak bu 14 bin 500’e uymayacağız, bir asgari ücrete hep birlikte el kaldıracağız’ diye. Buradan bütün emeklilere, bütün emekçilere bir kez daha sesleniyorum. Bu sefalet maaşına mahkûm değiliz. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde çok üstünde var, ama biz her asgari ücretlinin en az şimdilik 30 bin lira almasını, devletin işverenlere 6 bin lira SGK‘lı başına teşvik vermesini, alan için 30 veren için 24’ün makul bir seçim olduğunu söyledik. Söylemeye devam ediyoruz. Bundan sonra bunu savunmaya devam edeceğiz.”

“SENİ GÖNDERECEK, HALKIN İKTİDARINI KURACAĞIZ”

“Biz Meclis’te mücadele ederiz ayrı. 2025 yılı büyük bir mücadelenin yılı olacak. Bunu 2025’in ilk Manisa’daki mitinginde başlattık. Biraz önce saydığım illerde yılın ilk haftasında 15’in üzerinde miting yaptık. Nereye gitsek ucu bucağı görünmeyen kalabalıklara konuştuk. kreş açacağız burada bile böyle kıymetli bir kalabalık var. Madem Nilüfer Başkan’ın ilçesindeyiz, önce o kırmızı kartı şuna yapsın. Bir gecede tek başına Hizbullah’a verdiği söz için İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan AK Parti bir kırmızı kart burada. Emekliye ve emekçiye maaşı veren AK Parti‘ye kırmızı kart burada. Çiftçiyi ve esnafı perişan eden AK Parti’ye kırmızı kart burada. Türkiye’de gençleri canından bezdiren, her dört gençten üçüne ‘Yurtdışına gideceğiz’ diye valizleri kafasında toplatan AK Parti‘ye kırmızı kart burada. Birileri beğenmemiş, sosyal medyada diyor ki ‘Bunu mu yapacaktınız?’ Bunu yapacağız. AK Parti gitsin diyoruz, bundan güzel muhalefet mi var? Size söz Türkiye’nin 81 ilinde 973 ilçesinde AK Parti’ye bu meydanları da dar edeceğiz, durmadan çalışacağız ve hep birlikte bu iktidarı değiştireceğiz. Bu iktidar gidecek, yerine işçiyi, emekçiyi yerine emekliyi, köylüyü ve esnafı savunan bir iktidar gelecek. Kaldırın kırmızı kartı çekiyoruz, Tayyip Bey’i yolluyoruz. Hep beraber çalışacağız, hep beraber başaracağız. Her emeklinin cebine bu kırmızı kartı sokacağım. Arkasında 2002’nin alım gücü, bugünkü alım gücü, her asgari ücretlinin servislerinde, fabrikalarında bu kırmızı kartı dağıtacağım. Arkasında 2002 ve bugünkü durumu. Tayyip Bey altın hesabını da simit hesabını da dana kıymayı da Türkiye’ye ezberleteceğim. Bu meydanları sana dar edeceğim. Seni göndereceğiz, halkın iktidarını kuracağız. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.